Mustafa Destici: Erkan Baş'a yönelik sözlerimin arkasındayım, bunlar Tito zihniyetinin artığıdır
Haber Global ekranlarında yayınlanan Buket Aydın ile Yüz Yüze programının konuğu, Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici oldu. Erkan Baş'a yönelik sözleri tepkiyle karşılanan Destici, "Söylediklerimin arkasındayım, bunlar Tito zihniyetinin artığıdır" dedi.
Haber Global ekranlarında canlı olarak yayınlanan Buket Aydın ile Yüz Yüze programının bu haftaki konuğu, Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici oldu.
Destici, Erkan Baş'a yönelik ifadelerinden, Kızılay'daki çadır polemiğine, gündeme dair merak edilen soruları tek tek yanıtladı.
Destici'nin açıklamalarından satır başları şöyle:
- Cumhur İttifakı'nın parçası olan 4 siyasi parti de kendi amblemleri ve adaylarıyla seçime katılıyor. Barajsız bir seçime gidiyoruz ve inşallah başaracağız. Biz milletin umuduyuz, milletimizin sesi olmaya devam edeceğiz.
"Tito artığı" söyleminin nedeni ne?
- Erkan Baş çok muhatap olacağım birisi değil. 80 öncesine gittiğimizde sol taraftaki vatandaşlarımızın hepsinin ortak bir özelliği vardı, hepsi vatan millet amacını taşıyordu. İsmi geçen şahsiyet PKK ile beraber. Solculuk devletin değerlerine sahip çıkmak diye biliyoruz ama şimdi baktığınızda ismi geçen şahsiyetin PKK ile tamamen iç içe olduğunu görüyoruz. Ben Tito zihniyetinin uzantısı demek istiyorum. Boşnaklara, Müslümanlara anormal zulümler etti Tito, ki Tito'nun ölümünden sonra Boşnaklar özgürlüğüne kavuştu. Aynı şey Hırvatlar, Sırplar için geçerli. Ben nasıl ırkçılık yapabilirim? Ben bir kere buna inanç olarak karşı bir insanım. Allah'ın Kuran'da yasakladığı bir şeyi ben savunamam. Bazı Balkan devletleri açıklamalar yapmışlar, onlara sesleniyorum: Siz bu şahsiyet PKK ile siyaset yaparken ses çıkardınız mı? Benim Bosna sevdamı Boşnak sevdamı Balkan sevdamı hiçbiri sorgulayamaz. Ben sürekli o bölgedeyim. Bosna savaşında biz cephedeydik.
"Ben sözlerimin arkasındayım"
- Kim bu Erkan Baş? DHKPC'li bu TİP dediğiniz parti. DHKPC bizim savcımız Mehmet Selim Kiraz'ı şehit etti. Türkiye'deki milyonlarca Balkan göçmeni Marksist-Leninist mi? Dinsiz mi? Tito da Marksist-Leninist dinsiz bir anlayışa sahipti, baskıcı. Hadi Erkan Baş çıksın ben Müslümanım desin, PKK terör örgütünü lanetliyorum desin, dinsiz değilim desin. Yüreği yetiyor mu? Ben sözlerimin arkasındayım. Sözlerim kesinlikle ırkçı bir anlam taşımıyor.
- Bunların bu güzel sözlerine, müziklerine kanmayın. Bunlar Tito zihniyetinin artığıdır, bir kere daha söylüyorum. Çizgim terör ve şiddet. Benim hedefimdekiler onlardır, bunlar da ta kendileridir. Mehmet Selim Kiraz'a lanet mi etmişler, oh olsun mu demişler? Bizim milliyetçilik anlayışımız ırkçılığı ve kavmiyetçiliği reddeder. Bu sanatçıları da yanlarına iyi görünmek için çekiyorlar.
"Kızılay başkanı affını istemeli"
- Kızılay'ın çadır satma hadisesi ortaya çıktı ve bir de konserve falan da satmışlardı. Biz ilk günden itibaren deprem bölgesindeydik. Bizim bir aratama kurtarma ekibimiz var, 20 tim bunlar, onları hemen bölgeye sevk ettik. Sen böyle bir dönemde nasıl çadır satarsın ya? Bu olay kabul edilemez, Kızılay çadır satamaz. Herkes çadır peşine düşmüşken Kızılay deposundaki çadırı satamaz. Ne kadar çadır varsa ilk gün bölgeye sevke etmesi gerekiyordu. Şöyle bir sonuç çıktı ortaya, halkın bir kesimi Kızılay'a güvenmiyor. Kurumun başındaki arkadaşın şahsiyetiyle hiçbir derdimiz yok. Eğer insanlar mevcut başkan yüzünden Kızılay'a kan vermiyorlarsa, o zaman Kızılay başkanına düşen sorumluluğun gereği kendi itibarını kurtarmayı değil Kızılay'ın itibarını kurtarmalı ve affını istemeli. Daha fazla zarar vermemeli. Tekrar ediyorum, şahsıyla hiçbir derdimiz yok. Sorumluluğunu yerine getirsin, büyüklükse de onda kalsın.
