İtalya Temsilciler Meclisi Üyesi Giorgia Meloni'den Macron'a skandal sözler: Bize ders vermeye kalkma!
İtalya Temsilciler Meclisi Üyesi, aşırı sağ siyasetçi Giorgia Meloni, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'a yönelik 2019 yılındaki sözleri sosyal medyada gündem oldu. Fransa'nın Afrika'yı sömürdüğünü savunan Meloni, "Bize ders vermeye kalkma Macron" sözleriyle gündeme damga vurdu
İtalya Temsilciler Meclisi Üyesi Giorgia Meloni'nin Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'a yönelik yaptığı ağır konuşma sosyal medyada gündem oldu. Meloni, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'a yönelik yaptığı konuşmada Fransa'nın nükleer reaktörleri için kullandığı uranyumun yüzde 30'unu Nijer'den çıkardığını söyleyerek "Ve hal böyleyken Nijer nüfusunun yüzde 90'ı elektriksiz. Bize ders vermeye kalkma Macron!" dedi.
Altyazısını Gündeme Dair Her Şey kanalının yaptığı konuşmada Meloni şunları kaydetti:
"Emmanuel Macron'un sorumsuzluğuna yazıklar olsun. Libya'yı bombalayanlar onlar oldu. Çünkü İtalya'nın Kaddafi ile enerji alanında özel ilişkilerinin olması onları endişelendiriyor. Aynı zamanda bizi bu hale getiren göç dalgalarının önünde bulduk kendimizi. Bu arada Fransa, Afrika'yı sömürmeye devam ediyor. 13 ülkede para birimi bastırıp üzerlerine damgalıyor ve çocukları madenlerde çalıştırıp hammadde edinmeye devam ediyor. Fransa nükleer reaktörleri için kullandığı uranyumun yüzde 30'unu Nijer'den çıkarıyor. Ve hal böyleyken Nijer nüfusunun yüzde 90'ı elektriksiz yaşıyor. Bize ders verme Macron. Çünkü Afrikalılar senin politikan yüzünden kıtalarını terk etmek zorunda kalıyor. Çözüm Afrikalıların Avrupa'ya göç etmeleri değil, aksine Afrika'nın Avrupalılardan kurtulmasıdır. Sizden ders almayı kabul etmiyoruz."
FRANSA'NIN AFRİKA POLİTİKASI
Fransa, 1524'te başlattığı sömürgecilik faaliyetleriyle Afrika'nın batısında ve kuzeyinde 20'den fazla ülkede hakimiyet kurdu. Afrika'nın yüzde 35'i 300 yıl boyunca Fransa'nın kontrolünde kaldı.
Senegal, Fildişi Sahili ve Benin gibi ülkeler, o yıllarda Fransa'nın köle ticaret merkezleri olarak kullanıldı ve bölgedeki tüm kaynaklar sömürüldü.
Fransa'nın dünya savaşlarında bağımsızlık vaadiyle kendi saflarında savaştırdığı ülke halklarının başlattığı ayaklanmalar da şiddetle bastırıldı.
Bölgede 5 asır süren sömürge dönemi ve bağımsızlık savaşları, 2 milyondan fazla Afrikalının hayatına mal oldu.
2. Dünya Savaşı bitmeden kısa zaman önce "bağımsızlık" vaadiyle Fransa saflarında savaşan Cezayirlilerin başlattığı gösterilerde, binlerce Cezayirli, Fransız askerlerince öldürüldü.
Tarihe "8 Mayıs 1945 Setif ve Guelma" katliamı olarak geçen olaylardan Cezayir'in bağımsızlığını kazandığı 1962'ye kadar şiddet olayları, sistematik şekilde devam etti. Cezayir Bağımsızlık Savaşı'nda yaklaşık 1,5 milyon kişi, Fransızlar yüzünden hayatını kaybetti.
Fransa'nın, 1830'dan beri Cezayir toplumunu kültürel anlamda da bir soykırımla baş başa bıraktığı biliniyor.
Cezayir'in kendi mahalli kimliğinin dışında 300 yıllık Osmanlı tarihinin de büyük ölçüde ortadan kaldırılmasına neden olan Fransa, ülkede birçok kültürel ve dini eseri kendi tasarrufunda istediği gibi dönüştürdü.
