Vatan Partisi Genel Başkanı Perinçek: Kapıları açan ekonomi iflas etmiştir

Haber Global
Vatan Partisi Genel Başkanı Perinçek: Kapıları açan ekonomi iflas etmiştir

Haber Global ekranlarında yayınlanan Siyaset Özel programının bu haftaki konuğu Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek oldu. Canlı yayında Türkiye ekonomi ve dış politika gündemine ilişkin önemli değerlendirmeler yapan Perinçek, "Kapıları açan ekonomi iflas etmiştir" dedi.

Haber Global ekranlarında yayınlanan Siyaset Özel programının bu haftaki konuğu Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek oldu.

Programdan öne çıkan başlıklar şu şekilde:

Asgari ücretliye asgari ücret soruyorsunuz. Ben de işçi emeklisi alıyorum. Kişisel hayatıma değil de Türkiye ekonomisine bakıyorum. İşçi ve emekçilerimizin iyi koşullarda yaşaması lazım. Talep de önemli. Asgari cüretin piyasayı şenlendiren etkileri de var. Enflasyon bayağı yükselecek. Benim için önemli olan Türkiye üretim ekonomisine geçecek mi? Ama tabii, beklenenden daha fazla artış oldu.

ENFLASYON ASGARİ ÜCRETİ ALIP GÖTÜRÜYOR

Enflasyon asgari ücreti alıp götürüyor o yüzden 6 ayda bir belirleme olabilir. Bir de işverenler tarafından da değerlendirmek lazım. Bakalım işverenler ne diyorlar? Çünkü maliyetlere de yansıyacak. Başka iş yerleri de kapanacak mı?

Ekonomide bir altın çağdan bahsedemeyiz. Yargıda; FETÖ'nün PKK, HDP'nin üzerine yüründüğü için yargıda altın çağdan bahsedebiliriz. 70'lerde ve 80'lerde bizleri hapse atanları içeri takan bir yargı dönemine girdik. O yüzden altın çağ dedim. 

KENDİMİZE HİÇBİR ZAMAN MAOCU DEMEDİK

Tasarruf, yatırım ekonomisi. İstihdam odaklı bir ekonomiden yanayız. IMF, biz Kayseri'de üretmeyelim diye korkutuyor, evet. Bir kere biz Vatan Partisi olarak 60 yıllık tarihimizde hiçbir zaman Çin ve Mao modelini sevmedik. Neden? Çünkü Türkiye ayrı bir ülke. Bilimsel sosyalizme Mao büyük katkılar da bulunmuş. Büyük bir teorisyen ama biz hiçbir zaman kendimize Maocu demedik. Biz bilimsel sosyalistiz. Mao modeli Türkiye için geçerli değil. Çin modeli ister sermaye ister emek yoğun yatırımlarla ülkedeki tüm iş gücünü seferber edip kalkınmayı arttırmak ve halka pay etmek. Çin modelinde bundan bahsedebiliriz. 1949 yılında Çin, dünyanın en yoksul ülkesiydi. Bugün az çok herkesin barınağı, gıdası olan; eğitim ve sağlık hizmetlerini parasız alabilen bir ülke haline geldiler. Tasarruf oranını arttırdılar ve emek yoğun modellerden de çekinmediler, iş gücünü seferber ettiler. Üretilenleri de adil bir şekilde paylaştırdılar. Geldikleri yer de ortada. Çin ticarette dünyada birinci ortak.

Çin kredi veriyor ama sıfıra yakın faizle ve ödeme koşulları çok elverişli. Afrika'ya gelişmekte olan ülkelere veriyor. ABD'nin oyunlarıyla sömürü ilişkilerine benzemeyen bir şey. Çin'in kredi vermesiyle ABD'nin vermesi çok farklı şeyler. Çin emperyalist olamaz. Dünya iki tane Amerika'yı kaldıramaz. Çin'in emperyalist olması için kendi içinde bir hakim sınıf olması lazım. Elinde sermeye stoku yok. Üretim fazlası oluşan yerler bunu dünyaya ihraç etti, emperyalizm böyle oluştu. Çin ülkeye dağıtıyor. İdeolojik olarak da uygun değil. Dünya onu da kaldırmaz. Sermaye stoku ortaya çıkınca onları askeri güçle dışarıya yaydılar. Çin dünyanın hiçbir yerine askeri tehdit oluşturmuyor. Daha çok savunmaya yönelik. Askeriyle yayılma eğilimi gözükmüyor. 

