Trump'ın 'hurafe' olarak gördüğü, Biden'ın ilk iş anlaşmaya yeniden döndüğü Paris İklim Anlaşması neden önemli?
İklim değişikliğini hurafe olarak tanımlayan, istihdamı baltaladığı ve ülke ekonomisine zarar vereceği gerekçesiyle Paris Anlaşması'ndan çekilen Trump'ın aksine, dün resmen göreve başlayan Joe Biden'ın ilk işi anlaşmaya yeniden dönmek oldu.
"Anlaşmanın iklim değişikliğiyle mücadeleyi değil, diğer ülkelere ABD'ye karşı ekonomik avantaj kazandırmayı amaçladığını" savunan Trump, anlaşmanın Amerikan ekonomisine 3 trilyon Dolar ve 6,5 milyon istihdam kaybına yol açacağını iddia etmişti. 4 Kasım 2020'den sonra ise sözleşmeden çıkışı gerçekleşti. Eski başkan Donald Trump, Haziran 2017'de ABD'nin Paris İklim Anlaşması'ndan çekileceğini duyurmuş, 4 Kasım 2019'da ise resmi olarak anlaşmadan ayrılmıştı. Küresel ısınmayı tetikleyen ikinci ülke konumundaki ABD'nin 200'den fazla ülkenin imzaladığı Paris İklim Anlaşması'ndan çekilmesi tepkilere neden olmuştu.
Trump döneminde ABD, İran ile nükleer anlaşma, Paris İklim Anlaşması, Açık Semalar Anlaşması ve Orta Menzilli Nükleer Kuvvetler Anlaşması olmak üzere 4 uluslararası anlaşmadan çekildi.
Dün yemin ederek göreve başlayan ABD Başkanı Joe Biden'ın ilk adımlarından biri görevine başladığı ilk günde Trump döneminde ABD'nin çekildiği Paris İklim Anlaşması'na yeniden katıldıklarını duyurmak oldu.
BM: DÖRT GÖZLE BEKLİYORUZ
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres, ABD Başkanı Joe Biden'ın Trump yönetiminin geri çekildiği Paris İklim Anlaşması ve Dünya Sağlık Örgütüne (DSÖ) yeniden katılma kararını memnuniyetle karşıladı.
Guterres, yaptığı yazılı açıklamada, ABD'nin iklim değişikliğiyle mücadelede 2050 yılına kadar sıfır karbon salımı hedefine ulaşılmasındaki küresel çabalarını hızlandırmasını dört gözle beklediğini belirtti.
PARİS İKLİM ANLAŞMASI GEZEGENİ KURTARABİLECEK Mİ?
Dünyanın akciğerleri olarak bilinen Amazon yağmur ormanlarından Avustralya'ya, ABD'den Sibirya'ya orman yangınları, 2020 yılında sayısı 30'u bulan ve rekor kıran kasırgalar, rekor seviyelere yükselen hava sıcaklıkları ve Kuzey Kutbu'nda buzulların hızla erimesi iklim değişikliğine bağlanıyor.
Beş yıl önce bugün, 12 Aralık 2015'te, 195 ülke tehlikeli boyutlara ulaşan küresel ısınma ve iklim değişikliğiyle mücadele için Paris İklim Anlaşması'nı kabul etti.
Yasal bağlayıcılığı olan ilk evrensel anlaşma, 22 Nisan 2016'da imzaya açıldı, 55 ülkenin onayının ardından 4 Kasım 2016'da da yürürlüğe girdi.
Anlaşmada küresel sıcaklık artışının yüzyıl sonuna kadar 2 santigrat derecenin altında tutulması ve dünya genelinde karbon salınımının 2030'a kadar yüzde 50 azaltılması, 2050'yılına kadar ise sıfıra indirilmesi hedefleniyor.
Dünyayı en çok kirleten ülkelerin başında Çin geliyor. İlk onda ise Çin'in ardından sırasıyla ABD, Hindistan, Rusya, Japonya, Almanya, İran, Güney Kore, Suudi Arabistan ve Endonezya yer alıyor.
Birleşmiş Milletler Çevre Programı'na (UNEP) göre, en fazla sera gazı üretenler arasında Çin, ABD ve Avrupa Birliği bulunuyor.
UNEP verileri, 2015'te atmosfere 50 milyar ton sera gazı salımı yapılırken, 2019'da Paris İklim Anlaşması'nın dördüncü yılında bu miktarın yaklaşık 55 milyar tona çıktığını gösteriyor.
Dünya Meteoroloji Örgütüne (WMO) göre ise 2016-2020'nin şimdiye kadarki en sıcak 5 yıl olarak kayda geçmesi bekleniyor.
Küresel su seviyeleri, Grönland ve Antarktika'da buzulların hızla erimesiyle artmaya devam ediyor ve WMO'ya göre, 2050'ye kadar sel riski altındaki kişi sayısının 1,6 milyara çıkması, 2,7 ila 3,2 milyardan fazla kişinin ise su kıtlığı ile karşı karşıya kalma riski bulunuyor.
Küresel sıcaklık artışı ve sera gazı salımı anlaşmaya rağmen devam etse de Climate Action Tracker tarafından yayımlanan sıcaklık analizleri, iklim hedeflerine 2050 yılına kadar halen ulaşılabileceğini öngörüyor.
Dolayısıyla, küresel sıcaklık artışının yüzyıl sonuna kadar 2 santigrat derecenin altında tutulması ve dünya genelinde karbon salınımının 2050'yılına kadar sıfıra indirilmesinde atmosfere en fazla sera gazı gönderen ve dünyayı en çok kirleten ülkelerin iklim değişikliğiyle mücadelede atacağı adımlar önemli olacak.
İklim değişikliğini inkar eden ABD Başkanı Donald Trump'ın çekildiği Paris İklim Anlaşmasına Biden yönetiminin göreve başladığı ilk gün geri dönecek olması ve dünyayı en fazla kirleten Çin'in 2060 yılına kadar karbon salınımını sıfıra indirme vaadi ise iklim hedeflerine ulaşılması umutlarını artıyor.
Trump, Haziran 2017'de ABD'nin Paris İklim Anlaşması'ndan çekileceğini duyurmuş, 4 Kasım 2019'da ise resmi olarak anlaşmadan resmen ayrılmıştı.
20 Ocak 2021'de başkanlık görevine başlayacak Joe Biden ise ofisteki ilk gününde Paris İklim Anlaşması'na geri dönme sözü verdi.
İklim değişikliğiyle mücadeleyi öncelikleri arasına alan Biden, 2050'ye kadar sıfır karbon salınımı ve yenilebilir temiz enerjiye 4 yılda 2 trilyon dolar yatırım yapmayı hedefliyor.
Kaynak: Haber Global TV