Grip sezonu başladı! Kimler aşı olmalı?
Sonbaharın gelmesiyle birlikte grip aşısı zamanı da geldi. Dünyada her yıl, 500 milyon kişi gribe yakalanıyor ve 300 bin kişi gribe bağlı komplikasyonlar nedeniyle hayatını kaybediyor. Uzmanlar, çocukluk çağı grip aşılarında bağışıklık kazanıldığını belirtirken, kimileri de aşıya karşı tepkili.
Türkiye'de sonbahar mevsiminin gelmesiyle birlikte grip aşısı da kamuoyunda gündem olmaya başladı. Uzmanlar, bu aşının zamanında yapılması durumunda başarı oranın yükselebileceğini söylerken, bir kısım da aşılanmanın zararları noktasında endişeli. Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Dilek Leyla Mamçu, grip aşısının sonbahar aylarından itibaren yapılması gerektiğini belirtiyor ve aşının zamanında yapılıp gerekli bağışıklık oluşturulursa başarı oranının son derece yüksek olduğunu da vurguluyor.
“Aşıya karşı ciddi derecede alerjisi olmuş ve yumurtaya ciddi alerjisi olan kişiler dışında herkese grip aşısı yapılabilir” diyen Dr. Mamçu, gribin her yıl değişik şekillerde karşımıza çıktığını kaydediyor ve ekliyor:
"Grip, özellikle küçük çocuklarda orta kulak iltihabı, zatürre, bademcik gibi enfeksiyonlara neden oluyor. Bazen hastaneye yatış olduğunu biliyoruz. Ayrıca erişkinlerde, başka hastalığı olan kişilerde çok daha ağır zatürrelere hatta ölümlere neden olabiliyor.”
VİRÜS, HER YIL KENDİNİ DEĞİŞTİRİYOR
Türkiye’de grip hastalığının seyrinin, ulusal takip etme sistemiyle Dünya Sağlık Örgütünün verileriyle ortak bir şekilde takip ediliyor. Ülkemizde de grip mevsimi Ekim aylarında başlıyor ve Mayıs ayında sonlanıyor. Mamçu, aşılar hakkında da bilgi vererek, ülkemizde influenza A ve B tiplerine ait 4 aşı bulunduğunu kaydediyor ve “Şu anda piyasada bulunan ve bakanlığın belirlediği sırayla risk grubunda olan kişilere yılda bir defa olmak üzere herhangi bir hekim tarafından reçetelendiği takdirde bu aşı SGK tarafından uygulanmakta" diyor.
AŞIDA ZORUNLULUK TARTIŞMALARI
Sağlık Hukuku Uzmanı Doç. Dr. Meliha Sermin Paksoy, aşıda zorunluluk tartışmalarına dair, öncelikle bilgilendirme yapılması gerektiğinin altını çiziyor. "Aşı, aslında tıbbi bir müdahaledir. Tıbbi müdahale ise anayasada ve birçok uluslararası metinde açıklandığı üzere kişinin ancak şahsi aydınlatılmış rızasıyla yapılabilir" değerlendirmesinde bulunuyor.
"BULAŞICILIK VE KAMU SAĞLIĞINI TEHDİT ETME VARSA..."
Paksoy, aşılamanın zorunlu olabilmesi için önemli kıstasların bulaşıcılık ve kamu sağlığını tehdit etme durumu olduğuna dikkat çekiyor. Dr. Paksoy, bunlara ek olarak bulaşıcı hastalığın öldürücü olmasa bile sağlık sistemini felce uğratması, ülkenin çalışan nüfusunun uzun süre çalışamamasına neden olması ve yaratacağı mali yük de değerlendirilerek yasal düzenleme ile zorunluluk getirileceğini kaydediyor.
"ÇOCUKLUK AŞILARINDA BAĞIŞIKLIK YAKALANIYOR"
Paksoy, çocukluk dönemi aşılarındaki duruma da şu sözlerle açıklık getirmekte:
“2015 yılında kamuoyunda Halime Sare Aysal kararı olarak bilinen kararla, Anayasa Mahkemesi çocukluk dönemi aşıların zorunlu olmadığını tespit etti. Bundan sonra tekrar bir yasal düzenleme yapılmadığı için çocukluk dönemi aşılarında tavsiye vardır, zorunluluk yoktur. Eğer biz insanlara tavsiyeyle sürü bağışıklığı seviyesini yakalayabiliyorsak ilgili aşıyı zorunlu tutmamız ölçüsüz bir müdahale olur. Sağlık Bakanlığı’nın açıkladığı verilere göre çocukluk dönemi aşılamalarında zorunluluk olmadan sürü bağışıklığı seviyesi yakalanmaktadır. Bu durum değişmediği sürece çocukluk dönemi aşılarında zorunluluk getirilemeyeceği düşüncesindeyim.”
Kaynak: Web Özel