Şuşa'da tarihi beyannamenin 1. yılında düzenlenen konferansta önemli mesajlar

Dünya haberleri Azerbaycan

Şuşa'da, Şuşa Beyannamesi'nin birinci yıl dönümüne ithaf edilen "Azerbaycan-Türkiye Stratejik Müttefiklik İlişkileri: Kafkasya'da barış ve istikrar" başlıklı uluslararası konferans düzenlendi. Konferansta önemli mesajlar verildi.

Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, Karabağ'ın sembol şehri Şuşa'da, Şuşa Beyannamesi'nin birinci yıl dönümüne ithaf edilen "Azerbaycan-Türkiye Stratejik Müttefiklik İlişkileri: Kafkasya'da barış ve istikrar" başlıklı uluslararası konferansta konuştu.

Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, Azerbaycan'la tarımsal alanda iş birliğini artırmak için yoğun bir gayret içerisinde olduklarını belirterek "Doğduğu yerde doyan bir toplumun önemini bilerek, benzer şekilde Karabağ'da da kalkınmayı sağlamayı hedefliyoruz. Bu konuda her zaman Azerbaycanlı kardeşlerimizin yanında olmayı arzu ediyoruz. İnanıyoruz ki Karabağ'da kalkınmanın en önemli unsuru tarım olacaktır." dedi.

Kirişçi, Karabağ'ın sembol şehri Şuşa'da, Şuşa Beyannamesi'nin birinci yıl dönümüne ithaf edilen "Azerbaycan-Türkiye Stratejik Müttefiklik İlişkileri: Kafkasya'da barış ve istikrar" başlıklı uluslararası konferansın "Kültür, Turizm ve Tarım alanında Azerbaycan-Türkiye Stratejik Müttefiklik İlişkileri" başlıklı panelinde konuştu.

Bakan olduktan sonra ilk yurt dışı ziyaretini Azerbaycan'a gerçekleştirdiğini hatırlatan Kirişci, bugün Şuşa'da bulunmanın kendisi için çok özel bir anlam taşıdığını vurguladı. Kirişci, burasının Şuşa Beyannamesi'nin imzalanmasıyla Türkiye ve Azerbaycan kardeşliği ve müttefikliğinin sembol şehri haline geldiğini dile getirdi.

Türkiye'nin Azerbaycan'da enerji dışı sektörlerdeki en büyük yatırımcı ülke durumunda olduğunu ifade eden Kirişci, cumhurbaşkanları tarafından belirlenen 15 milyar dolarlık dış ticaret hedefine ulaşmak için hep birlikte çalışılması gerektiğine işaret etti.

Kirişci, Azerbaycan'la tarımsal alanda iş birliğini artırmak için yoğun bir gayret içerisinde olduklarını belirterek "İşgalden kurtarılan Karabağ topraklarının yeniden tarıma elverişli hale getirilmesi konusunda Azerbaycan Tarım Bakanlığı ve Ekoloji ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı ile girişimler başlatılmıştır. Hızla sonuç almak için özveriyle çalışmalarımız devam etmektedir. 30 yıla yakın işgalin verdiği ekolojik zararların giderilmesi için de kardeşlerimizin yanında olmaya devam edeceğiz. Mayınlı arazilerin ortak çabalarımızla temizlenmesi ve tarıma elverişli hale getirilmesi bunun en güzel örneklerinden olacaktır." şeklinde konuştu.

İşgalden kurtarılan bereketli toprakların sunduğu potansiyelin Azerbaycan ekonomisini olumlu etkileyeceğine inandığını anlatan Kirişci, "Mevkidaşımla 75 maddelik bir Karabağ Eylem Planı oluşturduk ve bunları hemen hayata geçirdik. Bu bağlamda, yapılacak ortak faaliyetlerle tarımsal ticaretimizi ve iş birliğimizi daha da artırmayı hedefliyoruz. Tarım, gıda, ormancılık, balıkçılık alanlarında iki ülke bakanlıkları arasında teknik bilgi ve tecrübe paylaşımını sürdürmeye devam ediyoruz ve her türlü desteği vermek konusunda kararlıyız." dedi.

