Yassıada nerede? Demokrasi ve Özgürlükler Adası açılışa hazırlanıyor

Darbeler tarihinde çok kritik bir yere sahip olan Yassıada, Demokrasi ve Özgürlükler Adası olarak 27 mayıs 2020'de açılacak. Peki Yassıada nerede? Tarihteki önemi ne? Demokrasi ve Özgürlükler Adası'nın kısa tarihi ve yeri...

27 Mayıs Darbesi döneminde merhum Başbakan Adnan Menderes'in hapsedildiği, yargılandığı ve tarihe kara bir leke olarak sürülen idam kararının verildiği ada olan Yassıada'nın, alınan kararla bir demokrasi adasına dönüştürülmesi amaçlanmıştı. Bu doğrultuda yapılan çalışmalar tamamlandı. Demokrasi müzesi, demokrasi tarihinde önemli sembollerin yer aldığı ada artık açılışa hazır hale geldi. Bir dönem "yeşil alan" tartışmasına da konu olan Yassıada, 27 Mayıs 2020 tarihinde, yani Türk demokrasisine kara bir leke olarak sürülen 1960 Darbesi'nin yıl dönümünde Demokrasi ve Özgürlükler Adası olarak halka açılacak.  

Yassıada nerede? Demokrasi ve Özgürlükler Adası açılışa hazırlanıyor - Resim : 1

YASSI ADA (DEMOKRASİ VE ÖZGÜRLÜKLER ADASI) NEREDE?

Demokrasi ve Özgürlük Adası ya da bilinen adıyla Yassıada, Marmara Denizi'nde İstanbul'a yakın küçük bir ada. Biri sivri, diğeri yassı görünümlü olan, birbirine yakın iki metruk adadan yassı olanı olarak kabul ediliyor. Eni 185, boyu 740 metre, yüzölçümü 18.3 hektar olan adanın arazisi düzdür, ancak sahilleri genellikle denize dik olarak iner. Sivriada'ya 0.9, Burgaz Adası'na 2.67 ve Kadıköy'e (Fenerbahçe Adası) 6.27 deniz mili uzaklıktadır. 27 Mayıs Darbesi döneminde burada gerçekleştirilen ve Demokrat Partililerin (DP) yargılandığı Yassıada Yargılamaları ile de tanınır. Darbenin izlerini silmek için adanın adı Demokrasi ve Özgürlük Adası olmuştur.

ADNAN MENDERES KİMDİR? YASSI ADA'NIN TARİHTEKİ ÖNEMİ NEDİR?

Ali Adnan Ertekin Menderes (1899, Aydın – 17 Eylül 1961, Bursa),1950-1960 yılları arasında Türkiye Cumhuriyeti'nin başbakanlığını yapmış, Adnan Menderes İstiklal Madalyası sahibi Türk siyasetçi, devlet adamı ve hukukçu. Serbest Cumhuriyet Fırkası, Cumhuriyet Halk Partisi ve Demokrat Parti'de siyaset yapan Menderes, 27 Mayıs Darbesi'nin ardından, 17 Eylül 1961 tarihinde asılarak idam edildi. Türkiye Büyük Millet Meclisi 1990 yılında çıkardığı yasayla, Menderes ve onunla beraber idam edilenlere itibarlarını iade etti.

Tam adı Ali Adnan Ertekin Menderes olan Adnan Menderes, 1899 yılında Aydın'da varlıklı bir çiftçinin oğlu olarak dünyaya geldi. Okul hayatına, İzmir İttihat ve Terakki Mektebi'nde başlayan Menderes, eğitimini daha sonra İzmir Amerikan Koleji'nde devam ettirdi. 1931 yılında CHP Aydın milletvekili seçildikten sonra ise Ankara Hukuk Fakültesi'ne girerek, 1935 yılında mezun oldu. Yedek subay eğitimi almasına karşı, Birinci Dünya Savaşı'na sıtma hastalığına yakalandığı için katılamayan Menderes, Kurtuluş Savaşı'nda gösterdiği başarılardan ötürü İstiklal Madalyası almaya değer görüldü. İzmir'in ünlü ailelerinden, Evliyazade Fatma Berin Hanım ile 1929 yılında evlendi ve Yüksel, Mutlu, Aydın olmak üzere üç oğlu oldu. 