İHRACAT ODAKLI EKONOMİ BİZİ İTHALAT PATLAMASINA GETİRDİ

Çin modeli; Erdoğan dedi, 'uygulayacağız', diye oradan ortaya çıktı. Biz dedik ki, Türk modeli yapalım. Eski tecrübelerimizden yola çıkarak uygulayacağımız model. Çin bu karma ekonomiyi çok radikal yöntemlerle götürdü. Kuşaklar çok fedakarlıkta bulundu ancak torunlarına müreffeh bir hayata kavuşturdular. Özal'ın dünya ekonomisiyle bütünleşiyoruz demesiyle başlayan, üreticiye, küçük sanayiciye, çiftçiye kambur denen model. Pencereleri açacağız dedi, dünyaya açılacağız. İhracata yönelik modele geçildi. Hep dışarıdan alınarak bir rekabet kazanma faaliyeti olduğu için Türkiye'nin dış ticaretinde bir açılma oldu.

İhracat yapmayan bir ekonomi olmaz. Ancak ihracat odaklı bir ekonomi bizi ithalat patlamasına getirdi. Eğer siz Kayseri'yi, Denizli'yi Bursa'yı yok etmek suretiyle ihracat yaparsanız ülkedeki ekonomi çöker. Maliyet enflasyonundan korkmayacağız. Zonguldak'taki kömürü çıkarıp Rusya'dan getirmeyeceğiz. Üretim maliyeti daha yüksek ama oradaki kömürü çıkaracağız. Aksi takdirde iflas noktasına geliyoruz. İflası sayın Cumhurbaşkanı ifade ediyor. Sürdürülemez demek, ne demek? Cumhurbaşkanı ve Bahçeli Özal modelinin sürdürülemez hale geldiğini söyledi. 500 milyar dolara yakın dış borcu olan bir ülke iflas noktasındadır.

KAPILARI AÇAN EKONOMİ İFLAS ETMİŞTİR

Bahçeli en son bunun için 1980'de başlayan model dedi. Özal'ın Türkiye ile dünya piyasalarını birleştirmesi. Fillerin de Türkiye çarşılarına girip ezmesi. Kömürü dışarıdan alırım demir çelik üretir sonra onu dışarıya satarım modeli işlemez hale geldi. 1980'de Özal ekonomisi hangi propaganda ile geldi. Diyor ki, "Çiftçi bu ülke sırtında kambur. Ben destek veriyorum, bunun ürettiği ABD'nin pamuğundan daha maliyetli. Ben neden destekleyeyim?" ABD pamuğu aldın, onu sattın. Ekonomi başa aşağı etti ve ekonomi iflas etti. Özal ekonomisi kapıları açan ekonomi, sonuç itibarıyla iflas etmiştir. Arkadan gelen ekonomi koruyarak, gümrükleriyle teşvik ve destekleriyle içerideki üreticiyi koruyarak yetişebilmiştir. 

Kapitalist kalkınma modelinde çırak olarak anasını ağlatarak işçiye az vererek kapitalist ekonomi kalkınmalar gerçekleştirdiler. Başka kalkınma modeli yok. Tasarruf oranını arttırdığınız müddetçe bütün kalkınma modellerinin özeti istihdama yönetmektir. Fark, üretilenleri paylaşmada ortaya çıkar. Sovyetler birliği Çin modeli devlet eliyle kalkınma modelleridir. Hepsinin özünde tasarruf vardır. 

