Bitmeyen tartışma! Balık yağı gerçekten mucize bir ilaç mı?

Bitmeyen tartışma! Balık yağı gerçekten mucize bir ilaç mı?

Balık yağı içeren ilaçların kalp rahatsızlıkları, diyabet, kanser gibi hastalıklara karşı mucizevi etkileri olduğu her zaman öne sürülür. Ancak bazı uzmanlar, bu ilaçların yararlarını kanıtlayan yeterli araştırmanın olmadığını belirtiyor. 2018'de yapılan bir ilaç testi de tartışmayı alevlendirdi.

Her şey Danimarkalı bir araştırma grubunun 1971 yılında Grönland'a yaptığı sefer ile başladı. Araştırmanın şaşırtıcı sonuçlarından biri yerel bir Eskimo halkı olan Inuitlerin sağlıkları ile ilgili idi. Araştırmada, Inuitler'in şaşırtıcı derecede düşük diabet ve kalp hastalıklarına sahip bir halk olduğu ortaya çıktı. Araştırmacılar bunun nedenini yerli halkın sürekli balık yemesine bağladı. Balık yağının kalp hastalıklarına iyi geldiği düşünüldü.

Araştırma büyük heyecan yarattı. Obeziteye bağlı kalp hastalıklarından muzdarip ABD halkı için bu yağ bulunmaz bir nimetti. Beslenme ve gıda çalışmaları profesörü Marion Nestle "Bu çalışmaların, ilk ortaya çıktıklarında ne kadar heyecan verici olduklarını hatırlıyorum" diyor.

Bitmeyen tartışma! Balık yağı gerçekten mucize bir ilaç mı? - Resim : 1
Balık yağı kapsülleri. Fotoğraf: Shutterstock

Balık yağı modası sadece kalp hastalıkları ile sınırlı kalmadı. Kamuoyuna "her derde deva" olarak sunulan balık yağının, obezite, depresyon, demans ve kanseri de önlediği iddia ediliyordu. Balık yağının faydaları ile ilgili haberler yapıldı, kitaplar yazıldı. 2014 yılına gelindiğinde balık yağı sektörünün büyüklüğü milyarlarca doları aşıyordu. Pazar, bugün de astronomik bir oranda büyümeye devam ediyor.

Kimilerine göre; bu konudaki bazı araştırmalar ilk yalnızca gözlemlere dayanıyordu ve balık yağının gerçekten faydalı olup olmadığına dair kesin bir veri yoktu. Balık yağı pazarı günden güne büyüyordu ancak yeterli sayıda araştırma yapılmadığı iddiaları da dillendiriliyordu. 

FAYDALARI VAR AMA...

Pek çok uzman, balık yağının belirli durumlarda bazı faydaları olduğunu kabul ediyor. Yağın ana besin maddesi olan Omega-3'ün kalp yetmezliği ile ilişkili yağ seviyelerini düşürdüğü, erken doğumların önüne geçtiği ve bebek mamalarının besin değerini artırdığı ortaya çıkmıştı. Ancak bunlar, iddia edilen mucizevi özelliklerden hala çok uzakta olan bulgulardı.

Balık yağı iki tür omega-3 yağ asidi (DHA ve EPA) içeriyor. Ancak bunların hangisinin fayda sağladığı ya da ikisinin bir arada mı yararlı olduğu bilinmiyordu. Belki de yararlı olan balık yağı değil balığın kendisini yemekti...

Belki de Inuitleri sağlıklı kılan, sadece balıkla beslendiklerinden dolayı zararlı diğer besinlerden uzak durmaları da olabilirdi. Inuitlerin genetik olarak kalp ve diyabet riski taşımadıkları ihtimali de göz önünde bulundurulabilirdi.

Toronto Üniversitesi'nde beslenme araştırmaları yürüten Richard Bazinet, 2010'lu yıllarda yürütülen araştırmaların birçoğunun sonuç vermediğini söylüyor. Ancak 2018 yılında balık yağı tutkunlarının umutlarını yeşerten bir gelişme yaşandı.

TARTIŞMALI DENEME

2018'de bir bazlı kalp ilacını test etmek amacıyla ilaç şirketi Amarin tarafından finanse edilen bir test hayata geçirildi. Test kapsamında, ilacın kalp yetmezliği ve diğer ciddi kalp hastalıkları riskini yüzde 25 oranında azalttığı bulundu. Görünüşe göre balık yağı aklanmıştı. ABD yiyecek ve ilaç bürosu FDA, testte denenen ilacı onayladı.

Ancak tartışmalar bununla bitmedi. Araştırmada bir normal ilaç verilen grup, bir de plasebo (sahte ilaç) verilen grup bulunuyordu. Bazı uzmanlar balık yağına benzediği için seçilen plasebo ilacın tartışmalı olduğunu ortaya koydu. Toronto Üniversitesi'nden Richard Bazinet "Bu makale hakkında şok edici olan şey, plasebo grubunda her şeyin daha da kötüye gittiği ve tedavi grubunun aynı kaldığı görülüyor" diyor.

2019'da FDA'nın bu ilacına yeşil ışık yakması yönünde oy kullanan komitenin iki üyesi, o sırada yeni verilere erişimleri olsaydı ret oyu verebileceklerini bile söyledi. Amarin şirketi ise, ilacın etkisiz ve tehlikeli olabileceği iddiasını "gerçeklerin büyük bir çarpıtılması" olarak nitelendirdi.

Uzmanlar, bu karmaşadan kurtulmanın tek yolunun yeni bir deneme yapmak olduğunu söyledi ancak ilacı üreten Amarin şirketi testin tekrarlanmayacağını ifade etti. Amerikan Tufts Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden profesör Clifford Rosen, doktorların ilacı bırakma ihtimalinin düşük olduğunu söyledi. Amarin, 2022'nin ilk çeyreğinde yaklaşık 100 milyon dolar değerinde bu ilaçtan sattı. Rosen, "Bu ilacın kullanımı için öyle bir ivme mevcut ki, bir sonraki çalışma yapılana kadar bence hala yaygın olarak kullanılacak" dedi.

*Bu haberde, The Atlantic'de "Fish Oil Is Good! No, Bad! No, Good! No, Wait" başlığı ile yayımlanan makaleden faydalanılmıştır.

Kaynak: Web Özel