İsveç'te hükümetin kaotik günleri: Gensoru, istifa ve NATO...
Finlandiya'yla birlikte NATO'ya katılma kararı alan İsveç, Türkiye'nin haklı taleplerine karşı adım atmakta tereddüt ediyor. Ortaya çıkan bu durum hükümet üzerinde baskı yaratırken bu baskıya bir de gensoru baskısı eklendi. Pek tek bir firede hükümeti istifaya götürecek süreçte neler oluyor?
İskandinav ülkeleri, gündemlerinin görece sakin olmasıyla, dünya genelinde olduğu gibi ülkemizde de sosyal medya paylaşımlarına konu oluyor. Yakın zamana kadar bu ülkelerden biri de İsveç'ti... Rusya'nın Ukrayna'yı işgali ile bölgede ısınan sular artık kaynama noktasına geldi. Bilindiği üzere İsveç ve Finlandiya, Rusya tehdidine karşı olabilecek en hızlı sürede NATO'ya girmek istiyor. Ancak Türkiye, bu iki ülkenin ve özellikle İsveç'in, terör örgütlerine verdiği desteği somut adımlar ile sonlandırmadığı takdirde bu üyelik için yeşil ışık yakmayacak.
Haliyle iki ülkede de gergin bir bekleyiş söz konusu. Finlandiya, Türkiye'nin haklı taleplerine yönelik adımlar atmaya görece daha ılımlı yaklaşırken, İsveç çok daha agresif bir görüntü çiziyor...
Ülke basınında da aktarıldığı üzere bu gerginliğin sebeplerinden biri de ülke siyasetini meşgul eden bambaşka bir konu.
'KENARA YAZIYORUM...'
Muhalefet meclise Adalet ve İçişleri Bakanı Morgan Johansson hakkında bir gensoru getirdi. Ülkede “suç örgülerinin ve çetelerinin son yıllarda artan ve engellenemeyen çatışmaları nedeniyle” böyle bir durum ortaya çıkarken Başbakan Magdalena Andersson ise gensoru mecliste kabul edilirse istifa edeceğini açıkladı.
Gensorunun arkasındaki isimleri “kenara yazdığını” ifade eden Andersson, parlamento seçimlerine 3 ay kaldığına dikkat çekti ve şunları söyledi:
“İsveç'in artan suçlarla ilgili büyük bir sorunu var. Ortaya çıkan paralel yapılar ve şiddetin İsveç'in bir parçası haline geldiğinin farkındayım. Böyle bir ortamda, çevremizde savaş varken ülkeyi siyasi bir istikrarsızlığa itmek sorumsuzluktur.”
Andersson istifa ihtimaline ise şu sözlerle değindi:
“İsveç'te aldığımız siyasi kararları hükümet olarak hep birlikte alıyoruz. Dolayısıyla bir bakanımızı verdiği siyasi kararlar nedeniyle görevden alırsanız, elbette böylece tüm hükümeti görevden almış olursunuz.”
Sağ görüşlü bir parti olan İsveç Demokratlar Partisi'nin sunduğu gensoruya ana muhalefet partisi Muhafazakar Parti, Hristiyan Demokratlar Partisi ve Liberal Parti de destek veriyor. Öneriyi hazırlayan İsveç Demokratlar Partisi Milletvekili Henrik Vinge, Adalet ve İçişleri Bakanı Johansson'un suçla mücadelede yasaları sertleştirmediğini ve ülkenin çetelere teslim edildiğini öne sürüyor.
Bir yandan siyasi baskı, bir yandan Rusya, bir yandan da NATO'ya girilmek istenmesi üzerine 200 yıllık askeri tarafsızlık ilkesinden vazgeçilmesine tepki gösteren muhalifler... Fakat tüm bunların yanında ülkede gensoruyu anlaşılır kılabilecek veriler de göze çarpmakta.
İsveç'te ateşli silahla işlenen cinayetlerin sayısı 2012'den 2021'e neredeyse üç kat artmış durumda. Yılın henüz ilk beş ayında 10 milyon nüfuslu ülkede 31 kişi vurularak öldürüldü. Bu gelişme İsveç'i, son on yılda ölümcül silahlı saldırı vakalarının azaldığı Avrupa'nın geri kalanından da ayırıyor.
ANKETLERDE İKTİDAR ÖNDE...
Bununla birlikte 11 Eylül'de yapılacak genel seçim öncesi düzenli yapılan kamuoyu yoklamalarında 2018'de yüzde 28.3'le galip gelen İsveç Sosyal Demokrat Partisi'nin yüzde 30-32 bandında seyrettiği görülüyor. Savaş öncesindeki anketlerde de ilk sırada yer alan iktidar partisi, o günlerde ise yüzde 28-29 civarında gözükmekteydi.
Bunun yanında gensoru oylamasının çok yakın geçmesi de bekleniyor. Ülkede hükümete veya bakana karşı gensoru önergesi verilebilmesi için teklifin en az 35 milletvekili tarafından desteklenmesi gerekiyor. Gensorunun başarılı olması için ise 349 üyeli meclisin en az 175'inin öneriyi desteklemesi gerekiyor.
İktidardaki Sosyal Demokratlar'ın salt çoğunluğa ulaşamıyor. Bir azınlık hükümeti olan hükümetin lideri Sosyal Demokratlar'ın 100 sandalyesi bulunuyor. Literatürde “güven ve tedarik” olarak da bilinen ittifak anlaşmasına göre 31 sandalyeli Merkez Parti, 27 sandalyeli Sol Parti, 16 sandalyeli Yeşiller ve 1 de bağımsız vekil ile Sosyal Demokratlar, 175'e ulaşmıştı. Yani 12 Haziran'da gerçekleşmesi beklenen oylamada verilecek bir fire dahi hükümetin düşmesiyle sonuçlanacak gibi...
*DN, Euronews, Euractiv, Bloomberg
Kaynak: Web Özel