Yangın Çin'de tepkileri nasıl sokağa taşıdı? İstifa sesleri, protestolar, özürler...
Ağırlıklı olarak Uygur Türkleri'nin yaşadığı Çin'in Sincan Özerk Bölgesi'nin başkenti Urumçi'de çıkan ve 10 kişinin yaşamını yitirdiği yangın, ülke genelinde Covid kısıtlamalarına karşı eylemlerin odak noktası oldu. Yetkililerin açıklamaları da tepki çekerken ülkede eylemler sürüyor! Peki ne oldu?
Çin'in Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nin başkenti Urumçi'de yüksek katlı bir binada meydana gelen ve 10 kişinin yaşamını yitirdiği yangın ülke genelinde şiddetli protestoların patlak vermesine neden oldu. Zira sokaklara dökülen ya da eleştirilerini mümkün olduğu kadar internet platformlarında dile getirmeye çalışan halk, can kayıplarına alınan katı önlemlerin neden olduğunu öne sürüyor. Bu olay ışığında, neredeyse üç yıldır uygulanan katı Covid kısıtlamalarına karşı, ülkenin pek çok şehrinde ve üniversite kampüsünde eylemler düzenlenirken polis çok sayıda göstericiyi gözaltına almış durumda.
Protestoların hedefinde ÇKP ve Xi Jinping de yer alırken ülkedeki uluslararası muhabirlerin aktardığı farklı görüntülerde “PCR testlerine hayır! Özgürlük istiyoruz! Komünist Parti istifa, Xi Jinping istifa!” sloganları duyuluyor.
YANGIN COVID KISITLAMALARI NEDENİYLE Mİ FACİAYA DÖNDÜ?
Eylemlerin bu denli alevlenmesinin en büyük sebebi olarak, yangında kurtulabilecek insanların, Covid önlemleri nedeniyle binadan çok yavaş tahliye edilmeleri gösteriliyor. Çin'de sosyal medya platformlarında yayılan videolar, binadaki bazı kapıların Covid önlemleri çerçevesinde kilitli olması nedeniyle tahliyede büyük zorluklar çekildiğini gösteriyor.
Urumçi'deki yetkililer ise olayın hemen sabahında bir basın toplantısı düzenleyerek Covid önlemlerinin kaçış ve kurtarma çabalarını engellediğini reddetti ancak konuya ilişkin soruşturma başlatılacağını da dile getirdi. Toplantıda bir yetkilinin kullandığı “Bina sakinleri yangın güvenliği konusunu daha iyi anlamış olsalardı, daha çabuk kaçabilirlerdi” ifadesi tepkileri adeta körükledi.
Chicago Üniversitesi'nden siyaset bilimci Prof. Dr. Dali Yang, “Kurbanı suçlama tavrı insanları daha da kızdıracaktır. Kamu kuruluşlarına güven daha da düşecek” ifadelerini kullanıyor. Çin'de çok yaygın olarak kullanılan sosyal medya platformu Weibo'da ise kullanıcılar olayı Çin'in sıfır vaka politikasına bağlı kalma ısrarından kaynaklanan ve herkesin başına gelebilecek bir trajedi olarak nitelendirirken, yangının eylül ayında bir Covid karantina otobüsünün karıştığı ve 27 kişinin yaşamını yitirdiği trafik kazasıyla olan benzerliklerinden yakındı.
'HAYAT KURTARICI...'
Tüm bunların yanında Çin Devlet Başkanı Xi Jinping'in imzasını taşıyan sıfır Covid politikası, ülkedeki yetkili makamlar tarafından “hayat kurtarıcı” ve “sağlık sisteminin bunalmasının önüne geçen” bir uygulama olarak görülüyor. Öte yandan ülkede bazı bölgelerde karantinaların kısaltılması gibi adımlar atılsa da ortaya çıkan rekor vaka sayıları kafa karıştırmakta.
Dünyanın ikinci en büyük ekonomisi olan Çin'de birkaç gündür günlük 34 bini aşkın vaka görülüyor. Bu, küresel standartlara göre çok yüksek bir vaka sayısı olarak görülmeyebilir ancak Çin için bu sayı vaka rekoru anlamına geliyor. Ortaya çıkan bu tablo da bölgesel olarak uygulanan, şehirlerde tecritlere, ticaret ve hareket kısıtlamalarına neden olan pratiklerin devamına sebep oluyor. Örneğin hayatını kaybeden 10 kişinin yanı sıra 9 kişinin de yaralandığı yangının patlak verdiği Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde Çin, en katı kısıtlamaların birine imza atarak, Ağustos'un başlarından bu yana karantina uyguluyor.
'XI SORUMLULUĞU DEVREDEBİLİR'
Bir dönem Hong Kong Politeknik Üniversitesi'nde de görev yapan sosyal bilimci Prof. Chung Kim-wah, küçük ölçekli yerel protestoların merkezi hükümeti tehdit etme ihtimalinin düşük olduğunu öne sürüyor:
“Xi karşıtı sloganların yayılıp yayılmayacağını gözlemlemek gerekiyor, ancak merkezi hükümet, Covid kısıtlamalarını yerel yönetimlerin aşırı derecede uyguladığını söyleyebileceği için Xi sorumluluğu yerel makamlara devredebilir.”
Hatta 11 Kasım'da hükümet tarafından yapılan ve bazı kısıtlamaları hafifleten açıklamada, yerel yetkililer ayrımcılık gözeten davranışlardan kaçınmaya davet edilmişti. Bununla birlikte Sincan kadar iPhone City olarak da bilinen Zhengzhou'da yaşanan eylemler de büyük ses getirmişti.
Dünyadaki iPhone'ların yarısından fazlasının üretildiği şehirde işçilerin maaş ödemeleri, yaşam ve çalışma koşulları ile Covid-19 kısıtlamalarına yönelik öfkeleri Apple'ı iPhone 14 üretimini geçici olarak yavaşlatma kararı almaya itmişti. Apple'ın tedarikçi şirketi Foxconn işçilerden ödemedeki gecikme için özür dilerken IMF de Çin'e sıfır Covid politikasını gevşetme çağrısında bulunmuştu. Bu aynı zamanda Batı ekonomileri ile Çin'in karşılıklı bağımlılıklarını da gösterirken artan huzursuzluğu da tüm çıplaklığıyla gözler önüne seriyordu.
Kaynaklar: The Guardian, The Washington Post, The Sunday Times, BBC
Kaynak: Web Özel