Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "enflasyon" için tarih verdi
Haber Global ekranlarında yayınlanan Buket Aydın ile Yüz Yüze'nin bu haftaki konuğu Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz oldu. Gündeme dair önemli açıklamalarda bulunan Yılmaz, enflasyonda belirgin düşüşlerin yıl ortasında görüleceğini ve tek haneli rakamlara 2026'da ulaşılacağını söyledi.
Haber Global ekranlarında yayınlanan Buket Aydın ile Yüz Yüze'nin bu haftaki konuğu Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz oldu.
Gündeme dair önemli açıklamalarda bulunan Yılmaz, enflasyonda belirgin düşüşlerin yıl ortasında görüleceğini ve gerilemenin 2025 yılında hız kazanacağını ve tek haneli rakamlara 2026'da ulaşılacağını söyledi.
Cevdet Yılmaz'ın açıklamalarından satırbaşları şu şekilde:
-Gerçek belediyecilik, belediyeyi kuruluş amacına uygun çalıştırmak, yerel hizmetler için kaynakları samimi bir şekilde kullanmak, bunu yapmadığınız zaman kendi kişisel kariyerinizi ön plana çıkarıyorsunuz. AK Parti'de Cumhurbaşkanımızın koyduğu bir kural var; belediyenin kuruluş amacı neyse o şekilde belediyeyi çalıştırmak. Gerçek belediyecilik yapanlarla belediyeyi bir enstrüman olarak görenleri halk görüyor.
MURAT KURUM'UN ADAYLIĞI
-Murat Kurum çok iyi bir aday oldu. İstanbul'un tam da böyle bir adaya ihtiyacı var. Dirençli şehirleri konuştuğumuz bir dönemde tam da buna ihtiyaç vardı ve Murat Kurum da bu profile tam olarak uydu, son derece hazırlıklı, İstanbul'un sorunlarını düşünmüş, ciddi teknik bir çalışma da yapmış. Murat Kurum farkını görmeye başladık, iradede göreceğiz inşallah.
"DİRENÇLİ KENTLER" İFADESİ
-Türkiye afetlere çok açık, 3 kıtanın ortasındayız. Bir tanesi kriz çıktıktan sonra krizleri çözme diğeri ise riskleri tespit edip onları olay gerçekleşmeden azaltmak. Kriz istemiyorsanız riskleri yönetmeniz lazım, dirençli şehir dediğimiz de bu riskleri tespit edip ortaya çözümler koymuş, bütün sistemi buna göre kurgulayan bir şehir olarak algılıyoruz. Bu da çok yatırım yapılması gereken bir süreç. Biz de orta vadeli programda çok başlık açtık.
ŞEHİRLERİN EKONOMİSİ
-Şehirlerin ekonomisi yeterli değil. Kaynakları verimli kullanmak lazım, reklama tanıtıma kaynakları savurursanız gerçek sorunlarla uğraşamazsınız. Yerel yönetim kaynaklarını çok iyi kullansa da merkezi iradeye de ihtiyaç var. Bir tanesi düzenleme ihtiyacı, meclis yerel yönetimin elini güçlendirmeli ve merkez ile yerel iş birliğine ihtiyaç var. Bu bir milli mesele. Afetler bir milli güvenlik meselesi. Murat başkan adayımız da bunun bir milli güvenlik meselesi olduğunu söylüyor. Her türlü kaynaklarımızla bir iş birliği içinde milli mücadeleyi sürdürmek lazım.
İSTANBUL'DA NÜFUS YOĞUNLUĞU
-Burada imar çok önemli, yerel yönetimlerin çalışmaları önemli. Bir şehrin kaynaklarına bakmak lazım. Her yerin bir kaldırma kapasitesi var. Bunun ötesine gidilince sorunlar da oluyor. Tedbirler önemli. Ancak bu sadece metropollerle de çözülecek iş değil, bir de Anadolu var. Anadolu'ya daha çok emek yoğun üretimi kaydırınca nitekim bunları yapıyoruz. Çok daha güçlü şekilde yapmalıyız. İstanbul gibi illerimizdeki emek yoğun sektörler başka yerlere göçmek yerine Türkiye'nin diğer illerine giderlerse daha rahat olur, burada bütüncül politikalara ihtiyaç var.