Dürüst politikacı halkına borcu olan politikacının halkına 'Zorluklar var ve bedel ödeyeceğiz' demesi gerekiyor. Bedeli milletçe hepimiz ödeyeceğiz. Bir de asgari belirli şeyleri sağlayacağız. Milli direnme politikası yaptık. Bir gıda politikası, güvenliğin güvenliğini sağlayacağız. Amerikancılar polis ve askerden kısın diyorlar. enerjinin güvenliğini sağlayacağız. Bedel öderken bundan vazgeçemeyiz. Her şey enerjiyle çalışıyor. Dördüncüsü sağlığın güvenliği. Bunlarda fedakarlık yok. Eğitimin güvenliğini sağlayacağız. Eğitim bir kamu hizmetidir. Devlet yalnız başına avukat mühendis yetiştirme değil aynı zamanda vatanına bağlı bir yurttaş geliştirmekte de görevlidir. Bu, devlet eliyle yapılmalıdır. Kovid-19 salgını sağlıkta kamuculuğu getirdi. 

Türkiye'nin önünde büyük zorluklar var. Bunlar nedeniyle Milli Direnme Ekonomisi programını açıklayacağız. Ancak bu beş güvenlikten vazgeçmeyeceğiz. Vatan Partisi bu programı yapıyor. Bahçeli, "bedel ödeyeceğiz" diyor. Alkışlıyorum ama bedel nasıl paylaştırılacak bunun programı yok. 1980'de kurulan Özal ekonomisi nedeniyle 450 milyar dolar dış borca batmanın bedelini ödeyeceğiz. 

1980'DE ÜRETİCİ KAMBUR İLAN EDİLDİ

1980'de bu ekonomi nasıl geldi. Atatürk, "köylü milletin efendisidir" diyor. Bu bir karşı devrim. "Çiftçi ülkenin sırtında kambur" deniyor. Niye? Çünkü dışarıdan alacak. Demirel döneminde şeker, iplik fabrikası açılmış, kamucu bir dönem. Demirel'e haksızlık yapıldı. Şeker, iplik fabrikası açtı, çiftçiyi destekledi. Püf nokta şudur 1980 yılında. Üretici kambur ilan edildi. Sabancılar da kambur ilan edildi. Özal, bunlar çürük çarık yapıyor dedi. Kamudaki üretim teşekküllerini aşağıladı. Aşağılandı üretici. Çarpışma burada üretim ekonomisiyle kapıları dışarıya açıp başkalarının ürettiğini tüketmek ve borçlanarak ödemek. Borçlar yığılınca da iflasa gidiyor. 

Üreticilerin bir kar bir de faiz gelirleri var. Kar gelirleri Türkiye'ye yararlı. Müteşebbis kardan geçip faize yönelince o zaman tefeciye dönüşüyor. Sanayiciyi suçlayan bir tavrım yoktu. Tefeciliği suçladım. 

TÜRKİYE SİSTEM DEĞİŞTİRMENİN BUNALIMINI YAŞIYOR

Çin modeli diyor ama bakıyoruz. Artık, sürdürülemez hale geldi diyor. 1980'den beri uygulanan sitemin Cumhurbaşkanı iflas ettiğini söylüyor. Yatırım, istihdam, üretim ve ihracat odaklı bir ekonomi uygulayacağız diyor. Biz daha dürüst davranıp tasarrufu da söylüyoruz. Sonuna bir de ihracat ekleyip biraz sistemi bozuyor. Kamuculukla ilgili bazı faaliyetleri başladı. Faizi indirmek gibi. Türkiye şu anda bir sistem değiştirmenin bunalımlarını yaşıyor. AK Parti bunu iyi bir şekilde yapılamaz. Sayın Nebati topluyor iş adamlarını, kredileri alıp da dövize çevirmeyin, diyor. Biz vermeyiz, devlet yatırımı yaparız. Ben özel teşebbüse vereceğime doğrudan kendim yaparım.

