Trafikte 'dur-kalk' uyarısı! Azot dioksit kirliliğini artırıyor
Trafiğe kaydı yapılan taşıt sayısı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 93.9 artarken, kara taşıtlarındaki artış beraberinde hava kirliliği riskine neden oluyor. Uzmanlar, "dur-kalk"ın sık olduğu yollarda azot dioksit ve PM kirliliğinin sağlıksız koşullar yarattığı uyarısında bulunuyor.
Hava kirliliğinin en önemli nedenlerinden biri olan partikül maddeler ve karbon salımının büyük kısmı araç yoğunluğundan kaynaklanıyor. Türkiye’de kara taşıtları ve ulaşım sektöründen kaynaklı kirleticilerin payı 2000 yılında yüzde 17 olarak ölçümlenirken, bu oran 2023 itibariyle neredeyse yüzde 25 sınırına dayanmış durumda. Uzmanlar ise araç sayısının her geçen gün arttığına dikkat çekerken, son TÜİK verileri de bu artışı doğruluyor.
MİNİBÜS ARTIŞI İLK SIRADA
TÜİK'in yayınladığı son veriler de, trafiğe kaydı yapılan taşıt sayısının geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 93.9 arttığını ortaya koyuyor. Son verilerde ülke genelinde trafiği kaydı yapılan minibüs oranının yüzde 228.3, motosiklet oranının yüzde 153.4, otomobil oranının yüzde 85 otobüs yüzde 38.9, kamyonet yüzde 21.5, traktör yüzde 12.6 ve kamyonda yüzde 1.9 artış gerçekleştiği vurgulanıyor.
28 MİLYON ARAÇ VAR
Trafiğe kayıtlı toplam taşıt sayısı Eylül ayı sonu itibarıyla 28 milyon 183 bin 745 olurken, kayıtlı taşıtların yüzde 53.1'ini otomobil, yüzde 17.2'sini motosiklet, yüzde 15.8'ini kamyonet, yüzde 7.7'sini traktör, yüzde 3.4'ünü kamyon, yüzde 1.8'ini minibüs olduğunun da altı çiziliyor.
EMİSYONLAR AZALTILMALI
Araçlardan kaynaklı kirleticilere karşı yıllardır uyarılarda bulunduklarının altını çizen Uluslararası Hava Kirliliğini Önleme ve Çevre Koruma Birliği (IUAPPA) Başkanı Prof. Dr. Selahattin İncecik ise hiç vakit kaybetmeksizin partikül madde ve karbon emisyonlarının azaltması gerektiğine söyledi.
TRAFİKTEN KAYNAKLANIYOR
Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre her yıl hava kirliliği nedeniyle 7 milyon erken ölümün meydana geldiğini sözlerine ekleyen Prof. Dr. İncecik, "Maalesef başta İstanbul olmak üzere büyük şehirlerin birçoğunda hava kirliliği sorunları ortaya çıkabiliyor. İstanbul'da 1990'lı yıllara kadar hava kirliliğinin temel sebebi konutların ısıtılmasından kaynaklanıyordu. Doğal gazın kömürün yerini almasıyla kükürt dioksit önemli miktarda ortadan kalktı. Ancak 1990'lı yıllardan itibaren İstanbul da trafikten kaynaklanan hava kirliliği ön plana çıktı" uyarılarını sıraladı.
DİZEL ARAÇ ETKİSİ
PM10 seviyeleri AB standartlarının üzerinde olduğunu da belirten Prof. Dr. İncecik, şu uyarılarda bulundu: "İstanbul'da yaklaşık 4,5 milyon araç bulunuyor. İstanbul'daki araçların yaklaşık yüzde 40'ı dizel ve bu yüksek bir rakam. Avrupa Birliği ülkelerinde bu rakam yüzde 24. Dizel araçların partikül kirliliği üzerinde etkisi çok fazla."
ALTERNATİF SİSTEMLER ŞART
Eski Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Müsteşarı Prof. Dr. Mustafa Öztürk ise şehirlerde azot dioksit kirliliğine yönelik harita çıkartılması gerektiğini altını çizerek, şunları söyledi: "Trafiğin yoğun ve dur-kalkın sık olduğu yerlerde bisiklet sürenler ile motosiklet kullananlar azot-dioksit kirliliğini yüksek seviyede solurlar. Alternatif, temiz ve çevreci sistemlere yönelmemiz gerekiyor."
ŞARJ ÜNİTELERİ ARTTIRILMALI
Şehir ve kentsel ulaşım planlaması uzmanı Prof. Dr. Ela Babalık araç ve ulaşım sektöründen kaynaklı kirliliğin azaltılması için yeni stratejiler geliştirilmesini gerektiğini altını çizerek, "Bazı bölgeler yayalaştırılmalı ve yaya-bisiklet-toplu taşıma koridorları olarak düzenlenmeli. Düşük emisyonlu araçlara geçiş teşvik edilmeli. Şarj ünitelerini yaygınlaştırmak, ücretsiz otopark olanağı sunmak, düşük emisyon bölgeleri yaratmak gibi seçenekler değerlendirilmeli" diye konuştu.
Kaynak: Web Özel