İhsan Aktaş'tan 'yerel seçim' öngörüsü: İstanbul'da küçük bir farkla kazanılacak
Haber Global ekranlarında yayınlanan Buket Aydın ile Yüz Yüze programının bu haftaki konuğu Genar Araştırma Başkanı İhsan Aktaş oldu. 31 Mart yerel seçimlerine ilişkin önemli değerlendirmelerde bulunan Aktaş, İstanbul'da seçimlerin küçük bir farkla kazanılacağını söyledi.
Haber Global ekranlarında yayınlanan Buket Aydın ile Yüz Yüze programının bu haftaki konuğu Genar Araştırma Başkanı İhsan Aktaş oldu. 31 Mart tarihinde gerçekleştirilmesi planlanan yerel seçimlerle ilgili önemli değerlendirmelerde bulunan Aktaş, İstanbul'da seçimi kazanan tarafın yüzde 2-3 gibi küçük bir farkla yarışı önde tamamlayacağını söyledi.
Aktaş, AK Parti, CHP ve İYİ Parti başta olmak üzere yerel seçim yarışına girecek olan partilerin oy oranları ve potansiyellerine ilişkin açıklamalarda bulundu.
İhsan Aktaş'ın açıklamalarından önemli başlıklar şu şekilde:
-AK Parti çok titiz bir çalışma yaptı. Kendini bu iş için yeterli gören çok fazla insan vardı. Masadaki müzakereler ve araştırmalar sonrasında Erdoğan bir karar verdi, makul bir karar. İstanbul halkının seçtiği bir liderdi Erdoğan. İstanbul'da kendi döneminde 450 tane şantiye vardı. Sonra Müfit Gürtuna geldi. Kadir Topbaş efsaneleşti İstanbul'da. İmamoğlu'nun kamuoyu desteği 47-48'lerde. Murat Kurum'un efendi bir tonu var.
İstanbul'da daha çok sosyal projelere ihtiyaç var
-İstanbullu kendi işini görecek bir başkan ister. Artık gençler çok siyasal tartışmaların gündem olmasını istemiyor. AK Parti'nin geçmişte yaptıkları var, yeni vaatleri ne olacak. Binali Yıldırım'ın adaylığı netleşince benden bir bilgilendirme istediler, Ankara'da toplandık. İlk cümle şuydu, paradigma değişti. İstanbul'da göğe merdiven koysanız her gün insanlar bunu kullansa bundan dolayı İstanbul'da oylar yüzde yarım artmayacak artık daha çok sosyal projelere ihtiyaç var. Kadir beyin yaptıklarından dolayı paradigma değişti. İstanbul sürekli kendisine dokunulan sürekli tamir edilen bir şehir olunca ancak ayakta kalabiliyor.
-Kentler en çok yatırımı AK Parti döneminde aldı. Özal döneminde bir farkındalık oluştu. İlk kez Erdoğan zamanında İstanbul'un planları yapıldı. Topbaş döneminde metropalitan planlama yapıldı. Hatta akıllı şehir planlamasına geçilmişti. Otobüs durağında aplikasyonlar vardı, otobüslerin geleceği zaman belli olurdu, artık üzerine kağıt yapıştırıyorlar çünkü tutmuyor.
-Böyle bir şehirde vatandaşın ne istediğini doğru kavrayıp önüne bir vizyon koyunca AK Parti'nin işinin kolay olacağını düşünüyoruz. Solcular yaptıkları küçük şeyleri sürekli tekrarlıyorlar. Pireyi deve yapıyorlar.
İmamoğlu'nun "ben rakibimi tanıyorum" açıklaması
-İmamoğlu'nun böyle bir cümle kuracağını herkes bir yıl önceden biliyordu. Geriye dönüp baktığında ben şunu yaptım diyemeyecek. Geçenlerde bir arkadaş nasıl engellendiklerini anlattı, onun yerine yaptıklarınızı anlatsaydınız daha iyi olurdu dedim. Ben ulusal bir aktörüm hizmet ve İstanbul umurumda değil, rakibimi Erdoğan olarak seçerim, İstanbul halkı bu otobüsler niye yanıyor ya da bu metro merdivenleri neden kırık, birisi karşıma çıktı, herkes mi asansör bozulur, dedi, şimdi, şunu yapacak İmamoğlu minderden kaçmaya çalışacak İstanbul konusunda.