YÜKÜ AZALTMAK İÇİN İTHAL ETTİKLERİNİZİ KENDİNİZ ÜRETECEKSİNİZ

İthalat yükünü azaltmak için ithal ettiklerinizi kendiniz üreteceksiniz. Özel teşebbüs kar peşinde koşuyor. Devlet doğrudan fabrika açabilir. Bu program 6 ayda meyve vermeye başlar. Nasihat verileceğine özel teşebbüse o para, kamuya girer ve piyasa canlanır. Bankalar 10 ayda 80 milyar kar etti. Vatan Partisi yönetiminde 8 milyar yeter. Bir kanun çıkarır 72 milyar alır, çiftçiye dağıtırız. Küçük orta sanayici canlansın, hemen canlanır ekonomi. Türkiye'nin ithalatı da ihracatı da artacak. 

Zaten ABD'den telefon alamayacak duruma düşmüşsünüz. Evet, beğenilmeyen telefonlar kullanılacak sonra da beğenilen telefonları üreteceğiz. Bu zihniyet, 'otomobil yürümüyor, pervane çalışmıyor' diyerek üretici suçlandı. Amerikan otomobili daha iyi deyip aldığımız zaman yalın ayak dolaşacağız. alman otomobili gelmeyecek. Vatan Partisi iktidarında ABD'den Çin'den otomobil gelmeyecek, Türkiye'de üreteceğiz. 

TÜRKİYE'NİN ÖNÜNDE KOLAY BİR KALKINMA YOK

Türkiye'nin önünde kolay bir kalkınma yok. Türkiye Çin'den çok daha iyi bir başlangıç noktasında. 1949 yılındaki Çin'e baktığınız zaman Türkiye onunla kıyaslanmayacak bir durumda. Çalışkan iş gücü, iyi bir coğrafya ve sermaye birikimi var. Kolay bir öneri Türkiye'de yok. Telefonu Türkiye'de yapacağız. İlk başta kaliteli olmayacak belki ama sonra kalitelisini yapacağız. İktisadi gelişmeler de zamanla olacak. Hiçbir şey bir anda olmuyor. Türkiye'nin bulunduğu yeri önce bir görelim. En hızlı ulaşacağımız bir çözümü sunuyorum. 

FİİLİ DOLAR GETİRMEYENİN HESABINDA DOLAR OLMAYACAK

Fiili dolar getirmeyenin hesabında dolar olmayacak. Bin dolar getirirsen dolar mevduatın olur. İkincisi dışarıya kaçırılmış olan bütün dövizleri onların hepsini çok radikal tedbirlerle hepsini tekrar Türkiye'ye getireceğiz. Türkiye'deki kazançlarını dışarı götüren ihracat yapanlar getirmeyenlerden toplayacağız. Bunu yapacağız. Bunlar yüzünden çiftçi gece uyuyamayacak. Radikal yöntemlerle dışarıdaki paralar gelecek. Ben getirtirim. Eğer ki Türk milletini düşünüyorsam, çiftçi tohum atsın istiyorsam getirtirim. Vatan Partisi'nden başkası da getiremez. 

Vatan Partisi Fetullah terör örgütüdür, dedi. Yargıtay değil cemaat dedi. Vatan Partisi'nin dediği oldu. Demek ki Vatan Partisi önünü gören ve çözüm üreten bir parti. Vatan Partisi'nin sihri 'Hayatta en hakiki mürşit ilimdir." Bilimseliz. Türkiye nereye gidiyor görebiliyoruz. Şu anda köy kahvelerinde insanlar ben konuştukça alkışlıyor. Kaynakları çiftçiye, sanayiye tashih edeceğim, kaynakları arttıracağım dediğim zaman insanlar ayağa kalkıyor. Sandığa artık böyle gidecekler. Ciğerleri yanmıyordu. Vatan Partisi sistem içinde yürünmeyeceğini 40 yıl önceden gören bir parti. Bu sistemin iflas ettiğini artık herkes görüyor. 2001 krizi daha çok finans kriziydi. Bugünkü tamamen sistemle ilgili. 1980'de kurulan sistem bitmiştir. 

