Tarihe seri köz... 300 yıllık tarih 'duman altı'
Çorlulu Ali Paşa Medresesi, son yıllarda nargilecilerin uğrak mekanı haline geldi. Tarihi 300 yıl öncesine dayanan medresede artık dumandan geçilmiyor. Duvarlarından kabloların sarktığı medrese, tarihe duyulan vefasızlığın da en son örneklerinden biri olarak karşımıza çıkıyor.
İstanbul Beyazıt'ta bulunan, tarihi 300 yıl öncesine dayanan Çorlulu Ali Paşa Medresesi, son yüzyılda nargilecilerin mekanı haline geldi. 1707'de padişah II. Mustafa’nın damadı ve Sultan III. Ahmet dönemi sadrazamlarından Çorlulu Ali Paşa tarafından mimar Davut Ağa’ya yaptırılan ancak aradan 3 asır geçtikten sonra nargile kafeye dönüştürülen medresede dumana maruz kalmadan çay ya da kahve içmek imkansız. Yıllardır yapılan tüm uyarılara rağmen tarihi esere yönelik hoyratlık devam ederken, ortaya çıkan görüntüler ise tepkilere neden oluyor.
DUVARLARINDAN KABLOLAR SARKIYOR
Duvarlarından kabloların sarktığı medreseyi her gün çok sayıda da turist ziyaret ediyor. Medresenin hemen girişinde ise Ali Paşa ve külliyenin mimarı Davut Ağa'nın da kabirleri yer alıyor.
TARİHE 'SERİ KÖZ'
Osmanlı döneminde aşevlerinden halka yemek dağıtılan medreselerin bu bölümleri kapatılınca yerine kahvehaneler açıldı. İçerisinde közün seri dağıtıldığı, çayın, kahvenin ve dumanın eksik olmadığı bu alanlar, özellikle son 30 yılda gelişim gösterdi. Dönem dönem edebi ve siyasi tartışmaların da çıktığı bu alan, 1960 ve 1980 yılları arasında muhafazakar bir kulüp niteliğindeyken, sonraki yıllarda öğrencilerin uğrak mekanı haline gelmeyi başardı.
KAPISINDAKİ REKLAM AFİŞLERİ KALDIRILMIŞTI
Medrese, geçtiğimiz yıllarda da kapısındaki reklam yazıları ile gündeme gelmiş tepkiler üzerine yazılar yerinden sökülmüştü. Ancak devam eden görüntüler ise İstanbul’un tarihi dokusuna nasıl hançer vurulduğunu gözler önüne sermeye devam ediyor.
Yapılan tüm uyarılara rağmen sahipsiz kalan ve yaklaşık 35 yıldır kafe olarak işletilen Çorlulu Ali Paşa Medresesi’nin duvarlarında hasarlar oluşurken, bahçe kısmı resmen hurdalığı andırırken, birtakım kullanılmayan eşyaların gelişigüzel bırakılmasına göz yumuluyor. Tarihi eserin bünyesinde hazire olarak bilinen mezarlık kısmı en kötü durumda olan bölümlerden. Bu kısım da adeta viraneye dönmüş durumda. Mezar taşlarını kırıldığı ve malzeme deposunu andıran görüntüler de dikkatlerden kaçmıyor.
MEDRESE HAKKINDA
Çorlulu Ali Paşa, 1706-1710 yılları arasında süren sadrazamlığı sırasında, cami ve medresesi içinde olmak kaydıyla bu külliyeyi yaptırır ancak 1711 yılında Midilli Adası’nda şeyhülislamın fetvası ve padişahın fermanıyla kafası kesilerek idam edilir. Kesik başı daha sonra buradan getirilip külliyesine gömülür.
KÜLLİYE, MEDRESE, CAMİ, TEKKE, KÜTÜPHANE...
Tarihi yapı, külliye, medrese, cami, tekke, kütüphane ve hazire olarak 1707’de kesme taştan inşa edildi. Medresenin girişi dikdörtgen planlı bir avluya açılırken, 8 adet kare planlı ve revaklı hücresi bulunan medresenin avlusunda bir kuyu ve sekizgen planlı bir şadırvan da bulunuyor. Avlunun güneydoğusunda ise yine sekizgen planlı ve kubbeli dershane, doğusunda kare planlı bir kütüphane yer alıyor. Külliye'nin 1963 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından Arapkir Kültür Derneği’ne tahsis edildiği biliniyor.
Kaynak: Web Özel