Uzun bir kış bizi bekliyor | Bağışıklık siteminin sağlam olması şart

Türkiye'de bu sene grip sezonu erken başladı. Son günlerde influenza ve RSV virüslerinin isimlerini çok duyar olduk. Doktorların pek çoğu RSV'ye yani 'respiratuar sinsisyal virüs'e dikkat çekiyor. Solunum yolu hastalıklarının en sık nedenlerinden biri olarak ifade edilen RSV'nin belirtileri ise gribe oldukça benziyor. Çoğunlukla ateş, boğaz ağrısı, öksürük ve hapşırık gibi belirtileri olan RSV, ilerlediği durumlarda alt solunum yolu rahatsızlıklarına da dönüşebiliyor. Özellikle yenidoğan bebekler ve yaşlılar RSV'nin risk grupları arasında öne çıkıyor.

Henüz kasım ayının ortasındayız ve uzun bir kış bizi bekliyor. Grip sezonunu virüslerin etkisinden uzak atlatmak ve bu kışı daha az hastalıkla neticelendirmek istiyorsak bağışıklık sistemimizi güçlü tutmamız gerekiyor.

Son üç yıldır Covid-19'dan dolayı virüsten korunma yöntemlerine alıştık ancak bağışıklığımızı korumak için neler yapmamız gerektiğini grip sezonunun başında hatırlamakta fayda var.

Meslek hayatımın en fazla bronşiolit/ pnömoni (zatürre) hastası gördüğüm kışı olabilir

Özellikle <1 yaş bebekleri koruyalım

Herhangi bir hastalık belirtiniz varsa, ufak bebeklerle araya mesafe, yakınsanız maske takın, onları öpmeyin, dokunmayın, sık el hijyeni lütfen

— Dr.Sevil B. (@drsevilbilir) November 18, 2022

HAREKET EDİN

Uzmanlara göre, fiziksel aktivite sağlam bir bağışıklık sisteminin olmazsa olmazlarından biri. Düzenli egzersiz yapmak bünyemizi güçlendirerek, hastalığa yakalanma ihtimalini azaltıyor. Çünkü egzersiz, vücudun muhafızları olarak isimlendirilen bağışıklık hücrelerini canlandırıyor.

Düzenli egzersizin sağlığa katkıları malum. Bu konuda yürütülen pek çok araştırma, haftada en az 5 gün egzersiz yapanların üst solunum yolu enfeksiyonuna yakalanma ihtimalinin yüzde 40 daha az olduğunu gösteriyor. Hatta sadece haftada bir gün 20 dakika yürüyüş yapmak bile hiç yapmamaktan iyi.

İSTİRAHATİN KATKISINI KÜÇÜMSEMEYİN

Pek çoğumuz en ağır griplerimizin uzun yorgunluk dönemlerinin ardından geldiğini fark etmişizdir. İhtiyaç duyulan istirahatten yoksun kalınması sonucunda vücudumuz zayıf düşüyor.

Yeteri kadar uyumamak ya da gereğinden fazla egzersizle vücudu yormak, bağışıklık sistemimizin virüslerin karşısında savunmasız kalmasına neden olmakta. Yeterli sürelerde ve kaliteli uyku, vücudumuzun enfeksiyonlarla savaşma kabiliyetini arttırıyor. Uyku ihtiyacı da kişiden kişiye değişmekte ama yetişkinlere 6-8 saat uyku tavsiye ediliyor.

İYİ BESLENİN

Sağlam bir bağışıklık sisteminin bir diğer olmazsa olmazı düzenli ve iyi beslenme. Özellikle, çinko, selenyum, demir, folik asit ve vitamin A, B6, C ve E hastalıklara karşı koruyucu etkilere sahip.

Sağlam bir bağışıklık sisteminde bağırsak sağlığı da büyük önem taşıyor. O nedenle sebze gibi lifli yiyeceklerin yanı sıra, probiyotik tüketimi de önemli. Bu konuda çok şanlıyız çünkü probiyotik denince akla ilk gelen turşu gibi ve kefir gibi yiyecekler ve içecekler ülkemizde yaygın şekilde tüketiliyor.

Öte yandan, flavonoid'ler de bağışıklık oluşumunda kilit role sahip. Her bitkide bulunan, bitkilere sarı, turuncu ve kırmızı renklerini veren flavonoid'ler, 6 binden fazla farklı maddeden bir araya gelen bir ordu olarak ifade ediliyor. Çoğu flavonoid insan bedeninde antioksidan işlevi görüyor. Kırmızı ve mor meyveler ile baklagiller flavonoid açısından oldukça zengin gıdalar.

Kısacası, işlenmiş gıdalardan olabildiğince uzak durup, evde düzenli olarak yemek pişirdiğimizde ve sebze ile meyveyi öğünlerimize dahil etmeyi alışkanlık haline getirdiğimizde kışların görece sağlıklı geçmesi mümkün.

PANDEMİ ALIŞKANLARINIZI SÜRDÜRÜN

Covid-19 pandemisi hijyenin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha tüm dünyaya hatırlatmıştı. Salgın önlemleriyle birlikte virüslerin yayılmasının nasıl önüne geçilebileceğini hepimiz öğrendik; özellikle de aşının ne kadar önemli olduğunu.

Dişlerimizi en çok ne çürütüyor?Sağlık

Dolayısıyla, pek çok sağlık uzmanı Covid-19 aşılarının hatırlatma dozuna ilaveten grip aşısı yaptırılmasını öneriyor. Ayrıca, son üç senedir sürekli duyduğumuz önlemlerin altını bir kere daha çizelim: Kapalı mekanlarda ve toplu taşımada maske takmayı sürdürmek, sık sık ellerimizi yıkamak ve sosyal mesafeyi korumaya devam etmek sadece Covid-19 virüsünden değil, pek çok virüsten korunmamızı sağlıyor.

STRESİ AZALTIN

Modern tıp, akıl ve beden sağlığı arasındaki bağın yakın olduğunu ortaya koymakta. Her ne kadar stresin bağışıklık sistemine etkilerine ilişkin daha fazla araştırma yürütülmesi gerekse de bilim insanları sağlıklı bir bünye için stres faktörlerinin azaltılmasını öneriyor. Günümüzde çevremizdeki stres faktörlerinin ne kadar çok olduğu malum. Ancak, stresin tansiyondan cilt sorunlarına, mideden kalp hastalıklarına kadar pek çok rahatsızlığa kapı araladığını unutmamakta fayda var.

Kaynaklar: The New York Times, The Guardian, Harvard Üniversitesi Tıp Yayınları, acıkders.ankara.edu.tr

Bütün risklere rağmen o sütü içtiler! | Binlerce yıl öncesinden gelen genetik sır...Yaşam

Kaynak: Web Özel