TÜRKİYE BUGÜN BİR DEVRİMİN EŞİĞİNE GELMİŞTİR

Türkiye bugün bir devrimin eşiğine gelmiştir. Faizi çıkaramaz. O devrilir, çıkarmayan gelir. Sen insanı aç bırakırsan seni iktidarda tutmazlar. 19 senedir dışarıdan finans geldi. Herkese dağıldı. 450 milyar dolar ilk geldiğinde hepimize bir refah getirdi. Borçların ödenme zamanı geldi, kapıya hacizci geldi. 1920 İstiklal savaşını yapmak zorunda. Atatürk, 'ya İstiklal ya ölüm' dedi. Şimdi Cumhurbaşkanı 'ekonomi savaşı' diyor. Ekonomik devrim artık Türkiye için sorunlu. 2018 yılında Maliye Hazine Bakanı Albayrak da gördü bu işin sürdürülemez olduğunu. En önce de onlar gördü. 1980'deki ekonomik modelin alternatifi de üretime odaklı bir ekonomi geliştirmek. Türkiye'nin bir zorunluluğu var.

ÇİN VE AVRUPA İLE KIYASLANAMAYAN BİR SİSTEM VAR

Türkiye'yi bugün Erdoğan yönetiyor. AK Parti bizim söylediğimizi yapıyor demedim. Biz olmasak da öyle bir hale geldi ki Türkiye kim olursa olsun herkes aynı şeyi yapar. Türkiye'de sistem bitti, bunu anlayalım artık. Bu hükümette sistemin bittiğini saptadı ve bunun alternatifi olan politikalara yöneldi. Çin modeli gibi iddialı ve cesur. Bu da çok önemli bir şey. Cumhurbaşkanı yanlışlıkla 'Çin modeli' diye yanlışlıkla demedi. Biz Türkiye'yiz kendi gerçeklerimize göre model geliştireceğiz. Kapitalizmin atölyesi Afganistan. Çin'in bir kamucu, paylaşmacı, milli demokratik ve sosyalizme açılan bir ekonomisi var. Halkını doyuran bir ülke mi demokrat, yoksa soğuk olduğunda sokaklarda insanları toplayan ülke mi demokrat? Ben 1973'den beri Çin'e gidiyorum. Böyle bir gelişme hiçbir yerde görmedim. İnsan hakları konusunda da müthiş bir ülke. Çin demokratik. Halk demokrasisi. Çin ve Avrupa ile kıyaslanamayan bir sistem var. 

Siz marka diyorsunuz. Ben de size diyorum, satmak için marka yapıyorsun değil mi? Çin en çok satan. İhracat odaklı olması ekonominin çok baka bir kavram. İthalat odaklı bir ekonomi çıktı. İhracat odaklı ekonomi açık verdi. 

EN SONUNDA BANKALARIN 80 MİLYAR KARINA EL KONULACAK

En sonunda bankaların 80 milyar karına el konulacak. AK Parti yüzde 30 yapar, Vatan Partisi yüzde 90 yapar. AK Parti de radikal yönelişlere girdi ama Vatan Partisi kadar yapamaz. O yüzden iktidara gelecek. Vergiyle hukuki yoldan el koyacaksınız bankaların karına. Kaynaklar yatırıma mı gidecek yoksa faize mi? Faizciye mi vereceğiz, yatırımcıya mı vereceğiz? Mesela Varlık Vergisi çıktı değil mi? Eleştirenler olacaktır. Onlar emperyalist adamlar. O vergiler olmasa Türkiye 2. Dünya Savaşı'nda çıkamazdı. Banka mı batsın, çiftçi mi batsın? Hükümet son tahlilde ülkenin kaynaklarını birleştiren otoritedir değil mi? Şöyle bir yabancı yatırımcı yok, dolar geldi aldı, doları sattı. Bu olmaz. Yabancı yatırımcıya karşı değiliz ama sülüğe karşıyız. Gelecek istihdam yapıyor, tamam, o yatırıma evet. 