Kirişci, bugüne kadar gerçekleştirdikleri faaliyetler sonucunda iki ülke arasında bitkisel üretim, hayvancılık, balıkçılık ve su ürünleri, ormancılık, tarımsal altyapı ve sulama gibi pek çok alanda iş birliği geliştirmek adına büyük fırsatlar yakaladıklarını bildirdi.

Türkiye olarak kırsal kalkınmaya çok önem veren ve bu kapsamda da pek çok çalışma yaparak kırsala dönüş ivmesini yakalayan nadir ülkelerden biri olduklarına dikkati çeken Kirişci, "Doğduğu yerde doyan bir toplumun önemini bilerek benzer şekilde Karabağ'da da kalkınmayı sağlamayı hedefliyoruz. Bu konuda her zaman Azerbaycanlı kardeşlerimizin yanında olmayı arzu ediyoruz. İnanıyoruz ki Karabağ'da kalkınmanın en önemli unsuru tarım olacaktır." ifadelerini kullandı.

Kirişci, Türkiye olarak işgalden kurtarılan bölgelerde yaptıkları faaliyetlerle ilgili ise şu bilgileri paylaştı:

"Cebrail'de mayından temizlenmiş 5 hektar alanda korunga yem bitkisi ekimi gerçekleştirildi. Böylece 30 yıl sonra Karabağ toprağı tohumla buluşturuldu. Zengilan'da ise 5 hektar alanda Bakanlığımız araştırma enstitülerinden temin edilen 2 bin 700 civarında meyve fidanı dikildi. Daha önce imzalanmış olan Karabağ Eylem Planı'nda, iş birliğimizi daha da geliştirmek amacıyla hayvan kimliklendirmesi, hayvan sağlığı ve refahı, hayvan hastalıkları analiz laboratuvarı kurulumu gibi alanlarda teknik çalışmalar yürüttük ve yürütmeye devam ediyoruz. Dostluk Ormanı kurulumu için 10 bin fidanı Karabağ bölgesine ulaştırdık. Cebrail bölgesinde yapılmakta olan Ormancılık Eğitim Merkezi ve Fidanlık Tesisi için çalışmalara başladık. Ormancılık Eğitim Merkezi için avan projeler, Fidanlık Tesisi için ise vaziyet planını hazırladık. Bu tesislerin vaziyet planları üzerinde inceleme çalışmalarına devam ediyoruz. Karabağ'da, Organize Sanayi Bölgesi ve Kırmızı Et Kombinası kurulumu için çalışmalarımız da sürmektedir."

Tarımın stratejik bir sektör olduğunu dünyanın geç de olsa fark ettiğini dile getiren Kirişci, şunları kaydetti:

"Şayet Karabağ bölgesine yeniden bir dönüşüm amaçlanıyorsa bunun yegane yolunun tarım ve kırsal kalkınmadan geçtiğini özellikle belirtmek isterim. Karabağ topraklarında organik tarımın çok gelir getirici bir faaliyet olacağını belirtmek isterim. 2020 yılı Azerbaycan için zafer yılı oldu. 2021 yeniden imar ve inkişaf yılı olarak anıldı. İnanıyorum ki 2022 yılı da şahlanıp koşma yılı olacaktır."

Azerbaycan'ın Şuşa kentinde, Türkiye ile Azerbaycan arasındaki müttefiklik ilişkileri hakkında Şuşa Beyannamesi'nin birinci yıl dönümüne ithaf edilen "Azerbaycan-Türkiye Stratejik Müttefiklik İlişkileri: Kafkasya'da barış ve istikrar" başlıklı uluslararası konferans düzenlendi.

Konferansa, AK Parti Genel Başkanvekili Binali Yıldırım, Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, AK Parti Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Efkan Ala, BM Genel Kurulu 75. Dönem Başkanı Volkan Bozkır, AK Partili milletvekilleri ile Türkiye'nin Bakü Büyükelçisi Cahit Bağcı katıldı.