Yassıada nerede? Demokrasi ve Özgürlükler Adası açılışa hazırlanıyor - Resim : 2

SİYASİ KARİYERİ

Adnan Menderes, 1930 yılında kısa süreli de olsa Serbest Cumhuriyet Fırkası'nın bir kolunu organize etti. Partinin kendini feshetmesinden sonra ise Cumhuriyet Halk Partisi'ne geçti ve 1931 seçimlerinde Cumhuriyet Halk Partisi'nden Aydın milletvekili olarak seçildi. Menderes, o dönemlerde en sert çıkışını, "çiftçiyi topraklandırma yasası" görüşülürken yaptı. Bu çıkış sonrasında ise Menderes, parti içi muhalefetten dolayı 1945 yılında CHP'den ihraç edildi.

DEMOKRAT PARTİ DÖNEMİ VE BAŞBAKANLIĞI

CHP'den 1945 yılında Celâl Bayar, Fuad Köprülü ve Refik Koraltan ile birlikte ihraç edilen Menderes, Demokrat Parti'yi kurdu. 1947'de yapılması gereken seçimler CHP tarafından bir yıl öne alındı. 1946 yılında CHP yüzde 85 oy ile seçimi kazandı. Menderes Demokrat Partisi aracılığı ile Kütahya milletvekili olarak tekrar meclise girdi.

'Beyaz Devrim' olarak adlandırılan 1950 seçimlerini DP kazandı. Menderes, 19. Türkiye Hükûmeti'ni kurarak başbakanlık görevine başladı. Bu görevini 1960 yılına kadar sürdürdü.

Başbakanlığı döneminde Türkiye ekonomisi ortalama yıllık %7.8 oranında büyüdü ve Türkiye'nin GSMH'si Dünya toplamının binde 6.43'ünden, binde 7.52'sine yükseldi.

6-7 EYLÜL OLAYLARI

Kıbrıs konusunda Londra'da ikinci tur görüşmeler yapılırken, 6 Eylül 1955 gecesi İstanbul'da bazı gazetelerin Selanik'te Atatürk'ün evine bomba atıldığını yazması üzerine özelikle Rumlara karşı yönelen olaylarda, 73 kilise, 8 ayazma, 1 havra, 2 manastır, 4 bin 340 dükkan, 110 otel ve lokanta, 21 fabrika ve 3 bin 600 ev saldırıya uğradı, 1 papaz olaylar sırasında öldürüldü. Bu olaylar sebebiyle TBMM olağanüstü toplandı. Hükümet adına konuşan Başbakan yardımcısı Fuad Köprülü hükümetin olaylardan haberi olduğunu ancak gün ve saatinin muayyen olmadığını açıkladı.

Türkiye siyasi tarihine 6-7 Eylül olayları olarak geçen, azınlıklara karşı gerçekleştirilen olaylarda Menderes'i yıpratan sürecin içinde en önemlilerinden biri olarak gösteriliyor.

27 MAYIS 1960 DARBESİ

27 Mayıs 1960 sabaha karşı saat 4'te radyoda Kurmay Albay Alparslan Türkeş TSK olarak yönetime el koyduklarını belirtti ve askeri darbenin sebeplerini bir radyo bildirisi ile halka duyurdu. TSK'nın 27 Mayıs 1960 günü darbe açıklaması yaptığı sırada Eskişehir'de bulunan Adnan Menderes, beraberindeki siyasilerle birlikte Kütahya'da tutuklanarak, Ankara'ya getirildi. Ankara'da bir süre tutulan Menderes, sonra Yassıada'ya yargılanmak üzere gönderildi.

YASSIADA'DA İDAM KARARI

27 Mayıs darbesini yapan cuntacıların özel olarak kurdukları mahkeme olan Yüksek Adalet Divanı, 9 ay 27 gün boyunca Menderes ve beraberindeki siyasetçileri yargıladı. Yargılama süreci sonunda 14 kişinin idamına, 31 kişinin de ömür boyu hapse mahkum edilmesine karar verildi. Ancak, Cemal Gürsel başkanlığındaki Milli Birlik Komitesi; Celal Bayar, Adnan Menderes, Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu dışındakilerin idam cezasını affetti. Celal Bayar'ın cezası yaş haddi nedeniyle ömür boyu hapse çevrildi. Geri kalan 418 sanığa ise 6 ay ile 20 yıl arasında değişen hapis cezaları veya beraat kararı verildi.

Menderes, 13 ayrı davadan yargılandı ve Bebek Davası dışındaki bütün davalardan suçlu bulundu. 

İDAMI

Menderes, hakkında karar, Milli Birlik Komitesince onaylanınca, 17 Eylül 1961'de İmralı Adası'nda idam edildi. 29 yıl sonra ise bir kararla 17 Eylül 1990 yılında naaşları Cumhurbaşkanı ve devlet erkanın katıldığı bir törenle İmralı'dan alınarak, İstanbul'da Adnan Menderes Bulvarı Topkapı çıkışında yapılan Anıt Mezara nakledildi.