FETÖ'NÜN CANINA OKUNDU, SAYIN ERDOĞAN'I TEBRİK EDİYORUM

Hayatımda hiçbir zaman hükümeti biz yönetiyoruz, demedim. Bu gerçekçi değil. bu birtakım tertipleri ve kışkırtmaları da ortaya çıkarıyor. AK Parti FETÖ'yle birlikte işe attı. Biz dedik, sizi içeri tıkacağız, diye. O noktaya gelmedik ki. AK Parti Kürt açılımı yapmıştı, biz ancak silahla temizlenir, dedik. Bugün o noktaya geldik. FETÖ'nün canına okundu. Tebrik ediyorum Sayın Erdoğan'ı. Ordu, askeriye temizlendi. ABD ile iş birliği yapan cemaatler tehlikeli. Yoksa toplum içinde farklı inanç grupları var. Türkiye cemaat müritleri ülkesi olamaz. Dervişler, müritler özgür olamaz. Öyle kararlı bir şekilde en tehlikeli terör örgütünün üzerine yürüyen hükümeti desteklememiz lazım. Ordudan 25 bin insanı temizledi. Müthiş bir adım. FETÖ ABD ile iş birliği yapıyor. Diğerlerine topluluklar diyelim. Onlar riskli değil. Bu politikalar karşısında ilerleme imkanları yok. Vatandaşa, senin şeyhin, cemaatin müridi olmanı sana yakıştıramıyoruz, dememiz lazım. Bunu ideolojik kültürel mesele olarak ele almamız gerekiyor. Ama FETÖ bu şekilde mücadele edilecek şekilde değildi. 

FETÖ DÖRT DÖRTLÜK BİR AMERİKAN PROJESİDİR

FETÖ dört dörtlük bir Amerikan projesi. Fetullah Gülen'i devletin içine Amerika yerleştirdi. Sızma değil bu. Türk devleti Amerika'nın kısmen denetimi altına girdikten sonra Türk devletinin içine yerleştirildi. 1974'lerde İslamcı cuntayı devletin içine kim yerleştirdi? Oğuzhan Asıltürk. 1970'li yıllarda İçişleri Bakanlığını hep MSP aldı ve bakanlıkta bir İslamcı cunta oluşturuldu. Siyasal İslamcıları yerleştirdiler. Onların çoğu FETÖ'cü oldu. ABD, 1945 yılından sonra Türkiye'de etkili olmaya başladı. 1980'den sonra bu etki çok etkili olmaya başladı. İçişleri Bakanlığının içine FETÖ'nün yerleştirilmesi o dönemde oldu. Erbakanların da bu süreçte sorumluluğu var. 

 Burada ben BAE, Amerika, Almanya ayrımı yapmıyorum. Yatırıma gelir, 5 yıl çıkamaz, istihdamı destekler o zaman tamam. Mevcut durum ise günü kurtarma telaşında. Dış borç ödemeleri var. Hükümet acil durumu çözecek para arayışı içerisinde. Türk yasalarına göre Türkiye'nin sorununu çözme ancak nefes almayı sağlamak anlamında dış yatırımın faydaları olabilir. Ancak yüksek faiz boğulmayı hızlı hale getirir. Türkiye'nin bugün Ukrayna ve Suriye politikası kökten yanlış. Türkiye'nin bir tehdit analizi yapması lazım. Amerika etrafımızı çevirmiş. Doğu Akdeniz'de tatbikatlar yapılıyor. Tehdidin nereden geldiği açık. Türkiye'nin mili savunma politikasına göre belirlemesi lazım. Ukrayna'yı Yunanistan'a karşı silahlandırırsanız Türkiye bunun bedelini çok ağır öder. Diyoruz ki Kuzey Kıbrıs ve Abhazya tanınmalı. Pakistan'la birtakım deklarasyonlar hazırlıyor. Bakıyoruz ki KKTC'nin tanınması istenmiyor. Abhazya'yı öne sürüyor arkasında Rusya var. "Türkiye Kırım'ın Rusya toprağı olduğunu kabul etsin, biz de KKTC'yi tanıyalım." dediler.

