Avrupa’nın büyük ligleri nasıl daha rekabetçi olacak?
Avrupa'nın büyük ligleri rekabetçi olmaktan gittikçe uzaklaşıyor. Almanya'da Bayern Münih üst üste 10. şampiyonluğuna koşarken Paris Saint Germain'in bu sene Fransa'da şampiyon olma ihtimali yüzde 95 olarak görülüyor.
Futbol 20. yüzyıl boyunca çeşitli evrelerden geçerek endüstriyel bir hal aldı. 21. yüzyılda ise Rus Oligarklar ve Arap sermayesi başta İngiltere’de olmak üzere futbolu şekillendirdi. Paris Saint Germain’in Katarlılar tarafından satın alınmasından sonra Neymar’a verilen 222 milyon euroluk bonservis bedeli ise oyuncu fiyatlarında büyük bir enflasyona neden oldu.
Bu enflasyon içinde ve kendine özgü ekonomik koşulları sebebiyle de Türkiye’de bonservisi ile pahalı yıldızları satın alma dönemi tamamen kapanırken Avrupa’nın büyük beş liginde de lig yarışında rekabet azaldı.
Bahis oranlarına bakıldığında daha Ocak ayından Fransa’da Paris Saint Germain’in şampiyon olmasına yüze 95, Bayern Münih’in Almanya’da şampiyon olma şansına yüzde 95, Manchester City’nin İngiltere’de şampiyon olma ihtimaline yüzde 88, Real Madrid’in İspanya’da şampiyon olma ihtimaline yüzde 87, Inter’in Serie A’da şampiyon olma ihtimaline ise yüzde 77 ihtimal veriliyor.
BÜYÜK LİGLER REKORU MÜNİH'TE
Burada rekabetin neredeyse bittiği lig ise Bundesliga, Bayern Münih üst üste 10. şampiyonluğuna yürüyor. Bu büyük ligler için rekor bir seri. Daha önceden Letonya’da Skonto Riga ve Cebelitarık’ta Lincoln Red Imps üst üste 14. kez şampiyon olmuştu ancak bunları pek de dikkate almak doğru olmaz.
Bayern Münih yakaladığı bu seriden önce toplamda üçten fazla kez üst üste ligi kazanamamıştı. 1960’ta Batı Almanya altı farklı şampiyon çıkarmış, 1970’te bu sayı dörde inmiş, 1990’da da yine altı farklı şampiyon çıkmıştı. 2010’lu yıllarda ise Almanya sadece iki lig şampiyonu çıkardı. Bayern Münih’ten önce 2011-2012 sezonunda Borussia Dortmund şampiyon oldu.
Avrupa’nın beş büyük liginde maç başına 2.2 puan ortalamasını tutturmadan şampiyon olmak çok zor. Şampiyon olan takımın aynı zamanda maç başına +1,5 averaj ile oynaması bekleniyor.
PLAY-OFF SİSTEMİ HEYECAN GETİRİR Mİ?
Son yıllarda bu büyük liglerdeki takımlar çok önceden de şampiyonluklarını ilan edebiliyor. Eski FIFA Başkanı Sepp Blatter liglerde 16 takım olması gerektiğini savunuyordu. Bu olacağı takdirde rekabetin daha yoğun yaşanacağını fikstüründe daha kısa sürede tamamlanacağını savunuyordu. Yıllardır heyecanı artırmak için play-off sisteminin de adapte edilmesi konuşuluyor.
3 Temmuz sürecinden sonra Türkiye’de futboldaki heyecanı sabit tutmak için ilk dört ayrı bir grupta birbirleri ile mücadele etmişlerdi.
Arjantin modeli Apertura ve Clausura da bu liglere heyecan getirmek için kullanılabilir. Açılış ve kapanış sezonu olarak adlandırılan bu sistemde lig tam orta döneminden ikiye ayrılıyor ve iki farklı şampiyon bir sene içinde ortaya çıkabiliyor. Bu iki sezonun şampiyonu daha sonra aralarında oynayacakları müsabaka ile tek şampiyonu belirliyor.
İLK 8 PLAY-OFF'A
Latin Amerika’da lige heyecan getirmek için başka yaratıcı tedbirler de var. Örneğin Kolombiya’da ligin ilk sekizi sezon tamamlandıktan sonra kendi aralarında müsabakalar düzenliyor. Meksika’da ise ilk dörde giren takımlar doğrudan çeyrek finalden başlıyor, 5. sıradan 12. sıraya kadar takımlar ise kendi aralarında ayrı bir dörtlü belirliyorlar.
Kolombiya’da yaşayan futbol yazarı Carl Worswick, “Güney Amerika ülkeleri de Avrupa modelini uygulamayı uzun süredir düşünüyor ama bence rekabeti sağlamak açısından Kolombiya için Avrupa modeli iyi olmaz” demekte.
Kolombiya modelinde oynana ilk 20 maçta alınan sonuçlara göre 1. veya 8. olmak arasında bir fark yok çünkü ikisinde de çeyrek finaldeki yer garanti oluyor. Son yıllarda Latin Amerika ligleri de sistem arayışları sebebiyle bazı değişikliklere gitti. Şili ve Arjantin açılış ve kapanış modelini bıraktı. Bu sene Arjantin’de 28 takım mücadele edecek.
*Yukarıdaki makalede yer alan bilgilerin tamamı The Athletic’te Michael Cox imzası ile yer alan ‘How can we make Europe’s big leagues more competitive?’ isimli makaleden alınmıştır.
Kaynak: Web Özel