Meme kanserinde doğru bilinen 7 yanlış
Türkiye'de her yıl yaklaşık 25 bin kadının meme kanseri tanısı aldığını, bu sayının her geçen gün arttığını belirten Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Aykut Soyder, meme kanseri ve cerrahi tedavi hakkında doğru bilinen yanlışları anlattı.
Meme kanseri tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de kadınlarda en sık görülen kanser türü. Öyle ki her dört kanser tanısından birini meme kanseri oluştururken, her 8 kadından biri yaşamının bir döneminde meme kanseri ile karşılaşıyor.
Bu sayının her geçen gün arttığını belirten Doç. Dr. Aykut Soyder, “Son 30 yıldır meme kanserinde medikal ve cerrahi tedavilerdeki gelişmelerin yanında elde edilen başarıdaki en önemli faktör erken tanıdır. 20 yaş üzeri her kadının kendi kendine elle aylık meme muayenesi yapması, yılda bir kez düzenli muayene olması, 40-69 yaş arası kadınların ise yıllık meme muayenesi ve meme ultrasonu ile mamografiyi ihmal etmemeleri erken tanı şansını artırıyor. Ancak toplumumuzda meme kanserine yönelik doğru bilinen bazı yanlışlar ne yazık ki erken tanı ve tedavi şansını engelleyebiliyor” dedi.
Doç. Dr. Aykut Soyder, meme kanseri ve cerrahi tedavi hakkında doğru bilinen 7 yanlışı anlattı ve şu önerilerde bulundu.
"AMELİYAT OLURSAM (BIÇAK DEĞERSE) TÜMÖR YAYILIR": YANLIŞ
DOĞRUSU: Uygun hasta seçimi sonrası uygulanan meme cerrahisi prosedürleri tedavinin rutin bir kısmını oluşturmaktadır. Erken evre tanılı meme kanserli hastada uygulanan uygun cerrahi ve medikal tedavi sonrası hastalık kür olarak kabul edilmektedir.
"DAHA GENCİM, BU YAŞTA MEME KANSERİ OLMAM": YANLIŞ
DOĞRUSU: Dünya Sağlık Örgütü önerileri doğrultusunda ülkemizde meme kanseri tarama yaşı 40 yaş ve üzeri yıllık olarak belirlenmiştir. Tüm dünyada 40 yaş altı meme kanseri tanı oranı yüzde 5-6 civarında olmasına rağmen ülkemizde bu oran yüzde 16.6 olarak belirlenmiştir. Bu farklılık genç nüfus oranındaki yükseklik ile açıklanmaktadır. 20 yaş sonrası kadınlarda her ay kendi kendine meme muayenesi ve yıllık klinik değerlendirmenin önemi daha da artmaktadır.
"MEMEDE ELİME GELEN KİTLE YOK, TETKİK GEREKSİZ": YANLIŞ
DOĞRUSU: Meme kanseri tanılı olguların muayenede ele gelmeyecek boyutlarda tümör varlığı ile tanı oranları yaklaşık yüzde 30’dur. Bu nedenle yıllık klinik değerlendirmelere elle muayenenin yanında radyolojik değerlendirmenin de (meme ultrasonu ve mamografi) eklenmesi gerekmektedir.
"AİLEMDE MEME KANSERİ TANISI ALAN YOK, DOLAYISIYLA BENİM DE RİSKİM YOK": YANLIŞ
DOĞRUSU: Meme kanseri tanısı alan hastaların sadece yüzde 5-10’u kalıtsal (ailesel) özellik göstermektedir. Ülkemizde meme kanseri tanısı alanların ancak yüzde 15.8’ inde ailesinde meme kanseri öyküsü ve yüzde 3.3’ünde ise over kanseri öyküsü olduğu görülmüştür.
"YAŞTA AMELİYAT OLAMAM": YANLIŞ
DOĞRUSU: Meme kanseri tanı sıklığı yaş ilerledikçe artmaktadır. Günümüzde 70 yaş ve üzerimeme kanseri tanı oranı yüzde 30 olarak bildirilmektedir. Yaşam süresi uzadıkça tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de ileri yaş meme kanseri tanı sayısı artmakta ve bu önemli bir toplumsal sorun haline gelmektedir. Bu yaş gurubu hastalarda tedavi planlanırken baz alınan asıl faktör hastanın yaşı değil performansıdır. Uygun hastalarda cerrahi rahatlıkla yapılabilmekte, cerrahi için uygun olmayan hastalarda ise medikal tedavi protokolleri tercih edilebilmektedir.
"AMELİYAT OLDUM TEDAVİM TAMAMLANDI": YANLIŞ
DOĞRUSU: Meme kanseri tedavisinde cerrahi uygulamalar tedavinin sadece bir bölümünü oluşturmaktadır. Eklenen tıbbi tedaviler (kemoterapi-hormonoterapi) ve radyoterapi (RT) ile birlikte tedavinin bütünlüğü sağlanmakta ve başarı oranları arttırılmaktadır.
"TÜM MEMENİN ALINMASI GEREKİYOR": YANLIŞ
DOĞRUSU: Uygun hasta değerlendirmesi sonrası yapılan meme koruyucu cerrahi tüm memenin alınmasına gerek kalmadan ve düşük ve benzer tekrarlama oranları ile güvenli olarak yapılmaktadır. Ülkemizde meme kanseri tanılı hastalarda bu tekniğin uygulama oranları yüzde 70’in üzerindedir. Uygulanan onkoplastik cerrahi teknikler meme koruyucu cerrahi oranlarını ve güvenliğini daha da arttırmaktadır.
Kaynak: DHA