Cumhurbaşkanı Erdoğan: Türkiye'siz bir Avrupa güvenliği düşünülemez

Son dakika haberi... 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Kongre Merkezi'nde "Büyükelçiler ile İftar" programında önemli açıklamalarda bulundu. Erdoğan, Türkiye'nin hak ettiği şekilde yer almadığı bir Avrupa'nın varlığını sürdürmesinin imkansız olduğunu söyledi. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamaları:

-Ramazan boyunca yardımlaşmayı, dayanışmayı daha fazla yüceltirken ihtiyaç sahiplerinin yaşadıklarını da kalbimizde hissetmeye çalışıyoruz. Rahmeti, bereketi ve huzuruyla ramazan iklimi tüm dünyayı kuşatmıştır. Etrafında bir araya geldiğimiz sofra bir insanlık sofrasıdır.

-Ramazanın temsil ettiği değerlere hiç olmadığı kadar ihtiyaç duyduğumuz bir dönemden geçiyoruz. İyice derinleşen ekonomik sıkıntıların halen devam ettiğini görüyoruz. Kutuplaşmanın artmasında, ırkçı ve sağcı partilerin artmasına kadar şahit oluyoruz.

-Gücü elinde bulunduranın zayıfı tahakküm altına alması ciddi sorunları bir arada getirmektedir. Güçsüzün hakkını arayabileceği kapılar teker teker kapanıyor. Adaletsiz, acımasız bir uluslararası gerçeklik inşa ediliyor. Bunun önüne geçilmezse askeri ve siyasal patlamalar olacaktır. Gelen tehlikeye kayıtsız kalarak hiçbir yere varamayız.

-Dünya 5'ten büyüktür daha kuşatıcı bir yapının inşası içindir. Dünya nüfusunun dörtte birini oluşturan Müslümanların artık karar alma süreçlerinde hak ettikleri şekilde temsil edilmesi gerekiyor. BM'de veto hakkı olan bir İslam ülkesinin olması bir zorunluluktur. 

 -Değişim dalgasına direnildikçe sorunların hem sayısı hem de ölçeği büyümeye devam edecektir. Biz dost acı söyler prensibine yürekten inanıyoruz. eleştiriye uğrasak da hakkı, hakikati insanlık için söylemekten geri durmadık. 

-Krizlerle çevrili bir coğrafyada enerji güvenliğinden terörle mücadeleye kadar kritik roller üstleniyoruz. Çeşitli kurumlarımızda nerede bize ihtiyaç varsa orada olma gayretindeyiz. Dostlarımızın kötü günlerinde de yanlarında olmaya çalışıyoruz. Mağduriyetleri sona erdirme peşindeyiz. Mazluma da zalime de kimlik sorulmaz. Biz kriz bölgelerinde renkleri kökenleri değil sadece el uzatılması gereken insanlar görüyoruz. 

-Muhtemel bir çözümün ne Rusya'sız ne de Ukrayna'sız olabileceğine inanıyoruz. Çeşitli inisiyatiflerle barış ve uzlaşının mümkün olabileceğini gördük. 

-Gazze'ye insani yardımda bulunan ülkelerin başındayız. Uluslararası adalet divanı, BM İnsan Hakları Konseyi dahil uluslararası mekanizmaların işlemesi için çaba gösterdik. Diplomatik temasların katkısıyla 9 ülke daha Filistin'i tanıdı. 

-İsrail istikrarsızlık üreterek kendi güvenliğini sağlayamaz. 1967 sınırlarında bağımsız bir Filistin devleti kurulmadan İsrail da aradığı huzura kavuşamayacaktır. Kudüs'ün de tarihi statüsüne riayet edilmesi konusunda takipçi olacağız.

-Suriye'de yeni bir dönem başladı. Farklı kimliklerin yan yana yaşadığı güven ve istikrar kaynağı olan bir Suriye temennimizdir. Kendilerine gereken her türlü desteği sağlıyoruz.

-Dünyada hemen hiçbir ülkenin böyle ağır bir yükün altından tek başına kalkması mümkün değildir. Hepimiz destek olmalıyız. Suriye'deki etnik ve dini aidiyetleri kışkırtarak bu ülkenin istikrarsızlığından medet umanlar hedeflerine ulaşamayacaklar. Pusuda bekleyenlere ellerini ovuşturanlara fırsat vermeyeceğiz. Kimlerin ne yapmaya çalıştığının farkındayız. Emperyalist senaryolara figüranlık yapanların akıbeti buruşturulup bir kenara atılmaktır. Türkiye olarak her türü tehdidi kaynağında yok etme kapasitesine sahibiz.

-Güney Kafkasya'da çabalarımızı yoğunlaştırdık. Ermenistan ile normalleşme sürecini ilerlettiğimiz gibi Ermenistan ile Azerbaycan arasında kalıcı bir barış olmasını istiyoruz. Avrupa'nın ayrılmaz bir parçası olarak üyeliğimizi stratejik önceliğimiz olarak görüyoruz. Türkiye'nin hak ettiği şekilde yer almadığı bir Avrupa'nın varlığını sürdürmesi imkansız görünüyor. Türkiye'siz bir Avrupa güvenliği düşünülemez.

-İslam düşmanlığı ve kültürel ırkçılık batılı ülkeleri zehirli bir sarmaşık gibi sarmaktadır.