HALK MUHALEFETİN BELEDİYECİLİĞİNİ GÖRDÜ
-Mayıs ayında bir seçim yapıldı ve Cumhurbaşkanımıza duyulan güven teyit edildi. Halkımızın yerel seçimlerde de yine hizmet anlayışından yana olacağına eminim. Halkımızın mukayese imkanı oldu, muhalefet bazı büyükşehirleri aldı ve halk gördü. AK Parti belediyeciliği ve son dönemde yaşadığı belediyecilik var. Bu mukayese ile AK Parti'nin daha güçlü çıkacağına inanıyorum. Çok ciddi bir çalışma yapıldı. Adaylar belirlenirken çok boyutlu düşünüldü. Bu titiz çalışmanın neticesini göreceğiz.
İSTANBUL VE ANKARA'DA YEREL SEÇİMLER
-İstanbul, Ankara gibi illerde AK Parti'nin kazanma olasılığını yüksek görüyorum. Halkımızın mukayese imkanı var, yeni gelenler bu 5 yılı heba etti. Sermayenin üzerine katkıda bulunmadılar. Genel seçimlerde farklı oy tercihleri olsa bile yerelde hizmet anlayışı içinde olan vatandaşların adaya ve programa bakacağına inanıyorum. Trafik, afet, sosyal konut, yeşil alan, sosyal donatılar gibi hizmetlerde hangi aday güven veriyorsa onu tercih edeceğine inanıyorum halkın.
MUHALEFETTEKİ TARTIŞMALAR
-Bir önceki seçimde zorlama bir birliktelik oldu, suni, tabii değil. Ne yapacağı üzerinde anlaşanların oluşturduğu birlik değil de karşıtlık üzerinden bir anlayışla normalde bir araya gelmesi mümkün olmayanların, patladığını görüyoruz. siyaset, tabii mecrasında akmalı. Partiler uzlaşı sağladığı partilerle hareket ederse daha sağlıklı bir ortam olur. Partilerdeki doku bozuldu ve bunun neticelerini görüyoruz. Bu da halkın muhalefete olan güvenini eritti, bu da seçime yansıyacak. Kimin kiminle yarıştığı açıktır, İmamoğlu'nun karşısındaki aday Kurum'dur. İstanbul'a dönük projelerle ortaya koydu adaylığını.
EKONOMİYE YÖNELİK ELEŞTİRİLER
-Bütçede muhalefeti çok iyi dinledim. Çok az not alabildim. Bizdeki muhalefet hep olumsuz ve ezber şeyler üzerinden iktidara yüklenmek olarak gerçekleşiyor. Keşke bizi daha analitik şekilde eleştirse, bunu yapan bireysel şahıslar var ama kurumsal olarak muhalefette büyük bir eksiklik var. Acaba biz nasılsa yönetmeyeceğiz bizim çok kafa yormamıza gerek yok mu, diyorlar. Keşke biraz çıtayı yükseltseler kaliteli bir siyaset olur.
-Siyasi istikrar olmayınca ekonomik istikrar da olmuyor. Mayıs ayında bu sorun aşıldı. Cumhur İttifakı net bir çoğunluk elde etti. Yeni Cumhurbaşkanlık sisteminin katkısıyla yeni Kabine kuruldu ve hemen çalışmaya başladık. Bu dönemde çok önemli planlar hazırlandı. Politika belirsizlikleri giderildi. Depreme rağmen büyüme hedeflerimizi başaracağız. İstihdam 32 milyon civarı, 56 milyar dolar ihracat yapıldı. Avrupa'nın durgunluğa girdiği bir anlamda bunu başardık. Turizm gelirleri 55 milyar dolar. Kişi başı gelirde 100 dolar seviyesinde. Bütçe açığının 6,4 olduğunu tahmin ettik, bir puan altında oldu. Gelirlerimiz daha yüksek geldi ve açık öngördüğümüzden düşük geldi. Bunun temeli siyasi istikrar ve güven.
TL'NİN CAZİP HALE GETİRİLMESİ İÇİN NELER YAPILIYOR?
-Risk primimiz düştü, bu da Türkiye'yi daha az maliyetle borçlanır hale getiriyor. Kredi derecelendirme kuruluşları da gitgide daha iyi açıklamalar yapıyor. TL güçleniyor, KKM'de çözülme oldu. Kademeli bir şekilde KKM'den çıktığımız halde döviz hesaplarında bir gelişme olmadı TL mevduatı arttı. Bu da olumlu bir durum. Esas olan kendi paramızdan mevduatın tutulmasıdır.
