Tarım ve Orman Bakanı Yumaklı: Türkiye 'su stresi' altında olan bir ülke
Haber Global ekranlarına konuk olan Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı hayvancılıktan, tarımsal desteğe; fahiş fiyat sorunundan ramazan ayındaki gıda denetimlerine kadar birçok önemli konuda açıklamalarda bulundu. İklim krizinden de bahseden Yumaklı "Türkiye su stresi altında olan bir ülke" dedi.
Haber Global ekranlarında Hasan Uylaş'ın sorularını yanıtlandıran Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, gıda güvenliği konusu başta olmak üzere Bakanlığına ilişkin birçok konu ve tedbirler hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Türkiye'nin su stresi altında olan bir ülke olduğunu belirten Yumaklı, Bakanlığının suyun sonsuz bir kaynak olmadığını bilerek hareket etmek ve bu şekilde kullanmakla ilgili faaliyetleri olduğunu bildirdi.
Tarım ve Orman Bakanı Yumaklı'nın açıklamalarından önemli satır başları şu şekilde:
-Bakanlığımızın faaliyet alanları son derece geniş. Denizdeki balıktan gökteki kuşa kadar Bakanlığımız buna değiyor. Kastamonu El Sanatları Merkezi, Bakanlığımızın kapsayıcılığını gösteren mekanlardan bir tanesi. Bizler üretim yapan aile bireylerinin de gelişimini sağlamak üzere faaliyetler yapıyoruz. Hem kültürel dokunun korunmasına hem de nesilden nesle aktarılmasına fayda sağlıyor.
DOĞAL AFETLERE KARŞI DİRENÇLİ KENTLER
-Afetler artık tahmin edilebilirliğin ötesinde hayatımızın tam göbeğinde. Yurdun birçok yerindeki sel ve taşkın felaketleri düzensiz yağışların nelere neden olabileceğini de bizlere gösterdi. Bazı illerimizde can kayıpları da oldu. Dirençli şehir derken depremle birlikte her türlü felaket için bir politika yürütüyoruz. Bakanlarımızın takip ettikleri işleri var. Sel taşkınlarına karşı gerekli yapılar yapmak gibi birtakım faaliyet dizileri yerine getiriliyor.
GÜVENİLİR GIDAYA ULAŞIM
-Güvenilir gıdaya ulaşmak adına bazı kötü kişilerin usulsüz işlemlerini engellemek adına Bakanlığımız düzenli denetimlerinin yanı sıra sektörel denetimler de yapıyor. Ramazan ayı hepimiz için önemli, bizler de ramazan başlamadan evvel 7 bin 500 denetçimizle sahaya çıktık ve vatandaşın güvenilir gıdaya ulaşmasının karşısındaki her türlü duruma engel olacağız dedik. Ramazan ayı boyunca sürecek.
-Ticaret Bakanlığı ile fahiş fiyat konusunda birlikte çalışıyoruz. Hiç kimse gerçekteki maliyetinin üzerindeki makul karla satılan bir ürüne bir şey demez, maliyetlerin düşürülmesi için Bakanlıkların yeterli ürün arzını piyasa vermek, iç piyasa ürünlerini ihtiyaç doğrultusunda sağlamak gibi durumları yaparken rutin dışı örneğin ramazan gibi zamanları fırsat bilip fahiş fiyat bilenlere karşı biz de mücadele ediyoruz.
FAHİŞ FİYAT SORUNU
-Fahiş fiyat hareketleri şu an için durmuş vaziyette. Gözümüz hep piyasada olacak, hem de bazı olayları kendisine fırsat bilip haksız kazanca dönüştürenlere gerekli yaptırımlar uygulanacak. Asla bir tahammül ya da tolerans olamaz.
-İnsan sağlığını tehlikeye düşürecek ürünleri piyasaya sürmek gibi suçlardan Savcılığa sevk ettiklerimiz var. Gıda güvenliğini tehdit eden herhangi bir konuda herhangi bir toleransımız olmayacak.
