'Sizin-bizim' kavgası 1974'te başladı

yunanistan Türkiye Kültür Sanat haberleri Ekonomi haberleri Gündem haberleri Yaşam Haberleri ÖZEL HABERLER atina Gıda
'Sizin-bizim' kavgası 1974'te başladı

Türkiye'nin döneri 'geleneksel ürün' olarak Avrupa Birliği'nde tescil ettirmesi, daha önce yoğurt ve baklavaya da sahip çıkan Yunanistan'da rahatsızlık yarattı. Türk-Yunan ilişkileri alanında çalışmaları olan Esra Özsüer, Türk kahvesinin Yunanistan'daki izini sürerek çekişmenin tarihini anlattı.

Dönerin 'geleneksel ürün' olarak tescil edilmesi için Türkiye'nin yaptığı başvuru Avrupa Birliği Resmi Gazetesi'nde yayınlandı. Yoğurttan baklavaya, Türk kahvesinden cacığa kadar pek çok yiyecek ve kültür ürünü konusunda çekişme halinde olan iki komşu ülke yine karşı karşıya geldi. Yunanistan'ın üç ay içinde AB'ye bu konuda itirazda bulunması beklenirken, iki ülke arasındaki "sizin-bizim' çekişmesinin hangi evrelerden geçerek bugünlere geldiğini Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü'nde Avrasya Siyasi, Sosyal, Ekonomi ve Kültür Araştırmaları Anabilim Dalı'nda görev yapan Doç. Dr. Esra Özsüer ile konuştuk. Türk-Yunan ilişkileri alanında çalışmaları olan Özsüer, "Önemli olan kime ait olduğu değil kimin daha iyi yaptığı" diyor.

'Sizin-bizim' kavgası 1974'te başladı - Resim : 1
Doç. Dr. Esra Özsüer Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü'nde görev yapıyor. 

* Türklerin ve Yunanların paylaşamadığı yiyeceklerin gerçekte kime ait olduğuna dair tarihsel kayıtlar bulmak mümkün mü?

'Döner yüzde yüz Türk'tür, yoğurt yüzde 100 Yunan'dır gibi kesin ifadeler kullanamayız. Aslında bu çekişmelerin temelinde ulusal kimlik inşası var. Bunu sadece Türkiye ve Yunanistan üzerinden de düşünmemek gerekiyor. Ulus inşası bir takım tarihsel ve kültürel öğelerin entegrasyonu üzerine kuruludur. Bu da semboller, mitler, dinsel, kültürel öğelerle olur. Yemek ve giyim bunların en başında gelir. Örneğin Yunanistan'ın kuzeyine; Batı Makedonya'ya gittiğinizde yerel giyimin aynı Trabzon'daki gibi olduğunu görürsünüz. Batı Anadolu'daki bazı giysilerin üzerindeki figürler Yunanistan'da da vardır. Mübadele ile birçok şey Anadolu'dan Yunanistan'a transfer edildi. Osmanlı İmparatorluğu diğer imparatorluklar gibi homojen bir yapıda olmadığı için bütün bunlar beklenebilecek şeylerdir. Karşılıklı etkileşim her zaman olmuştur. Avrupa'da yoğurt paketlerinde "Grek yoğurt" yazar. Ama yoğurdun Türklere ait olduğu Çin kaynaklarında yer alıyor. Döner Yunanistan'da da var ama yakın doğunun genelinde zaten olan bir yiyecek. Herhalde kime ait olduğunu değil kimin daha iyi yaptığını tartışmak gerekiyor.

* Bu ürünlerle ilgili 'sizin-bizim' çekişmesinin ne zaman başladığı konusunda bilgi var mı?

Bu konular 'gastronomi milliyetçiliği' olarak dünya siyaset bilimi literatürüne de girdi. Buna bir örnek vereyim; 1974'e kadar Yunanistan'da, bugün de çekişme konularımızdan biri olan kahve Türk kahvesi olarak biliniyordu. Yunan kahvesi diye bir şey yoktu. Cezveyle pişirilen kahve Türk kahvesiydi. Ancak 1974'teki Kıbrıs Barış Harekatı'ndan sonra Türk kavramını kendi dillerinden dışlamak için bu kahvenin adına Yunan kahvesi dediler. Bu tarihten sonra Yunanistan'da pek çok yer adı da değiştirildi. 

'Sizin-bizim' kavgası 1974'te başladı - Resim : 2
Türkiye, Türk döneri için AB Resmi Gazetesi'ne tescil başvurusu yaptı. 

* 'Sizin-bizim' çekişmesinde Türkler mi daha baskın Yunanlar mı?

Yunanlar bu konuda daha baskın. Bunun iki nedeni var; biri kültürel hegemonya oluşturma çabası. Siz, zaten normalde sizin olan bir şey için fazla ısrar etmezsiniz. Ama bir şey sizin değilse, size ait olduğunu ispatlamak için daha çok ses çıkarmanız gerekir. Yunanlar çok iyi biliyor ki bunların hiçbiri tam olarak kendilerine mal edilemez. Hiçbir ürün için Yunan'dan çıkmıştır ya da Türk'ten çıkmıştır diyemeyiz. Ama Osmanlı'nın ta kendisidir diyebiliriz. Bu etkileşim Osmanlı coğrafyasının bütününde vardır.

* Yunan toplumunda bugün Türkiye'ye bakış açısı nedir? Düşman algısı var mı?

Ben çok uzun zaman Yunanistan'da yaşadım, hala da irtibatım devam ediyor. Bu konular 1980-90'larda kaldı. Şu var; kolektif bellek düşman algısını bugün keskinleştirmese de yine de bir önyargı vardır. Yunanlar bugün Türklerin elinde kılıçla kendilerini kovalamayacağını bilir. 21. yüzyıl parametrelerinde farklı şeyler var. Mesela bir Doğu Akdeniz meselesi, egemenlik sınırları, kimliğe ilişkin bazı tehditler olduğu zaman bunlar hatırlanır. Ama doğrudan Türk düşmanlığı bir-iki tane magazin gazetesinin dışında yoktur.

* Yunanistan'da medyada, akademide, entelektüeller arasında Türkiye algısı nasıl?

Siyasi konjonktür neyi gerektiriyorsa ona göre hareket ediliyor. Doğu Akdeniz krizi döneminde her gün Yunan medyasında anti-Türk propagandası yapıldı. Türkiye'nin 'yeni Osmanlıcılık' yaptığı yönünde ifadelere yer verildi. Ama diğer taraftan deprem acısı olduğunda devlet televizyonunda Türk halkına destek programları yapıldı. Bir sabah haber programı Türkçe bir türkü ile açıldı.

[email protected]    

 

Kaynak: Web Özel