"Polonya henüz ölmedi"
Polonyalı bir soylu olan Jozef Wybicki tarafından 1897'de yazılan Polonya milli marşının ilk dizesi "Jeszcze Polska nie zginęła"dır. Yani "Polonya henüz ölmedi" ya da "Polonya henüz yok olmadı."
Bir marş için alışılmadık bir metin ancak bu sözlerin dramatizasyonu tesadüfi değil.
Polonya 1795 yılında haritadan silindi. Prusya Krallığı, Rusya İmparatorluğu ve Avusturya arasında paylaştırıldı. 1918'de yeniden ortaya çıksa da 1939'daki Ribbentrop-Molotov Paktı uyarınca bir kez daha ortadan kayboldu. Bu kez Almanya ve SSCB arasında paylaşıldı.
İkinci Dünya Savaşı'nın sona ermesi ve Polonya Ulusal Birlik Hükümeti'nin ABD ve İngiltere tarafından tanınmasıyla Modern Polonya ortaya çıktı. Almanya'dan topraklarını alsa da daha fazlasını SSCB'ye bırakmak zorunda kaldı.
Modern Polonya muhafazakâr milliyetçi Hukuk ve Adalet Partisi'nin Avrupa entegrasyonuna fren koymasıyla Brexit'e benzer bir sürece girdi. Adına da Polexit dendi.
38 milyon nüfusu olan Polonya, 2004'teki genişlemeden bu yana AB'ye katılan en büyük ülke.
İşte böyle bir süreçte Polonya seçime gitti. AB'yle arasına sınır koyan iktidardaki Muhafazakâr milliyetçi Hukuk ve Adalet Partisi yüzde 36 oy alarak seçimi ilk sırada bitirdi. Ancak bu hükümet kurmasına yeterli değil.
Karşısındaki Donald Tusk'ın sivil koalisyonu yüzde 31 oy aldı. Üçüncü Yol Partisi yüzde sol parti Lewica ise yüzde 8 oy aldı.
Tusk'ın bu iki partiyle birleşerek parlamentoda çoğunluğa sahip olması ve bir koalisyon hükümeti kurması bekleniyor. İktidardaki parti ise yalnız ve tek başına hükümet kuracak sandalyeye sahip değil.
Polonya'da seçime katılım komünizmin 1989'daki çöküşünden bu yana en yüksek orana ulaştı. İnsanlar gece yarısından sonra bile oy vermek için sıraya girdi. Kanun gerğei kuyrukta bekleyen insanlar olduğu sürece Polonya'da oy verme işlem devam etmek zorunda.
Tusk seçim boyunca ezeli rakibi Hukuk ve Adalet Partisi lideri Jaroslaw Kaczynski'nin seçimleri kazanması halinde ülkeyi AB'den çıkaracağını vurguladı.
Polonya halkı AB'den çıkma riskinin farkındaydı ve buna engel olmak için oy verdi.
Eğer Polonya hukukun üstünlüğünü yeniden tesis ederse Avrupa Birliği'nde 38 milyonluk nüfusuyla büyük dörtlü Fransa, Almanya, İtalya ve İspanya'nın arasına katılabilir ve söz sahibi konuma gelebilir.
Askeri gücü büyük olan Polonya, Avrupa Birliği'nde ağırlık kazanıp öncü bir role ulaşabilir.