Yenilgi AK Parti'ye iyi geldi
-AK Parti bir önceki seçime ne olursa olsun kazanırız rahatlığıyla girdiler. Yenilgi AK Parti'ye ağır geldi. Biz yenilmedik dediler ama o kadar hata yapılmasaydı böyle olmazdı. Davutoğlu parti kurdu, Babacan parti kurdu, herkes şöyle bakıyor, her parti kuran Erdoğan parti kurdu, 20 yıldır da ülkenin başında. CHP Kurultay yaptı, bir sinerji oluşmasını beklediler ama olmadı. Oyları yüzde 25'e çıktı sonra yüzde 24'e düştü. Herkes Erdoğan'a özenebilir ama çıkmıyor işte. Bir lider topluma 40-50 yılda bir geliyor. Cumhuriyet kurulduğundan beri ülke lideri sayısı 4-5'i geçmez. Erdoğan ona benzer rakiplerden 20 tanesini yenip geldi.
Muhalefette eski motivasyon artık yok
-CHP ile DEM Parti, bir önceki seçimde çokta ince pazarlığa düşmeden biz bir araya gelip önce yerelde seçimleri kazanıp sonra da Erdoğan'ı yeneceğiz motivasyonları vardı. Şimdi eski motivasyon yok, artık Erdoğan'ı yenme imkanı kalmadı, her parti kavgalar verdi. DEM Parti kavgayı içeride verdi, çok dışarıya yansıtmadı. En büyük travmayı İYİ Parti yaşadı. O gruptan ayrıldı, onun gruptan ayrılması tüm ülke için bir travmadır. DEM Parti ile İYİ Parti olmadan ittifakları birbirlerini zehirleyen bir şeye dönüşebilir halk da bunu eskisi kadar alkışlamaz. Önceki ittifak gibi kolay taşınabilir bir ittifak değil.
-İYİ Parti zayıf ya da güçlü aday koysun fark etmez. 20 bin oyu birikti İstanbul'da. AK Parti yerel seçimlerde CHP'den bir iki puan önde duruyor. İlçelerde en başarılı zaten AK Parti belediyeleri. Ya zaten kazanıyoruz cümlesini İmamoğlu kuruyor, araştırma firmaları da Kılıçdaroğlu 50-60 ile kazanacak diye, bazen bize dayak atacak kadar motivasyonları vardı arkadaşlar. Bunlar aynı firmalar mı muhtemelen onlardır. Sıkı bir rekabet var, İYİ Parti'nin neye karşılık geldiğini CHP bu seçimde görmüş olacak.
İYİ Parti kendi yolunu çizince oylarını artırdı
-İYİ Parti kendi yolunu çizdikten sonra oyları 1,5 puan arttı. AK Parti'nin yüzde 45, MHP'nin yüzde 3 bir artısı kalıyor. CHP'nin de yüzde 41. Küçük partilerin de oyları da azalmakla beraber büyükşehirlerde oyları düşüyor, AK Parti içinde eriyor daha çok.
İstanbul'da yüzde 2-3 farkla kazanılacak
-İstanbul'da yüzde 2-3 farkla kazanılacak. AK Parti bu bıçak sırtı olayı seviyor. Büyük bir örgütlenme.
-Yeniden Refah, ilçelerde kendi adaylarını çıkaracaktı. Ucuz eleştirilere düşmedi, babasının oğlu üslubunu gösterdi. Partilerin bu konularda daha dikkatli olması lazım. Her kurum temsil düzeyinde asaletini muhafaza etmek zorundadır.