-İnsanların bazı konuları fırsat bilip haksız kazanca dönüştürmek istemesi en büyük zorluk. Bir günde 3 fiyat etiketi olmaz. Ürün teminiyle alakalı hem vatandaşın hem de turistin ihtiyacı olanları üretmenin yanı sıra gıda ürünlerinin çok iyi bir ihracatçısı. 2023 yılı sonunda 31 milyar dolardı rakam. Bazı konuları manipüle ederek 10 liraysa aynı gün içinde 20 liraya çıkarmanın nasıl bir açıklaması olabilir? Cumhurbaşkanımızın da bu konuyla ilgili net bir tavrı var.
ÜRETİCİ DESTEKLERİ
-İhtiyaçlarımızı tespit ettik ve bunun üzerine hayvancılık yol haritasını uzun süre çalışarak oluşturduk. Temel amaç hayvansal üretimi artırmak, zaman zaman konjonktürün getirdiği hususlar bazen istediğimiz sonuçları vermese de bu dönemde ilk kez gençlere ve kadınlara bu sektörde yer almaları durumunda ilave destekler veriyoruz. Anaç hayvan sayısını artırmak, hastalıklarla mücadele etmek...
-Mevcutta herhangi bir belgesel olmayan hayvanlarla ilgili bir plan oluşturduk. Kanatlı hayvan, arıcılık gibi birçok anlamda üretimi ve kaliteyi artırmak için bu alanda birçok ana başlık var. İstiyoruz ki üreticilerimiz kendi kapasitelerini genişletsin. Ortalama olarak şu andaki sistemde 1 birim alıyorsa bizim yeni sistemimizde kadın ve gençler istediğimiz gibi üretim yaparsa 4 birim fayda görecek.
-Suyu merkeze alan bir üretim planlamamız var. Biz nasıl giderleri düşürürüz, üretimi nasıl artırırız, bunun üzerinde düşünüyoruz.
TERSİNE GÖÇ
-Desteklerin muhakkak bu konuda önemli etkisi vardır. Üretimi yapanların bölge halkı şehrin halkı olmasını isteriz, şehirlere gidip de istihdam arayışında olmak yerine hakkıyla yapıldığında çok iyi kazanç getireceğini göstermek ve oradaki insanları ikna etmek çok daha iyi bir seçenek olacak.
-2023 Nisan'da bazı değişiklikler oldu. Bizler bir sene bir ürünün fiyatı şu oldu ertesi gün şunu üretelim... Böyle hızlı dönüşler olmaz. Hem kaynaklarımızı hem potansiyelimizi gözetip suyu da merkeze alan tarımsal üretimin mecburiyetindeyiz. Yasal altyapılar planlandı. Eylül itibarıyla bitkisel üretimi başlatmayı düşünüyoruz. Planlı üretime hemen ertesi gün geçiyoruz demek sanırım doğru olmaz.
-Nerede potansiyel var, avantajlar ne, suyla ilgili durum ne bunları da düşünüp ona göre planlama yapacağız. Mart ayının sonuna kadar kendi teşkilatımızı üretim konusunda eğitiyoruz. Tarım ve Planlama Komisyonları kuruldu iller genelinde. O ilde kim karar vericiyse tarımsal üretime bizim arkadaşlarımızın da katılmasını istedik ki o komisyona sonuç alalım. Sistem oturunca da bu halkayı genişleterek Türkiye'deki ürünlerin planlamasını yapacağız.
-Tarımsal üretimimizi, 5 temel ayak üzerine oturttuk. Birincisi sürdürülebilirlik. Süreklilik arz etmeli. İkincisi verimlilik. Siz bir dönümlük araziden yüz birim alıyorsunuz oranın potansiyeli 300 ise biz onu hedefliyoruz. Dünya ile rekabet için kaliteli bir üretim olmalı. Kayıtlılık ve yatırım ile birlikte tarım sayımı da önemli. Bunun hazırlığı iyi yapılmalı ki karşılaştırabilir olan herkesin de kabul ettiği bir sayımı ortaya koyalım.