-Cumhurbaşkanımız, yatırım, istihdam, üretim ihracattan söz ediyor. Yatırım olacak ki istihdam olsun ve bunu da ihraç edelim. Yeni politikaların özü bu. Aşırı tüketimi engelleyip tasarrufumuzu artırıp bunları da doğru yere kanalize etmeye çalışıyoruz. Türkiye kalkınmakta olan bir ülke, yatırım ortamı gelişince hem iç hem de dış yatırımcı için bir fırsat. Doğrudan yatırımlar bekliyoruz. Bir fon akışı oldu ama daha uzun vadeli yatırımlar için hazırlıklar yapılıyor. Türkiye'ye ciddi bir fon akışı olacağını görüyorum. Türkiye'nin politikalarını tanıtmaya gayret ediyoruz. Bütün bakanlarımız Türkiye'nin yatırımlarını da dünyaya tanıtıyor. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi'yle yatırımcının her türlü işlemini hızlandırıyoruz.
SIKI PARA POLİTİKASI
-Yeterli düzeye gelindiği ifade edilmişti ama bir taraftan da enflasyon yönünde belirgin kalıcı bir durum olursa yine yapılabilir deniyor. Makro politikaları destekleyici bir çerçeve oluştu ama bir yandan da yatırımların maliyeti de hesaba katılmalı. Eximbank kredileri var, bir taraftan da şartları karşılayan projelere yüzde 15 indirimli kredi imkanı sağlanıyor.
FAİZ ARTIŞLARI
-Belli bir yere gelindi ama mutlaka gelişmeleri de takip edeceklerdir. Enflasyondaki gelişmeler olumlu yönde seyrettikçe Türkiye daha iyi bir yere doğru gidecek, önemli olan düzenli hareket edilmesi. Bu ataleti ortadan kaldırmak biraz süre alıyor. Amacımız, hem enflasyonu hem de faizleri uzun vadede tek haneli rakamlara düşürmek. MB kendi kararlarını alıyor, Maliye Bakanlığıyla bunu yönetiyoruz bir de yapısal reformlar var. Yapısal reformlar bir ülkenin görünümüne ciddi katkılar sağlar.
-Yaz aylarında baza yüksek rakamlar girdiği için bir süre daha manşet enflasyon yüksek kalmaya devam edecek. 2024 yılı ortalarından itibaren belirgin olarak yıllık bazda düşüşü göreceğiz. 2026 yılında ise asıl hedefimiz olan tek haneli enflasyona ulaşacağız.
KURDA SON DURUM
-Serbest kur rejimi izliyoruz. döviz arz talebiyle şekillenen bir hadise. Bu rejim çerçevesinde daha istikrarlı bir yapıyı da arzu ediyoruz. Kurda belli bir istikrar oluştu ve bu da devam edecek. Reel kur ile nominal kuru ayırt etmek lazım. Enflasyon kadar kur da artıyorsa burada reel bir artış yok demektir. Makro politikalarımızla uyumlu artış var.
KRİPTO PARA DÜZENLEMELERİ
-Çok riskli alanlar, finansal okur yazarlık denen bir şey var. İnsanımıza bu konuda daha fazla bilgiyi aktarmamız lazım. Özellikle küçük yatırımcıların riskli alanlarda büyük kayıplar yaşamaması konusunda adımlar atılmalı. Çerçeve bir düzenleme yapılacak, kurumları yetkilendiren, kanuni bir alt yapı oluşturan bir düzenleme olacak. Gri liste de önemli. Biz bütün yasal şartları tamamladık, bir bu eksik kalmıştı, onu da yapacağız. Biz en azından teknik olarak bir bahane bırakmayacağız. Gri listenin de bir şartı yerine getirilmiş olacak. Analize dayalı hareket etmelerinde fayda var. Hayatımızın bir parçası artık bunlar.
KAYIT DIŞILIKLA MÜCADELE
-Haksız rekabeti önlemek için önemli. Maliye Bakanlığımız bu konuda hassas. Orta vadeli programda da bunları işledik. Dijitalleşmenin sağladığı imkanları kullanıyoruz. Daha çok risk analizlerine dayalı bir sisteme geçiş yapacağız. Kayıt dışılığın engellenmesi çok önemli. Geçen sene vergi tahsilatın da bir yükseliş oldu.