Karadeniz'de Amerika Türk akımını keseceğiz diyor. Ukrayna oralarda Amerika'nın üssü. Nereden tehdit geldiğini belirlemeniz lazım. Bize yönelik tehditleri bile görmemeye çalışıyoruz. NATO Yunan sahiline uğrakları yığıyor. Türkiye'ye karşı tatbikatlar yapıyor. NATO'yla beraber Amerika'ya karşı mı savunacaksınız? NATO bizi aforoz ediyor. Tatbikatlarda Erdoğan'ın Atatürk'ün fotoğrafı asılıp 'bunlar düşman' deniyor. Bir yere silah yığılıyorsa o silah illa patlayacak demektir. Dedeağaç'a ABD resmi geçit için mi o silahları yerleştiriyor. Biz aptal olursak kimse bizimle birlikte olmaz. 

Uygur meselesi de bununla bağlı. Doğu Türkistan da Kürdistan da aynı projenin parçasıdır. Doğu Türkistan Partisi'ni Türkiye terör örgütü olarak kabul ediyor. Kürdistan projesi ile Doğu Türkistan projesi ikizse demek ki bunlar Türkiye'yi hedef alıyor. ABD'den geliyor tehdit. Kiminle ittifak yapacağız. Çin'le didişirseniz kimden yatırım desteği alabilirsiniz? 1977'den beri 6 defa Uygur bölgesine gittim. Akşener çıktı, 'orada Kaşgarlı Mahmut Türbesi kapatılıyor, Divan-ı Lügatit Türk yasaklanıyor' dedi. Ben gittim oradan aldım.

DÜNYADA EN ÇOK CAMİ UYGUR BÖLGESİNDE

Nüfusu en hızlı artan eyalet Sincan Uygur eyaleti. Camiler dolup taşıyor. Kendi gözümle gördüm. Dünyada en çok cami Uygur bölgesinde. 25 bin cami var. 500 kişiye bir cami düşüyor. Bizim iki mislimiz bu sayı. Uygur ile ilgili iddialar evet, yalan. Kamplarda Çince, hukuk ve meslek öğretiyorlar. İşkenceye maruz kalıyoruz, diyenler külliyen yalan. Filipinler'de baka yerlerde çekilmiş videoları Uygur bölgesi diye gösteriyorlar. Rabia'nın 14 çocuğu var. Çocuk doğurmamızı engelliyorlar diyor. Çin'in dördüncü büyük zengini. Uygurlar orada villa tipi evlerde oturuyorlar. Sağlık, eğitim bedava. Sanayi, tarımı gelişiyor. İnsanlar refah içinde. Nerede farklı bir millet varsa orada da mutlaka eşitsizlikler vardır. Dil serbest, levhalar Uygurca. Sulama sistemleri var. Dünyada en çok Türkçe romanlar Uygur'da çevrilmiş. Bir Kazak'ın yazılarından aktarıyorum. Uygur kadını kadar özgür bir kadın görmedim. 

TÜRİYE RUSYA'DAN BAĞIMSIZ BİR ŞEY YAPAMAZ

Türkiye Rusya'dan bağımsız bir şey yapamaz. Suriye'nin kuzeyinde hem ABD hem Rusya ile karşı karşıya gelemezsiniz. Türkiye ekonomisi Rusya ekonomisinin önüne geçecek. Bugün bile öyle bir çok fazla fark yok. Standard Chartered PLC araştırmasına göre Türkiye ekonomisi büyüyor. Dünyanın beşinci en büyük ekonomisi. Ekonomi sıkıntılara rağmen gerilemiyor. Dünyadan bakıldığı zaman gücü var. Rusya ve Türkiye arasında ekonomide iş birliği zaruriyeti var. Rusya'ya kılıç çekersem 2022 yılında bakın ne olur? Petrolü, doğal gazı nereden alacaksın? İsrail Kürdistan planından vazgeçsin İsrail'le ilişkilerimiz düzelsin. ABD ile Doğu Akdeniz'de Türkiye'yi tehdit etmekten vazgeçsin, ilişkilerimiz düzelsin. İsrail'de ne oldu? Mossad başkanı bizim bir numaralı tehdidimiz Türkiye dedi. İsrail Başbakanı çıktı, bir numaralı düşmanımız Türkiye dedi. PKK'yı destekliyorlar. Filistin meselesi var bir de. Suriye bir kere özerk bir toprak parçası kabul etmez, onları temizliyor. Birinci tehditleri, DAEŞ sonraki de PKK. Suriye'nin PKK ile bir iş birliği yok. Rusya'nın böyle planı yok. Bunun için aptal olması lazım. ABD'den bir heyet gelince onunla görüşürüm. Görüşmelerle bir şey izah edemezsiniz. Rusya'nın baş tehdit olarak ifade ettiği ülke ABD. İran'a Rusya'ya söyledik. Siz PKK'yı kontrol edemezsiniz.