İYİ Parti'nin bu seçimlerde yüzde 10 oy alacağını düşünüyorum
-Masa tartışması öncesi İYİ Parti'nin oyları yüzde 16'ya kadar çıktı. Hiçbir zaman yüzde 19'a kadar çıkmadı. Masadan kalkması değil masaya tekrar oturması oy kaybettirdi. CHP'nin çıkarlarına doğrudan hizmet etmeyen ötekidir. Her parti bir ideal için yaşar. Eğer İYİ Parti kendi idealini ortaya koyarsa yüzde 14 ama onun üzerindekiler esnek ben seçimlerde yüzde 10 oy alacağını düşünüyorum. AK Parti, MHP gibi refleks gösteriyor milli güvenlik konularında. AK Parti'ye göre bir muhalefet partisi olarak daha demokratik bir yön çizebilir.
-Batı ile ilişkilerde ve NATO ilişkilerinde daha ılımlı bir parti olacak gibi imaj çizebilir. Aslında bu üç şeye İYİ Parti'yi bir müstakil ve CHP'den ayrı bir parti haline getirebilir. CHP'nin ideolojik saplantıları var. Bunlardan çıkamadığı için onun kaderi kıyamete kadar yüzde 25'in üzerine çıkamamak, onu da elinde tutabilir mi bilmiyorum. İYİ Parti kendi kaderini çizecek muhtemelen daha çok sağ partilere benzeyecek.
-İYİ Parti'yi ısrarla kendi çizgilerinde tutmak istiyorlar ama her zaman aşağılamaktan Meral Hanım'a kadar geri kalmadılar. Sadece Meral hanıma da değil. Muharrem İnce eleştirisi yapıldı ve moderatör hanımefendi dedi ki bu meseleyi burada bırakacak mıyız, yüzüne tükürülmesi lazım dedi. Birkaç milyon genç umut besledi, arkasına düştü. Bir gencin bile iradesine ipotek koyuyorsanız bu ayıplı demokrasidir. Bir partinin bir çizgisi olur bu anlık anlaşmalara göre değişmez. Gençler Kılıçdaroğlu'na yakın durmadılar, yüzde 10 oyu vardı, sadece kahvesini içip o kitleyi yönetebilseydi şu anda CHP kadar muhalefetti.
Özgür Özel'den bir lider prototipi çıkmadı
-Ne Özgür Özel ne de İmamoğlu, Kılıçdaroğlu kadar bir etki ortaya koyamadı. Seçime kadar birbirine zıt o kadar insanı masada korumak zordu. Özel'den bir lider prototipi çıkmadı. Genel Başkan olduktan sonra da modunuz değişmiyorsa bu çok kötü bir durumdur. Seçimlerden sonra arka arkaya kurultay görebiliriz. Kılıçdaroğlu'na operasyonun İmamoğlu tarafından çekildiğine inanıyorlar, buna inanan çok fazla insan var. Enerjisini bunlardan alan bir parti bu da. Büyükerşen de dedi ya masaya oturunca her şey güzel, kalkınca herkes birbirinin etini yiyor. Bu hizipleşmeye yeni bir şey daha eklendi, Kılıçdaroğlu'nu yenelim ama aleviler kırılmasın. En azından bir kurultay CHP'ye bir seçim kazanma sinerjisi getirmedi.
Bu seçimde apolitik gençlik daha çok önem kazanacak
-Gençlerde bir apolitiklik durumu var. Gençler çok siyasallaşmış gibi gösterildi ama çok da alakadar değil. Apolitikler daha çok önem kazanacak. AK Parti Mansur Yavaş'a muhalefet yapmadı. Bunun nedenini bilmiyorum. Medya İstanbul'da. GM'nin Ankara'da olması bir sorun mudur, Yavaş çok muhalefete maruz kalmadı.
