Susuzluk kapıda mı? Yüzeyden akıp gidiyor
Son günlerde meydana gelen şiddetli yağışların, baraj ve yeraltı su kaynaklarının beslenmesine yeterli katkıyı yapıp yapmadığı merak konusu. Uzmanlara göre ani yağışlar, suyun yüzeyden hızlıca akıp gitmesine neden olurken, yakın gelecekte susuzluğun kapıda olduğu belirtiliyor.
Türkiye, son haftalar süren kuraklığın ardından, bu kez şiddetli yağış, sel ve taşkınlarla boğuşuyor. Son dönemde Trakya, Ege, Karadeniz ve İstanbul başta olmak üzere birçok bölgede meydana gelen ani ve şiddetli yağışların ise barajlar ve yeraltı suyunun beslenmesine yeterli katkı sağlamadığı uyarısı yapılmakta. Üsküdar Üniversitesi Çevre Sağlığı Program Başkanı Ahmet Adiller, 'haberglobal.com.tr'ye yaptığı açıklamada, Türkiye'nin ‘su stresi’ yaşayan bir ülke olduğuna dikkat çekerek, "Kasım ayının son haftasında yağan sağanaklarla durumu biraz toparlasak da, tablo susuzluğun önümüzdeki yıllarda tekrarlayacağını gösteriyor" uyarısında bulunuyor.
3.6 MİLYON METREKÜP
Adiller, İstanbul’daki barajların doluluk oranlarını ise şu şekilde değerlendirmekte:
“2023 yılı temmuz ayında İSKİ tarafından yapılan açıklamada, su kullanımında rekor kırıldığı ve bir günde yaklaşık 3,6 milyon metreküp su kullanıldığı bilgisi paylaşıldı. Bu miktardaki suyun temin edilmesi de özellikle su kaynakları açısından zengin olmayan Marmara Bölgesi’nde oldukça güç.”
"HER YAĞIŞ DOLDURMAZ"
Tüm yağışların doğrudan barajlara dolmadığını da vurgulayan Adiller, “Barajlar sadece kendi yüzeylerine yağan yağışı doğrudan alırlar. Karalara düşen yağışların da bir kısmı belirli bir süre gecikmeli olarak barajları besler. Barajları besleyen su miktarı da yağışın nasıl düştüğüne bağlı olarak değişir. Barajların yüksek oranda beslenebilmesi için yağışların ya kar şeklinde ya da sık aralıklarla düşük şiddetli yağmurlar şeklinde düşmeleri gerekiyor” ifadelerini kullandı.
İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ ETKİSİ
Ahmet Adiller, ani ve şiddetli yağışların hem barajlara hem de yeraltı suyunun beslenmesine düşük katkı sağladığını dile getirerek su sıkıntısına ilişkin şu vurguları yapmakta: “Günümüzde pek çok bölgede su sıkıntısı yaşamamızın temel sebebi de bu. Geçmişten günümüze yağış miktarlarını incelediğimizde çok ciddi bir düşüş olmadığını görüyoruz. Hatta bölgesel olarak arttığı yerler bile var. Ancak bu noktada yağışın düşme şeklinde ciddi değişimler gözlemleniyor."
"Maalesef ülkemizin bulunduğu coğrafya iklim değişikliğinden çok etkileniyor. Son 20 yılda da bunun etkilerini uzun kuraklık dönemleri ve şiddetli yağışlar ile görüyoruz. Bu durum da farklı şekillerde maddi ve manevi zarara uğramamıza sebep oluyor. Günümüzde su sıkıntısı yaşamamızın en temel sebebi iklim değişikliği."
YAĞMUR SUYU BİRİKTİRİLMELİ
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı eski Müsteşarı Prof. Dr. Mustafa Öztürk ise İstanbul'da metrekareye düşen yağış miktarının, yağmur hasadı yapılmadığı için boşa gittiğini ifade etmekte. Yağmur sularının mutlaka her konutta kurulacak özel biriktirme sistemlerinde toplanması gerektiğini dile getiren Prof. Dr. Öztürk suyun kullanımına ilişkin şu uyarılarda bulunmakta: "İstanbul'da yağan yağmur suyu boşa akıp gidiyor. Yağmur suyunu hasat etmek, atık suları ileri kademe arıtmak şart. Havzalar arası su taşımak çözüm değil. Kaynaklar yetmiyor."
Kaynak: Web Özel