Paris yönetimi, bugüne kadar sömürgeci politikaları nedeniyle devlet olarak Cezayir'den resmen özür dilemezken, Cezayir Mücahitler Bakanlığı, sömürge yılları ve sonrası dönemle ilgili 4 dosyanın iki ülke arasında hala beklemede olduğunu belirtiyor.
Fransa, yüzlerce belge ve eser içeren Cezayir arşivini ise ülkeye geri göndermeyi kabul etmiyor.
Fransa, asırları aşan sömürgeciliğinde 2 milyondan fazla Afrikalının öldüğü katliamlar nedeniyle hala özür dilemezken, Afrika'da hakimiyetini devam ettirebilmek için sömürgeci yollara başvurmaya devam ediyor.
İTALYA SÖMÜRGECİLİK HAREKETLERİNE DAHA GEÇ BAŞLADI
1861'de İtalya Krallığı olarak siyasi birliğini sağlayan İtalya, İngiltere, Fransa, İspanya, Portekiz, Hollanda’nın aksine sömürgecilik hareketlerine daha geç başladı.
İngiltere ve Fransa'nın Afrika’yı kendi arasında bölüşmesinde araya giren İtalya, ilk olarak Etiyopya’yı (Habeşistan) almak üzere 1800'lü yılların sonunda girişimleri olsa da sonuç alamadı.
Aynı yıllarda Eritre'den toprak satın alan İtalya, 1890'da bu ülkeyi tamamen işgal ederek kolonisi haline getirdi.
1900'lerin başında yürüttüğü gizli diplomasiyle Osmanlı'nın Afrika kıtasında kalan son toprağı Trablusgarp'ı gözüne kestiren İtalya, burayı almak için Eylül 1911’de Osmanlı Devleti’ne savaş ilan etti.
Kurmay Binbaşı Mustafa Kemal (Atatürk), Kurmay Binbaşı Enver'in (Enver Paşa) de olduğu subaylarını gönderen Osmanlı, yerel halkla İtalyan güçlerine uzunca süre direndi.
İtalyanlar, amaçlarına 1912'de İsviçre'de imzalanan Uşi (Ouchy) Anlaşması ile ulaşarak Trablusgarp'ı işgal etti. Osmanlı Devleti Trablusgarp'tan çekilse de İtalyanlar uzunca bir süre burada yerel halkın direnişiyle karşılaştı.
Özellikle "Çöl Aslanı" lakabıyla bilinen Ömer Muhtar ve lideri olduğu Senusi birliklerinin direnişi İtalyanları zorladı.
İtalyanlar, Libya'yı kontrol etme çabaları sırasında yüzbinlerce Libyalının ölümüne, onbinlercesinin yerinden edilmesine neden oldu.
1800'lü yıllarda (Etiyopya) Habeşistan'ı almayı denese de başarılı olmayan İtalya, 1935-1936’da ikinci kez Etiyopya'yı alma girişiminde bulundu ve bu sefer, Eritrelilerle Etiyopya'yı işgal ederek sömürgesi haline getirdi.
Faşist lider Benito Mussolini liderliğindeki İtalya, 1936'da "İtalyan Doğu Afrikası" adıyla bugünkü Etiyopya, Somali, Eritre ve Kenya’nın bir kısmını kapsayan bölgede en büyük kolonisini kurdu.
İtalyan Doğu Afrikası da 1941'de yıkılırken, 1941-1949'da İngilizler bölgeye hakim oldu.
Birleşmiş Milletler kararıyla 1949'da "Somali İtalyan Güven Bölgesi" kurulurken, İtalyanların nüfuzu Somali'nin 1960’ta bağımsızlığını kazanmasına kadar sürdü.
Faşist lider Benito Mussolini’nin gözde komutanlarından olan Eritre, Libya ve Etiyopya’da genel valilik de olmak üzere pek çok görevde bulunan Mareşal Rodolfo Graziani, buralarda yaptığı katliamlarla biliniyor.
Libya direnişinin sembol ismi Ömer Muhtar'ın asılmasından, burada kurduğu toplama ve çalışma kamplarında binlerce kişinin ölümünden dolayı "Fizan Kasabı" olarak anılan Graziani, 30 bini aşkın Etiyopyalı'nın öldürülmesi emrini veren kişi olarak biliniyor.
İtalyan ordusunun, Etiyopya’da giriştiği kimyasal silahlı katliamların arkasındaki isim olarak da Graziani ismi öne çıkıyor.
Kaynak: Haber Global TV