AK Parti'nin Ankara adayı muhtemelen Ankaralı ve milliyetçi olacak
-Bir parti ya da bir başkan nasıl yıpratılır, bir tablo koyarsınız önüne ne yaptı ne yapamadı. Acaba İmamoğlu'nun faaliyetlerini mi daha çok biliyor yoksa Tevfik Göksu'nun onun yapmadıklarını anlatması mı daha çok biliniyor. Ankara'dan yüksek bir ses gelmedi. AK Parti siyasi bir kurgu yapacak, MHP ile toplam yüzde 60 idi. Bu potansiyelle seçim kaybettiler. Muhtemelen milliyetçi ve Ankaralı olacak. AK Partili olup da Yavaş'a oy verenler var. İYİ Parti'nin oyları nereye gidecek? Hiç örselemediğiniz bir aday için seçim kampanyasında yeni bir şeyler söyleyeceksiniz. Zor bir denklem, daha ince hesaplar yapmayı gerektiriyor, bunu kazanmak için mücadele edecekler.
-Mansur Yavaş her zaman bir CHP'li olarak kabul görmeyecek. CHP'liler CHP'lidir, diğerleri de onlara iliştirilmiştir.
AK Parti'nin İzmir'de kazanma ihtimali var mı?
-İzmir'de AK Parti'nin yüzde 35 oyu var, İzmir'de AK Partili olmak zor. İYİ Parti'nin de oyu var. DEM ve CHP ayrı girseydi AK Parti kazanabilirdi. İki partinin aynı oyları. DEM ve CHP birlikte girince, ilçeleri nasıl paylaşacaklar o da belli değil. Daha çok tamamlanmış ilçelerde başkanlık yaptıkları için, buralarda artık belediyecilik faaliyetlerine ihtiyaç yok.
-Büyükşehirde İmamoğlu zorlandı, dünyada kalkınmasını son 20 yıla sığdırmış bir ülke Türkiye. Bir anda hiçbir tecrübesi olmayan bir partinin eline geçti İstanbul. İstanbul seçmeni her partiye bakar ona göre tercihte bulunur. İzmir CHP'de kalabilir. Hamza Dağ'ın adı öne çıkıyor aday olarak. Her parti kendi adayını çıkarsa AK Parti alabilirdi. İzmir, CHP'liler için bir kale gibi. İzmirli bir iş adamı dedi ki her sabah uçağa binip Ankara'ya gidiyorum, zannederim ki şehir dışına çıkan tek benim. İzmirlilerin diğer şehirlerdeki değişimleri gördüğü pek yok.
Mehmet Maçoğlu'nun 'Kadıköy' kararı
-Farz edelim ki Meral hanım milliyetçi, ülkücü, sağcı. İnce Kılıçdaroğlu'nun seçimi kazanmasını engelledi diyelim istediğinizi söyleyin. Gerçeklikten kopuk ağır entelektüel ağabeyler var, bunlar değişime ve dünyaya kapalı. Bunlar birinci sorun, ikincisi gerçeklikten kopuk gazeteciler ve araştırma firmaları, reklam şirketleri. Komünist başkan geldi ilçede aday oldu diyelim, hani o bir kahramandı, acaba bu övgüler mi sahteydi. Bir adam iyiyse her yerde iyidir.
Bir kişi CHP'nin amaçlarının dışına çıkıyorsa ötekidir
-Bir kişi CHP'nin amaçlarının dışına çıkıyorsa o işi ötekidir. O kişinin ne olduğunun hiçbir önemi yoktur. Adama diyorlar ki ne işin var senin Kadıköy'de. Bu bireyin acaba bir yerden aday olma hakkı var mı yok mu? Bunu size kim öğretti? Meral hanım masadan kalkar ağzınıza gelir söylersiniz, Muharrem bey ona söylerler. Bu barbar zihniyet devam ediyor. Bir adam bir yerde aday olunca ne haddinize ki böyle diyorsunuz.
Deprem bölgesindeki oylar nasıl olacak?
-Deprem zamanı ülke seferber oldu. CHP şöyle bir beklentiye girdi tamam işte AK Parti gidiyor dediler, son yılların en yüksek oylarını depremden bir ay sonra aldılar. Numara çektiler ki oyları azalsın. Beklentileri deprem bölgesinden oy almaktı. Anadolu'da yapılan yardım başa kakılmaz, ar ve haya meselesidir. Sayıları azalarak yaşamaya devam edecekler ama zihniyetlerin değişeceğini sanmıyorum.
