Türkiye'de bir ilk! Kimlikteki din bilgisini 'Tengri' olarak değiştirdi
Türkiye'de bir kişi ilk kez kimlikteki din bilgisi hanesine 'Tengri' yazdırdı. Din bilgisi hanesine 'Tengri' yazdırırken avukat Burhanettin Mumcuoğlu, bu kararın emsal olduğunu belirtti.
Avukat Burhanettin Mumcuoğlu, kimlikteki din bilgisi hanesine 'Tengri' yazdırdı. Türkiye'de bir kişi ilk kez kimlikteki din bilgisi hanesine 'Tengri' yazdırırken Mumcuoğlu bu kararın emsal teşkil ettiğini belirtti.
Uzun süredir resmi kayıtlardaki din bilgisini değiştirmek için uğraşan Avukat Burhanettin Mumcuoğlu mutlu sona ulaştı. Mumcuoğlu, yaptığı başvuru sonucunda kimlikteki din bilgisi hanesine 'Tengri'yi yazdırdı.
Mumcuoğlu'nun talebi üzerine İçişleri Bakanlığı'nın 'Tengri' diye bir din olup olmadığı sorusuna Diyanet İşleri Başkanlığının cevabı "Tengri ibaresi belli bir dini ifade etmemektedir" oldu.
Diyanet'in bu cevabına rağmen Mumcuoğlu resmi kayıtlardaki din hanesine 'İslam' yerine 'Tengri'yi yazdırdı.
Böylece devletin resmi olarak tanıdığı ilk 'Tengri' dini mensubu olan Mumcuoğlu bu kararın emsal teşkil ettiğini belirtti.
TENGRİ İNANCI NEDİR?
Göktengri inancı veya Göktanrı inancı olarak da bilinen Tengricilik, Türk ve Moğol halklarının, şimdiki inanç sistemlerine katılmadan önceki yaygın inancıdır. Tengri'ye ibâdet etmenin yanında Animizm, Totemlik bu inancın ana hatlarını oluşturmaktadır. Tengri, bugünkü Türkçedeki Tanrı kelimesinin eski söyleniş şeklidir. Orhun Yazıtları'nda çözülen ilk sözcük olup yazılışı "𐱅𐰭𐰼𐰃" şeklindedir.
Bu inanca göre Gök'ün yüce ruhu Tengri'ydi. Kişiler kendilerini gök ata Tengri, toprak ana Ötüken ve insanları koruyan atalarının ruhları arasında güven içinde hissedip onlara ve diğer doğa ruhlarına dua ederlerdi. Büyük dağların, ağaçların ve kimi göllerin güçlü ruhları barındırdıklarına inanarak dualarını kimileyin bu cisimlere yöneltirlerse de bu cisimler tanrı kabul edilmezdi. Sadece onun yeryüzündeki varlığının bir göstergesiydi.
Göğün ve yer altının "yedi" katı olduğuna, her katta çeşitli ruhların var olduğuna inanılırdı. Türkler doğaya, ruhlara saygılı davranıp belli kurallara uyarak dünyalarını dengede tutmaları ile kişisel güçlerinin doruğuna varıp dışarıya yansıdığına inanırlardı. Eğer bu denge, kötü ruhların saldırısı veya bir felaketten dolayı bozulursa bir kamın yardımı ya da Tengri'ye verilen bir adak ile yeniden düzene sokulması gerektiğine inanılırdı. (Kaynak: Vikipedi)
Kaynak: Haber Global TV