Salgında işten çıkarıldı, online arabuluculukla kıdem tazminatı ve alacaklarına hak kazandı
İzmir'de bir manavda çalışan ve salgında kronik rahatsızlığı sebebiyle işe gidemediği için işine son verilen M.Y, görüntülü konuşmalarla gerçekleştirilen arabuluculuk toplantıları sonucunda kıdem tazminatı ve alacaklarını almaya hak kazandı.
İzmir'de bir manavda çalışan ve yeni tip koronavirüs (Kovid-19) sürecinde kronik rahatsızlığı nedeniyle sokağa çıkma yasağı bulunduğu ve işe gidemediği için işten çıkarılan 58 yaşındaki M.Y, telekonferans ve görüntülü görüşmeler üzerinden katıldığı arabuluculuk toplantıları sonucunda kıdem tazminatı ve fazla mesai ücretlerini almaya hak kazandı.
İzmir'de yaşayan M.Y, Kovid-19 salgınının Türkiye'de yayılması sonrasında kronik rahatsızlığı bulunanlara sokağa çıkma yasağı getirilmesiyle işe gitmemeye başladı.
M.Y'nin işvereni çalışanının bu süreçte ücretlerini ödemedi, M.Y. de işvereninin ücretsiz izin talebini kabul etmedi.
Nisan başında işten çıkarılan M.Y, haklarını almak için avukatları Berkay Özbey ve Meliha Yaman Yurdugül'e başvurdu. İşçi-işveren ilişkisinden kaynaklanan anlaşmazlıklarda dava şartı olarak arabuluculuk arandığı için taraflar arabuluculuk sürecine girdi.
Pandemi nedeniyle hiç karşı karşıya gelmeyen taraflar, telekonferans ve görüntülü konuşma aracılığıyla karşılıklı taleplerini iletti.
Taraflar 2 görüşme sonucunda anlaşmaya vardı ve M.Y. kıdem tazminatı ve diğer alacaklarını aldı.
M.Y'nin avukatı Berkay Özbey, müvekkilinin kronik rahatsızlığının sokağa çıkma yasağı kapsamında olduğunu, işten çıkarma yasağının getirildiği 17 Nisan'dan önce müvekkilinin işine son verildiğini ve haklarını almak için kendilerine başvurduğunu belirtti.
17 Nisan'dan önceki ücretsiz izinlerin işçinin kabulüne bağlı olduğunu dile getiren Özbey, müvekkili M.Y'nin işverenin kendisine sunduğu "ücretsiz izin" talebini kabul etmediğini ve ücretlerini de alamadığı için dava şartı olan arabuluculuk sürecine girdiklerini ifade etti.
GÖRÜNTÜLÜ KONUŞMA VE TELEKONFERANS
Özbey, arabuluculuk sürecini şöyle anlattı:
"İşveren işçiyi çıkarırken 'sen zaten sokağa çıkma yasağına tabisin, sokağa çıkamıyorsun, ben seni çalıştıramıyorum, ya ücretsiz iznini kabul edersin, ya ben seni işten çıkarırım' dedi. İşçi de ücretsiz izni kabul etmediği için işveren işçiyi işten çıkardı.
Arabuluculuk sürecinde hiç yüz yüze gelinmedi. Neredeyse ben bile müvekkilimi görmedim. Pandemi sürecinde arabuluculuk da dahil tüm yargısal faaliyetler durdu. Ancak başvurumuzu yaptığımızda arabulucu atandı. Teknolojinin de verdiği imkanlar sayesinde görüntülü konuşma yaptık. Taraflar telefona bağlandı, telekonferans yapıldı, talepler iletildi.
İşveren ilk başta karşı olsa da daha sonra kendi yararına olduğunu düşündü ve anlaşma yoluna gitti. İşçi kıdem ihbar tazminatı ve fazla çalışma ücreti gibi diğer alacaklarını aldı."
Pandemi sürecinde arabuluculuk süreçlerinin telefonla yürütülmesine engel bir durumun olmadığını, arabuluculuğun yargılama faaliyetlerine göre daha serbest bir süreç olduğunu anlatan Özbey, pandeminin getirdiği olağanüstü koşullar nedeniyle görüşmelerin telefonla yürütülmesi konusunda esneklik sağlandığını, bu sayede dosyanın 15-20 gün içinde kapandığını aktardı.
AA