CHP'nin Hatay adayı tartışmaları
-Bir defa yerel yönetimlerdeki başkanlar yereldeki desteği alamayabilirler. Belediye başkanları ne kadar başarılı olursa olsun oyları değişti. Kamuoyu desteği düştü. Depremden önce herkes iyi olabilir ama depremden sonra herkesin durumu eşit derecede düştür. Bazıları toparlamış bazıları toparlamamıştır. AK Parti'nin de CHP'nin de deprem bölgesinde adaylarda epey değişikliğe gidileceğini düşünüyorum.
-Deprem olduğunda İmamoğlu deseydi ki Hatay'ı bana bırakın, Kadir bey döneminde alınan makine farkı tüm büyükşehirlerin iki katıydı neredeyse. Bütün sorunları üstlenseydi hem kahraman olurdu hem de başkanlığını korurdu. Kocaeli ve Konya burada kahramanlaştı.
-Deprem bölgesinde hem AK Parti'nin hem de CHP'nin işi zor. Ama yerelde AK Parti bir önceki seçimlerdeki desteği alamayacak gibi görünüyor. Hatay tam böyle bir kafa kafaya durumu var iki parti için. Sadullah Ergin'in aday olduğu Lütfü Savaş'ın da geçiş yaptığı dönemde iki adayın da oyları aynıydı. 300 oyla seçim kaybettiler. Solun 1968 kuşağında yetiştirdiği bir kitle var, siyasi temsilcilerin çoğu şu anda Refah Partili, geç kuşak diğerlerine göre, başhekimler bir ara öne çıktı, geniş kitlelerle yüz göz oluyorlar. Örgütlü bir çalışma sonucu ancak bir karizmatik aday çıkabilsin, şimdi çok zor, siyaset bu konuda kısır bir döngüye girmiş durumda.
Suudi Arabistan'daki olayda takımlar büyük zarar gördü
-Takımlar Türkiye'de Atatürk düşmanı bulamadığı için kalkıp Suudi Arabistan'a gittiler. Ne oldu onlar başka bir devlet. Bir de sen maça mı gidiyorsun, siyaset yapmaya mı gidiyorsun? Ben normalde sivil bir adamım ama yine de başka bir ülkede cümle kurarken ülkene zarar verir misin diye görüş alıyoruz. Bu takımlar düzgün bir anlaşma yapmasınlar, sonra beyefendiler hangi maça acaba Atatürk formasıyla çıkmış? Türkiye'de kurucusunu sevmeyen var mıdır? Kulüpler bence buradan zarar gördü. Bu büyük bir devlete yakışır bir operasyon olmadı. Kimin cürmü varsa ceremesini çeksin derim, TFF'yse TFF. Baştan sonra bir hatalar zinciri bu. Sahte Atatürkçülükle bu işler kapatılamaz.
Hilafet tartışmaları seçime etki eder mi?
-Hilafet makamı Meclis'in ukdesine içkindir denir, Meclis'e ekleniyor ki, ola ki bir gün kullanılabilir, devlet geleneğidir. Bu dini midir, siyasi midir? Toplumda bir sorun olur bir hareket başlatılır. bunlar suni, zorlama. FETÖ devletin içerisinde olsaydı o hilafet meselesi 10 tane kanalda yürütülürdü karşılıklı öfke büyütülürdü. Biz Müslümanız. Kişi kendi itikadının belirleyicisi olan cümleden bir hilafet çıkarıyorsa maalesef bu Batılılar 200 yıldır bu düzeni yürütüyorlar ve kendileri gibi düşünen bir sınıf yetiştirdi, bu insanlar böyle yaşamaya devam edecekler. Kendilerinden haberi olmayan insanlar da onların sözcülüğünü yapıyor. Bir kişi kalkıp yumruk atıyor, kim vermiş ona bu hakkı.