MHP Genel Sekreteri Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman, MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir ile MHP Erzurum Milletvekili Kamil Aydın da konferansta hazır bulundu.

Azerbaycan tarafından ise Yeni Azerbaycan Partisi Genel Başkan Vekili ve Merkez Yürütme Kurulu Başkanı Tahir Budagov, Tarım Bakanı İnam Kerimov ve Kültür Bakanı Anar Kerimov, milletvekilleri ve 40'ın üzerinde siyasi parti başkanı konferansa katıldı.

İstiklal Marşı ve Azerbaycan Milli Marşı'nın okunmasıyla başlayan konferansta, Azerbaycan Cumhurbaşkanlığı Siyasi Partilerden Sorumlu Daire Başkanı Adalet Valiyev, Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in mesajını okudu.

BİNALİ YILDIRIM'IN MESAJLARI

AK Parti Genel Başkanvekili Yıldırım, konferansta yaptığı konuşmada, katılımcılara Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın selamlarını iletti.

Türkiye-Azerbaycan ilişkilerinin çıkar değil kardeşlik ve dostluk ilişkisi olduğunu vurgulayan Yıldırım, liderlerin "Bir millet, iki devlet" sözlerinin bu ilişkiyi en güzel şekilde ifade ettiğini belirtti.

Yıldırım, Azerbaycan topraklarının bir zamanlar işgal altında olduğunu hatırlatarak, "Bu soruna çözüm bulmak isteyenler, çözümün bir parçası değil sorunun parçası olmaya yıllarca devam ettiler. Ne yazık ki uluslararası kuruluşlar, Birleşmiş Milletler defalarca Güvenlik Konseyi kararları almasına rağmen, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı Minsk Grubu diplomatik yollardan çözüm ortaya koyacaklarını vadetmesine rağmen Ermenistan'ın baskılarıyla taraflı davranmışlar, sorunu dondurmayı tercih etmişlerdir." dedi.

Azerbaycan'ın kendi imkanlarıyla sorunu bitirdiğini ve topraklarını işgalden kurtardığını hatırlatan Yıldırım, şöyle devam etti:

"Karabağ zaferi, sadece işgal altındaki toprakların kurtarılması meselesi değil aynı zamanda Kafkaslar'da ve Türk dünyasında yeni bir dönemin başlangıcıdır. Bu zaferle birlikte Türk devletleri yeniden organize olmaya, yeni bir anlayışla Türk Devletleri Teşkilatı olarak tarihi İstanbul Zirvesi'nde karar almışlar, Türk dünyası 2040 vizyonunu kabul etmişlerdir. Bununda yapılmak istenen beşer yıllık eylem planlarıyla Türk Devletleri Teşkilatına üye ülkelerin aralarındaki lojistik, ekonomik, turizm gençlik, eğitim, dil ve kültür gibi sınırsız alanlarda farklılıkların, eksikliklerin ortadan kaldırılması, tam bir entegrasyonunun sağlanması hedef alınmıştır. Türk Devletlerinin amacı yayılmacı ve emperyal bir politika gütmek değildir. Amacı, Orta Asya, Kafkaslar ve Balkanlar'da 4,5 milyon kilometrekarelik coğrafyada, 170 milyon nüfusun bulunduğu, 1,5 trilyon dolar gayrisafi hasılanın oluştuğu, 600 milyar dolarlık da bir ticaretin döndüğü bu coğrafyada üye ülkeler arasındaki refah boşluğu açığının kapatılmasıdır."

