Salgınının merkez üssü ABD'deki Türklerin korona güncesi

Salgınının merkez üssü ABD'deki Türklerin korona güncesi

Dünyada koronavirüs vakalarının üçte biri, ölümlerin ise dörtte birinden fazlasının görüldüğü ABD'de yaşayan Türkler için bugünler nasıl geçiyor. Fatma Arsan, New Jersey'den haberglobal.com.tr için yazdı

Amerika'da karantina günleri başlayalı bir ayı buldu, geçiyor bile... Bazı bölgelerde durum o kadar sıkıcı bir hal aldı ki karantinaya karşı ufak çaplı ayaklanmalar bile başladı. Evde kalma mecburiyetinin binbir hali tüm dünyada olduğu gibi burada da yaşandı. Video konferanslar iş dünyasını aşıp okul öncesine kadar evden eğitim sürecine dahil oldu. Görüntülü aramalar Amerika'daki Türkler için günlük hayatın bir parçası ancak karantina günlerinde grup sohbetleri ile bütün aile bireyleri tarafından da iyice benimsendi. Ve hala bütün masa başı ve kutu oyunları, akraba günleri arkadaş toplantıları sabah kahvesi dedikodularında kullanılmaya devam etmekte...   

DOĞUŞTAN GELEN HİJYENİK ALIŞKANLIKLAR

Elbette her konuda çok yönlü bilgiye sahip olan bizler başta bu virüsü hafife alarak bunun normal bir gripten farkı olmadığını ve boğazımızı tuzlu suyla gargara yaparak durumu kolaylıkla bertaraf edebileceğimizi düşündük. Amerikalılar çoklukla böylesi düşüncelere fazla yakın olmadıkları için bu hafife alma durumuna hiçbir şey düşünmeyerek katıldılar. Bazı konularda ne kadar önde olduğumuzu görmek güzeldi.. İlkokullarda karantinaya girmeden önceki son Cuma günü her öğrenciye el yıkama öğretildi örneğin, oysa biz neredeyse doğduğumuzdan itibaren suyun sabunun içindeyiz. Temizliğin değerini bilen bir kültürden gelmenin haklı gururunu yaşadık bir yerde.

Salgınının merkez üssü ABD'deki Türklerin korona güncesi - Resim : 1

Ve nihayet virüs bir anda saran alev misali -kendi evimizden uzak olsun- komşu evlere kadar girdi. İşin ciddiyetini işte o zaman kavrayabildik. Korona çağın vebası olarak kanıksandı. Günümüz savaşlarının harlanıp sürdüğü sosyal medya da toplumsal bilinçlenmede göreli olarak iyi bir rol oynadı. Sosyal medyayı bilgilendirme, ev hallerini sergileme ve akla gelen gelmeyen pek çok aktiviteyi paylaşma yeri olarak en keyifli karantina eğlencesi hatta amacı olarak koyduk bir köşeye.

Korona ile birlikte öğrendiklerimiz özellikle mutfak maharetleri bölümünde uzunca bir süre bizi besleyecek gibi görünüyor. Öncelikle temizliği yeniden öğrendik. Sabunla yıkanmaktan egzama olmak üzere olan ellerimizi yüzümüzden mümkün olduğunda uzak tutmak, gözümüzü burnumuzu bu ellerden sakınmak saklamak zorunluluk oldu. Kolonyalar her eve bayram havası kattı her an kullanabilmek için yarısını da sprey kutularında saklıyor aklımıza geldikçe sıkıyoruz üstümüze başımıza, bazen kazayla gözümüze, ağzımıza... Maskeler günlük hayatın ayrılmaz bir parçası oldu ve moda ile bütünleşti. Kişisel bakımdada bir çığır açıldı; özellikle berberlerin ve kuaförlerin kapalı olması evlere hizmet de edemeyecekleri için herkes kendi saç tasarımını elinden geldiğince yaptı içimizdeki cevherler açığa çıktı. Alınan vitaminler, evde yapılan immün sistemi güçlendirecek her türlü kefir, çay, ekşi mayalı gıdalar virüse karşı korunmada başlıca silahımız oldu. Klorlu ıslak mendiller evde çamaşır suyuyla hazırlanmış solüsyonlar girişin yanında ve baş ucundaki en önemli dezenfektanlar. 

Nasıl akıllıca stok yapılacağını da öğrendik bu arada. Türk marketlerinden yapabildiğimiz kadar çok alışverişle özelikle bize özgü beyaz peynir, zeytin, sucuk, zeytinyağı ve çekirdeklerler dolapları doldurduk. 