CUMHUR İTTİFAKI'NDA DEĞİLİZ AMA TÜRKİYE CEPHESİNDEYİZ

Erdoğan'ı yıkma projesinde kesinlikle yer almayız. Cumhur İttifakı'nda değiliz ama Türkiye cephesindeyiz. O da Türkiye cephesinin bir unsuru. Biz hiçbir zaman Cumhur İttifakı'na destekçi olarak girmeyiz. Ancak Türkiye'nin önündeki gelişim politikasında, Türkiye'nin güvenliğini sağlama programında varız. MHP gibi o yanlışı yapmayız. Eğer yönetecekse o yönetim masasında biz de olacağız. Hükümette beraber karar alırız, ittifaka dahil oluruz. Türkiye'yi savuma konusunda söz verirlerse biz de yönetimde yer almak isteriz. Biz kuyrukçu olacak bir parti değiliz. MHP büyük bir hata yaptı, destekçi politikalar yaptı. Kuyrukçu olmasa erimez. Bunu siyasi bir literatür olarak kullanıyorum. ABD MHP'yi böldü. İçinden Akşener'i çıkardı. ABD'nin yanına koydu. Bir yanında CHP bir yanında PKK var. Türkiye'de her şey siyah beyaza gidiyor. Griler kalkıyor. Ortadaki griler kalkıyor. Meral Akşener MHP'den ayrılıp da nereye oturdu? CHP'nin yanında oturdu. CHP'nin de yanında HDP var. 

CHP VE İYİ PARTİ, ESAD İLE BERABERLİK KURABİLİR Mİ?

"Suriye ile masaya oturup sorunu çözeriz" söylemini tebrik ediyorum ama ABD ile siyaset yapan bir CHP ve İYİ Parti Esad ile bir beraberlik kurabilir mi? Atatürk'ü seven CHP Seyit Rıza'nın heykelini dikip onun önünde basın toplantısı yapar mı, PKK operasyonlarına , sınır ötesi operasyonlarına karşı çıkar mı? Ben gerçekleri söylüyorum. Söylediğim her şey günün gerçeklerine dayanıyor. CHP, İYİ Parti ve sivil toplum kuruluşlarının iktidar yapılacağı söyleniyor. Bu partiler de bu politikalara teslim olmuş durumdalar. Silivri duvarını yıkmışım, bundan daha büyük başarı var mı? Biraz sabırlı olun. Her şeyin karşılığı var. Dünya güneşin etrafında 365 gün dönüyor. Bizim zamanımız da şimdi geldi. Bir tanesi Ermeni Soykırımı yalanını bitirdi mi? Hangisi Silivri duvarını yıktı. O sayede Türk ordusu FETÖ'nün tepesine indi. Anlamazsa da o halkın hatası olur. Bizim hatamız değil. En yüksek oyu alanlar ülkeyi mahvetti. Özal Türkiye'yi batırdı. Hem de nasıl. Bugünkü batış onun eseri. Erdoğan'ın 15 20 yıllık politikaları. 

En büyük başarılarım, Ermeni Soykırımı yalanını bitirdim, Silivri duvarını yıktım, 15 Temmuz'da Türk ordusuna çağrı yaptım. Son 30 40 yılı kast ediyorum tabii. Ben bunları yaparken de diğer genel başkanların hangisi yanımdaydı? 

 

 

 

 

 

 

 

 

Kaynak: Haber Global TV

Doğu Perinçek Vatan Partisi Haber Global canlı izle Haber Global Siyaset Özel Haber Global izle