Yıldırım, zor bir bölgede yaşadıklarını hatırlatarak, şunları söyledi:

"Etrafımız ateş çemberi, hele hele Anadolu topraklarının her tarafında muhakkak bir sorun var. 40 yıldır terörle mücadele ediyoruz. Irak'taki, Suriye'deki, Balkanlar'daki istikrarsızlık doğrudan bizim coğrafyamızı etkiliyor. Yıllardır Ermenistan'ın dış tahriklerine, diasporayla, yanlış yönlendirme sonucu maalesef sadece bölgedeki istikrar bozulmamış aynı zamanda Ermeni milletinin refahından da çalınmıştır. Artık bir fırsat penceresi olmuştur. Karabağ meselesi de büyük oranda halledildiğine göre Kafkaslar artık refah ve huzurun merkezi haline gelmelidir. Türkiye ve Azerbaycan'ın teklif ettiği, İran Türkiye, Azerbaycan, Ermenistan, Gürcistan ve Rusya'nın bu bölgede enerjilerini ve imkanlarını istikrarsızlığı değil refah önceleyen şekilde bir araya gelmeleri ve böylece hem bölgenin hem de tarihi İpek Yolu güzergahının çok daha güzel günler için hazırlanması için vesile olması icap etmektedir."

"TÜRKİYE-AZERBAYCAN İŞ BİRLİĞİ BÖLGEMİZİN ADETA ÇEHRESİNİ DEĞİŞTİRDİ"

AK Parti Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Efkan Ala ise konuşmasında, Türkiye ile Azerbaycan ilişkilerinin çok güzel seviyede olduğunu belirtti.

İlişkilerin sağlam temel üzerinde yükseldiğini vurgulayan Ala, "Bu sağlam temel, aynı zamanda ilişkilerimizi çok özel kılıyor. Sayın Cumhurbaşkanlarımızın yakın dostlukları da ilişkilerimizin geliştirilmesinde çok önemli rol oynuyor. Kardeş devletlerimiz arasında olduğu gibi, iki ülkenin iktidar partileri olan AK Parti ve Yeni Azerbaycan Partileri arasındaki ilişkiler de her geçen gün gelişmektedir." dedi.

Ala, Şuşa Beyannamesi'nin önemine değinerek, "Böylece ülkelerimiz arasındaki doğal müttefiklik daha da pekiştirilmiş oldu. Tüm kurumlarımız ilk günden Şuşa Beyannamesi'nin gereklerini yerine getirmek için çalışmalara başladılar. Türkiye-Azerbaycan iş birliği, bugüne kadar bölgemizin adeta çehresini değiştirdi. Ortak projelerimiz bölgenin kalkınması ve refahına büyük katkı sağladı. Eminim ki Şuşa Beyannamesi'yle zirve yapan Türkiye-Azerbaycan müttefiklik ilişkileri yalnızca ülkelerimizin değil, tüm bölgenin yararına olacaktır." ifadelerini kullandı.

MHP Genel Sekreteri Büyükataman da konuşmasında Şuşa Beyannamesi'nin öneminden bahsederek, anlaşma niteliğindeki bu belgenin sadece iki ülke açısından değil, Türk dünyası açısından önem taşıdığını vurguladı.

"AZERBAYCAN HALKI TÜRKİYE'NİN DESTEĞİNİ HİÇBİR ZAMAN UNUTMAYACAKTIR"

Yeni Azerbaycan Partisi Genel Başkan Vekili ve Merkez Yürütme Kurulu Başkanı Budagov ise Türkiye ve Azerbaycan'ın dünyada benzeri olamayan birlik ve dayanışma sergilediğini belirtti.

2. Karabağ Savaşı'nda Türkiye'nin Azerbaycan'a sağladığı siyasi ve manevi desteklerden bahseden Budagov, "Azerbaycan halkı bunu hiçbir zaman unutmayacaktır." dedi.

Budagov, Türkiye ve Azerbaycan'ın bölgede barış ve istikrardan yana olduğunu belirterek, Şuşa Beyannamesi'nin sadece iki ülke açısından değil bölge ve Türk dünyası için gelişme zemini oluşturan bir etken olduğunu vurguladı.

BAKAN ERSOY'UN AÇIKLAMALARI

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, işgalden kurtarılan Karabağ'daki imar ve ihya çalışmalarını yakından takip ettiklerini belirterek, 2023 Türk Dünyası Kültür Başkenti olarak seçilen Şuşa'da gerçekleştirilecek, restorasyon ve altyapı geliştirme çalışmaları da dahil olmak üzere her türlü faaliyete ellerinden gelen desteği ve yardımı yapmaya hazır olduklarını söyledi.