- Kan bağışı yapılmamasını teşvik etmek asla kabul edilemez. Herkesin konuştuğuna dikkat etmesi gerekir.
Furkan Yazıcıoğlu ile Kılıçdaroğlu'nun görüşmesi
- O görüşme tamamen şehit Muhsin Yazıcıoğlu başkanımızın şehadet, dava süreci ile ilgili. O dönemde Furkan evladımız Cumhurbaşkanımız ile de görüştü. Ama ne yazık ki sayın Kılıçdaroğlu ve CHP'li çevreler istismar ettiler. Ama Allah büyük, gitti ayağı bir seccadeye dolandı. Özellikle gitti bastı demek haksızlık, insafsızlık olur ama bu şunu gösterdi, bizim inanç ve kültürümüze uzak bir insan sayın Kılıçdaroğlu. Birileri belli ki ondan önce orada namaz kılmış. Dini değerlere kıymet vermiyor, bir de uzak. Seccadenin bir anlamı, manası var. Seccade, namaz kılındıktan sonra toplanır, kaldırılır. Ya da baş kısmını çevirirler ki buraya yüz değdiği için ayak değmesin diye. Bu kültürden uzak olduğu anlaşılıyor.
"Ağıralioğlu BBP'nin başına geçecek" iddiası
- Siyasi partiler bizim şahsi şirketimiz ya da malımız değil. BBP, BBP camiasının bir organizasyonudur, Muhsin Yazıcıoğlu'nun bize emanetidir. Gidenler tekrar BBP'ye dönmek isterlerse, özellikle Türk milliyetçileri, ülkücüler, ben partililere dedim ki "Biliyorum öfkeniz var, bunları bir tarafta düşünün, terazinin diğer tarafından devletin istikbali var. Şu kırgınlıklarınızı bir kenara bırakacaksınız." Bu anlamda ben varım diyen herkese BBP açık. Sadece Ağıralioğlu'na değil, ben genel bir çağrı yapıyorum, bütün Türk milliyetçilerine. Kim olursa olsun iyi niyetli bir şekilde gelmek isteyen herkese kapımız açıktır.
- Bence İYİ Parti tarih oluyor. Oylarında yüzde yüze yakın düşüş görüyoruz.
HÜDA-PAR ve Yeniden Refah'ın 6284 sayılı kanuna karşı tutumunu destekliyor mu?
- Biz her fikir, her konuda ölçülü olduğumuz gibi burada da aynıyız. Beni bu dünyada en çok üzen şeyler, bir kız çocuğuna yapılan taciz tecavüz. Ya da bir kadının şiddetle öldürülmesi. Çünkü savunmasız. Savunmasız bir insanın öldürülmesi asla kabul edilebilir değil. Bırakın bunları kaldırmayı, biz BBP olarak idam gelsin diyoruz. 2 şeyle ilgili idam gelsin diyoruz; 1 pedofili, 2'ncisi ise sonu ölümle biten terör eylemleri için. Kadın erkek diye ayırmak da çok doğru değil, insan olarak, aile olarak bakmamız lazım. Kadını şiddetten korumamız lazım, çocuğu da korumamız lazım. Şiddetin tamamına karşı önlemleri artırmamız lazım. Süresiz nafaka ile ilgili bizim de bazı fikirlerimiz var. Türklerde kadının çok önemli bir yeri var. Bizim kendi doğrularımız ve fikirlerimiz var. Programımızda bunlar çok açık bir şekilde yazıyor. Şiddetin her türlüsüne karşıyız. Çocuğa ve kadına yapılan şiddeti asla kabul etmiyoruz.
"Kişilerin kişilere karşı suçlarında devletin af yetkisini kullanmasını doğru bulmuyorum"
- İnfaz yasasına ben Meclis'te evet demedim. Kişilerin kişilere karşı suçlarında devletin af yetkisini kullanmasını doğru bulmuyorum. Devlet kendisine yönelik suçları affedebilir. İnsanlar bir acı yaşamışlar, onları devletin affetmesini doğru bulmuyorum.
- 90 bin taşeron işçi mutlaka kadroya geçmeli. Ben taleplerin hepsini yazılı olarak sayın Cumhurbaşkanımıza verdim. Ücretli öğretmenler mesela, haftada 30 saat derse giriyorsunuz, elinize 6 bin lira geçiyor. Bu ücretlerin hemen yüzde yüz artırılması lazım. Şimdi 40 bin öğretmen atanacak, biz 100 bine çıksın istiyoruz. Biz BBP olarak takipçisiyiz. Asgari ücret 6 ayda bir belirlensin diyen de ilk biziz.
Ayrıntılar geliyor...
Kaynak: Haber Global TV