UZAY PROJEKSİYONU
-80'li yılların sonundan bahsediyorum, o zamanlar bir kanal var. Özal dedi ki, bunu atmamız lazım, iki sebepten dolayı bu ülkede çok fazla kanal olacak dedi, ayrıca bu bir özgüven meselesi uzay dedi, bu toplumun buna ihtiyacı var dedi. 10 yıllık bir eylem planı yaptık uzay programı için, bir adım da bu oldu. Bir astronotumuz uzayda. Gelecek nesillere bir özgüven oluşturdu. Türkiye artık Ay programını konuşuyor. Kendi astronotumuzla bilimsel deneyler de yapıyoruz. "İstikbal göklerdedir" dedi astronotumuz biz de öyle diyelim. Bilim, araştırma heyecan ve merakla başlar, bunu bir ülkede uyandırmak çok önemli.
DEPREM BÖLGESİNDE SON DURUM
-Tarihimizin en büyük afetlerinden birini yaşadık, az önce bahsettiğimiz birçok konu bununla bağlantılı. Bu kadar büyük ölçekli bir afete rağmen çok fedakarca çalışmalar oldu ve ardından da kalıcı çözümler için uğraştık. Şimdi birincisi konutlar, ikincisi alt yapı, üçüncüsü de bu bölgenin sosyoekonomik olarak yeniden canlanması. Bu konularda çalışıyoruz. İlk kura çekimleri şubat ayında başlıyor. AFAD, İçişleri Bakanlığı, Şehircilik Bakanlığımız düzenlemelerini yapıyor, 1 yıl bitmeden bazıları teslim edilecek. En temel önceliklerimizden birisi bu. 6 Şubat yıl dönümü geliyor, yeniden bu çalışmaların bir muhasebesini yapacağız.
-11 ili etkileyen bir afetten bahsediyoruz. Çok ciddi kaynaklar ayırdık, bu yıl da 1 trilyon bütçe ayırdık. İyi ki AK Parti böyle bir yapı oluşturdu, böyle güçlü bir yapı olmasa böyle bir şeyin altından kalkmak her babayiğidin karı değil. Halk bunu gördü, sandığa yansıttı, deprem bölgesindeki insanlarımıza biz ne derlerse desinler elimizdeki tüm imkanlarla onların yanındayız. Kaynak sorunumuz yok. Türkiye bu alanda iyi bir performans ortaya koydu.
AB İLE MÜZAKERE SÜRECİ
-AB, teknik değil siyasi gerekçesiyle Türkiye'ye haksızlık yapıyor. AB üzerinden Türkiye ile hesaplaşmaya çalışan ülkeler var ama biz buna rağmen AB ile iyi ilişkiler oluşturma gayretindeyiz, özellikle de gümrük birliği konusunda ve vize kolaylığı konusunda konuşuyoruz. Mali iş birliği kapsamında müzakereler yürütüyoruz. AB ile Türkiye'nin birçok alanda menfaatleri ortak aslında ama siyasi vizyonu olmayanlar Türkiye'yi AB'den dışlamaya çalışıyor aslında AB'nin de menfaatine.
TÜRKİYE'NİN GAZZE KONUSUNDAKİ MİSYONU
-İnsanlığın yaşadığı en dramatik hadiselerden bir tanesi. İnsanların gözü önünde masum insanlar katlediliyor, bombalanıyor, sivil halka yönelik bir saldırı söz konusu. On binlerce insan hayatını kaybetti. Bazı ülkeler hala bu politikanın yanında, bu da tarihlerine bir kara leke olarak geçecek. İlk andan itibaren mazlum Filistinlilerin yanında olduk. Bir an evvel bu katliam kalıcı şekilde durmalı. İkincisi siyasi bir çözüm getirilmeli, 1967 sınırları var BM kararları, bunu esas alan bağımsız bir Filistin Devleti kurulmadıkça bu sorun çözülmez, ne Orta Doğu'ya ne de dünyaya barış gelir.
-Güney Afrika soykırım davası açtı ve İsrail yönetimi bir hesap verme sürecine girdi. İnsanlığın vicdani Filistin'den yana. Dünyadaki güç yapılanması ve uluslararası kurumlar nedeniyle bu acı hadiseler devam ediyor. Güvenlik Konseyi, ateşkes çağrısına bile izin vermedi. Daha adaletli bir dünya mümkün. Bizi insanlık olarak biz moral bozukluğuna da sevk etmemeli. Daha adaletli bir dünya arayışını güçlendirmemiz lazım ben er geç Filistin'in kazanacağına inanıyorum.