-Manipüle edilen ortam üreticilere de büyük haksızlık. Bir dönem ayçiçeği gündemdeydi. Kıtlığa girmişiz gibi öyle bir ortam yapılıp bu konuda hiç de söz söylememesi gerekenler bu konuda olaya körükle gidip hak edilmeyen bir ortam oluşturdular. Fazlamız olduğu halde böyle bir şey oluşturuldu. İhracat belirli bir periyotta sürüyor. Et fiyatları da aynı şekilde. Üç tane farklı fiyatın oluşması. Biz bir şekilde bunu da bitireceğiz.
YERLİ HAYVAN POLİTİKALARI
Biz 3 yıl içinde ithalat konusunu Türkiye'nin gündeminden çıkararak ihracat yapacak bir noktaya çok hızlı şekilde geleceğiz. Bu yıl için 600 bin besili hayvanın Türkiye'ye gelmesini planladık. 16 milyon besili hayvan var yarısı da süt hayvanı toplam içerisinde büyük bir pay değil bu. Hem talepler bunu getirdi, hem de bu kadarlık bir ihtiyaç olduğunu tespit ettik. Üreticilerimizin yerli besi materyallerini alarak belirli bir noktaya gelmesini sağlamaya çalışıyoruz. Bunların birbirlerine entegre olmasını ve sözleşmeli üretimi hayata geçirmeye çalışıyoruz.
SU STRESİ
-İklim değişikliği konusunun hayatımızın tam ortasına gelmesiyle birlikte bunu hasar verici bir tehlike olarak kabul etmemiz gerekiyor. Çok geniş bir alana bir yıl içerisinde yağması gereken yağmur dar alana birkaç gün içinde yağdığında o bereket değil felaket oluyor. Uzun yıllar ortalamasına bakıldığında yağışların yarısının bile alınmadığını görüyorsunuz. Sel ve taşkın bir yanda bir yanda da orman yangınlarıyla boğuşuyor olabiliriz.
-Ülkemiz su stresi altında olan bir ülke. Hiçbir şey yapmazsak dikkatli olmazsak, altyapılardaki kaçaklara engel olmaya çalışmazsak 2030 yılında su fakiri konumuna düşeceğiz. Su depolama yapıları yapma konusundaki gayreti bir avantaj sağlıyor, ancak bu sadece yönetmemiz için elimize bir imkan veriyor. 2,5 trilyonluk bir rakam harcanmış ve 112 milyar metreküplük bir rezervimiz var.
-Suyun sonsuz bir kaynak olmadığını bilerek hareket etmek ve bu şekilde kullanmakla ilgili bazı faaliyetlerimiz var ve devam ediyor. Belediyeden çıktıktan sonra farklı şekillerde kullanabilecek suların son derece önemli olduğunu ve kaliteyi tutturmanın bizim için önemli olduğunu söylemek istiyorum.
-Su konusu 360 derece baktığımızda o kadar çok şeyi etkiliyor ki.. Bir damla da kendileri olsunlar ve su konusunda bize destek olsunlar.
ORMAN YANGINLARI
-Orman yangınları ülkemizin başarılı müdahaleleriyle dünyanın takdir ettiği bir aşamada olmasına karşın gönül ister ki bir ağaç bile yanmasın. Yangınların oluşmasını engelleyecek çalışmalar bu konudaki asıl başarı. İkinci aşama orman yangınına nasıl müdahale edildiği. Türkiye dünyada İHA kullanan ikinci ülke. Dünyada bizimle birlikte 5 ülkede var, yangın yönetim uçağı var.
-Yanan alanların yapılaşmaya açıldığına dair iddialar var. Bu alanlar yapılaşmaya açılamaz, bir sonraki yıl sonuna kadar ağaçlandırılır. Son 20 yılda yaklaşık 7 milyar fidan ve tohumu toprakla buluşturduk. Her yıl 600 milyon tohumu toprakla kavuşturuyoruz. 11 Kasım farkındalık için önemli ama faaliyetler yıl boyu devam ediyor. Nisan ayındaki Ormanım Bizimle kampanyasında bizimle olsunlar. Ormanların içerisinde yangına sebep olabilecek ne varsa bunların temizlenmesi ve ormana yakın yaşayanların uyarılmasını bu kampanya içerisinde gerçekleştireceğiz.