Şuşa'da tarihi beyannamenin 1. yılında düzenlenen konferansta önemli mesajlar - Resim : 3

Ersoy, Karabağ'ın sembol şehri Şuşa'da, Şuşa Beyannamesi'nin birinci yıl dönümüne ithaf edilen "Azerbaycan-Türkiye Stratejik Müttefiklik İlişkileri: Kafkasya'da Barış ve İstikrar" başlıklı uluslararası konferansın "Kültür, Turizm ve Tarım alanında Azerbaycan-Türkiye Stratejik Müttefiklik İlişkileri" başlıklı panelinde konuşma yaptı.

Azerbaycan'ın kültür başkenti Şuşa'dan bölgeye ve dünyaya verecekleri mesajların çok önemli olduğunu vurgulayan Ersoy, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in vizyoner liderliğinde ve muzaffer başkumandanlığında azatlığına kavuşan Karabağ'ı yeniden ayağa kaldıracak çalışmaları yakından takip ettiklerini belirtti.

Ersoy, "2023 Türk Dünyası Kültür Başkenti olarak seçilen Şuşa'da gerçekleştirilecek, restorasyon ve altyapı geliştirme çalışmaları da dahil olmak üzere her türlü faaliyete elimizden gelen desteği ve yardımı yapmaya hazır olduğumuzu ifade etmek isterim." dedi.

Bir zamanlar tarihi ve kültürel zenginlikleriyle dünyaca ünlü olan Şuşa şehrinin eski kimliğine hızla kavuşacağına ve "Türk Dünyası Kültür Başkenti" misyonunu hakkıyla yerine getireceğine inancının tam olduğunu vurgulayan Ersoy, "Türk dünyasının kültür beşiği ve Karabağ'ın atan kalbi Şuşa, yeniden dirilecek ve dünyayı kendisine yine hayran bırakacaktır. Şuşa'yı eski ihtişamına kavuşturmak çok mühimdir." diye konuştu.

Ersoy, "Esaretinden kurtarılan Şuşa'da bulunan Türk kültür ve tarihinin eşsiz eserlerine ilişkin hasar tespitinin yapılması ve aslına uygun olarak restore edilmeleri bizim için büyük önem arz etmektedir. Bizim için diyorum ancak söz konusu tarihi eserler, insanlığın ortak mirası olarak değerlendirilecek kıymete sahiptirler. Şu anda, TİKA'nın Azerbaycan'daki faaliyetlerine ilişkin öncelikli konusu Karabağ bölgesinin yeniden kurulması ve kalkındırılmasıdır. Azerbaycan hükümetinin işgalden kurtarılan bölgelere yönelik bütünsel plan ve projelerinin tamamlanması, çeşitli sektörlerde durum ve ihtiyaç değerlendirme raporlarının hazırlanması ve muhatap kurumların proje taleplerini geliştirmelerinin ardından TİKA Başkanlığımız bölgeye yönelik proje ve faaliyetlerin daha somut hale gelmesini sağlayacaktır." ifadelerini kullandı. ​​​​​​​

Türkiye ile Azerbaycan arasında imzalanan Şuşa Beyannamesi'nde, uluslararası hukuka ve Birleşmiş Milletlerin şartlarına uygun şekilde küresel ve bölgesel barış ile istikrarın sağlanmasına yönelik ortak çabalara vurgu yapıldığını hatırlatan Ersoy, şunları söyledi:

"Şuşa Beyannamesi, ruhu ve fonksiyonları itibarıyla Kafkaslar'da her anlamda istikrarın ve güvenliğin sağlanması yoluyla bölge halkları için refahın temini ve artırılması konularında son derece gerçekçi, somut ve yeni bir iş birliği modeli olarak da değerlendirilmelidir.

Kaynak: AA

şuşa beyannamesi Azerbaycan türkiye