YASSIADA'NIN TARİHİ

Doğu Roma İmparatorluğu döneminde 4. yüzyıl'dan itibaren bir sürgün yeri olarak kullanılan Yassıada'ya, Bizans İmparatoru Theofilos (hükümdarlığı 829-842) Platea Manastırı diye bir manastır inşa ettirmiştir. 860'ta bu adada sürgün olarak kalan patrik İgnatios adanın tam ortasına bir kilise inşa ettirmiştir. Daha sonraları bu kilisenin altındaki dehlizler zindan olarak kullanıldı. 12. yüzyıl'da Latinlerin ve 15. yüzyıl'da Rusların istilasına uğradı.

İstanbul'un Fethi'nden sonra uzun süre adayla ilgilenen olmamıştır. 1859'da adayı satın alan Birleşik Krallık'ın İstanbul sefiri Sir Henry Bulwer, sahilde burçları olan kaleye benzer bir bina ile adanın ortasına enteresan bir mimari üslupta, şato büyüklüğünde bir köşk inşa ettirdi.

Bulwer 1837 yılında Birleşik Krallık'ın İstanbul Büyükelçiliği kâtipliğinde bulunurken önemli bir ticaret anlaşması imzalamıştır. St. Petersburg, Madrid, Washington D.C. ve Floransa'dan sonra tekrar Mayıs 1858'de İstanbul'a gönderilmiş ve 1865 yılı Ağustos ayına kadar Büyükelçi olarak kaldığı sırada, dört tarafı kayalık, ıssız yeri beğenerek Sultan Abdülmecit'in de onayını alarak Yassıada'yı satın almıştır.

Lüks eşyalar taşınarak burada küçük bir şato şeklinde, biri batı tarafında, biri ortada olmak üzere iki bina, limonluk inşa ettirir ve asma kütükleri diktirip bahçe kurdurur. Bahçıvanlardan üretimi sorarken, bir taraftan da misafirlerini karşılar. Bahar ve yaz ayları bitince, İngiliz elçisinde birden sıkıntı görülür. Bunun üzerine Londra'da Times gazetesine ilan vererek adayı satışa çıkarılır. Osmanlı Hükûmeti için bu hiç de uygun bir davranış değildi. Kendisine epeyce dil döküldükten sonra bu kararından vazgeçirilir.

Burada dikkate değer bir rivayet de şudur: inşaat yapılırken lahit içinde çok değerli mücevherler çıkar, bunun üzerine Osmanlı hükûmeti Bulwer'den adayı bir Türk'e satmasını ister. Bu kez arazi, bahçe, bağ ve binalar Mısır Hidiv'i İsmail Paşa'nın ilgisini çeker ve satın alır. Fakat o da, kısa bir süre sonra, bu şehirden uzak olan Yassıada'dan sıkılır. Tekrar birkaç bekçi ve martılardan oluşan ıssız günler başlar.

Yassıada 1947'de Deniz Kuvvetleri tarafından satın alınmış, 1949'da inşaata başlanmış ve 1952'de eğitim hizmetlerine açılmıştır. Komutanlık kuzey iskele yanındaki, bugün de duran Bulwer'in şato tipi yuvarlak köşkünü muhafaza ederek, subay ve erler için yüksek katlı lojmanlar, spor sahası, tesisler, buz deposu, yemekhane, silahhane gibi birçok yeni bina yaptırdı. 27 Mayıs Darbesi'nden (1960) sonra burada kurulan mahkemelerde Demokrat Partililer yargılanmıştır. Mahkeme sonunda idam cezasına mahkûm edilen 15 sanıktan Adnan Menderes, Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu'nun cezaları İmralı Adası'nda infaz edildi. Davaya bakan hakim ve savcılar kaldıkları Heybeliada Panorama otelinden buraya gemi ile gelip gitmişlerdir. Yassıada Yargılamaları bittikten sonra, ada yeniden Deniz Kuvvetlerine teslim edilmiş ve buradaki eğitim faaliyetleri 1978'e kadar sürmüştür. 

Deniz Kuvvetleri de burayı boşalttıktan sonra adanın ıssız günleri tekrar başlamıştır. 1993'te İstanbul Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi için uygun bir çalışma yeri olarak görüldüğünden, enstitü buraya taşındı. Günde iki kez şehir hatları vapurları, hoca ve öğrencileri getirip götürmesine rağmen, uzaklık, gerekli ihtiyaçların karşılanmasını zorlaştırdığı için Fakülte 1995'te adayı terk etmiştir.