Salgınının merkez üssü ABD'deki Türklerin korona güncesi - Resim : 2

SADECE NEW JERSEY'DE GÜNDE 341 KİŞİ ÖLÜYOR

Amerika'da Türklerin yoğun yaşadığı mahallerde komşuluk ilişkileri Türkiye'deki haliyle korunmaya çalışmakta. New York eyaletinde Bronx, Queens, Brooklyn gibi bölgeler bayrağı elinden bırakmıyor. Gurbette dengeler biraz daha hassaslaşıyor ve bu komşuluk gibi değerler daha yoğun yaşanıyor. New York'un bu bölgelerinde özellikle hizmet sektöründe yaşayanların farkında bile olmadan taşıyageldikleri virüs komşuluk akrabalık dostluk vasıtasıyla pek çok eve girmiş durumda. Bağışıklık sistemi güçlü olanların 15 günde atlatabildiğini ama yaşlıların ya da belirli bir rahatsızlığı olanların bazen yenik düştüğünü gördük. Sosyal mesafenin ne kadar önemli olduğunu kavradık, kendimizde virüs olma olasılığı yüzde bir bile olsa karşımızdakine bulaştırma vebalini kimse almak istemez elbette.

Karantinanın ilk günlerinde hastalığa yakalanmış olanlar daha çok temizlik işçileri, dağıtım işindeki sürücüler ve market görevlileri oldu. Hastalık belirtileri gösterenlere karantinanın ilk iki haftasında bile bir şey olmaz gözüyle bakılıp ilişkiler sürmeye devam etti. İşte en çok da bu nedenledir ki hergün kontrol ettiğimiz virüs grafikleri hala yükselmekte. Günde ortalama 341 kişi sadece New Jersey'de ölüyor. İşin ciddiyeti kavrandı kavranmasına ama hala evde kalmanın hakkı verilmiyor.

Salgınının merkez üssü ABD'deki Türklerin korona güncesi - Resim : 3

TÜRKLERİN BİR BÖLÜMÜ ÜLKELERİNE DÖNMEK İSTİYOR

Kürdanı bile online sipariş edenleri yanı sıra canı sıkılan bir bölüm de markete gidiyor. Markete gitmek demek virüsü sadece insanlardan değil oradaki havadan, gıdalardan da alma ihtimalini artırmak demek. Çokça iş kolu online olarak devam edince trafik azaldı. Memuriyet, öğretmenlik gibi mesleklerin ne kadar değerli olduğunu bu pandemi ile öğrenmiş olduk. Büyüklerimizin sırtı devlete yaslayıp memur olma hayallerinin altında yatan sebep onların da bir ve birkaç önceki kuşaklarında yaşanmış olabilecek pandemiler olmalı. Çünkü belirli bir aylığa bağlı olmayan restoran, oto yıkama, okul otobüsleri ve kantinler, seyyar büfeler gibi iş kollarında tüm çalışanlar belirsiz bir süre işsiz kalmış oldu. Devlet bu durumu biraz bertaraf etmek için vergi mükellefi ve vatandaşlarının hesabına belirli bir miktar yatırdı kısa vadeli bir çözüm olarak. Ancak bu durum global olarak da ekonomiyi önemli ölçüde etkileyecek gibi. Türklerin bir bölümü ülkelerine dönmek istiyor, yakınlarının yanında olmak ya da memleketinin değerini anlayarak kalan günleri orada geçirmek düşüncesindeler. Uçuşlar nedeniyle burada turits olarak kalmış olanlar için ise eyalet bazında kısmi tahliyeler gerçekleşmiş  durumda.

Korona ile bilimin, aşının, temizliğin ve bağışklık sistemini daha da güçlendirmenin önemini anladık. Memleket hasreti biraz daha güçlü duyumsandı ve ülkeler yeniden değerlendirildi. Ve hedeflerimizi amaçlarımızı bir kez daha gözden geçirdik. Evde kalmanın verdiği bir şekildeki mecburiyetle izlenmeyen filmler, okunmayan kitaplar, yarım kalmış resimler yeni başlanacak yapbozlar karanlık gibi görünen günlere renk kattı. Yoga sınıflarına online katılmak, gitar dersleri almak, hobilerimizi herkesle paylaşmak da diğer çabalardan. Olabildiğince evde kaldık, dünyaya sığamasak da dünyayı bir şekilde eve sığdırdık, elimizden geldiğince koronadan uzak durduk ve uzak tuttuk. Şimdi güzel günler görme zamanı. Son bir kaç hafta olsun dişimizi sıkacağımız. Böyle umalım ve mutlu kalalım!