İran, Rus saldırısına ne diyor? Agresif ama dengeli!
Rusya'nın Ukrayna'ya saldırması üzerine neredeyse tüm dünya Rusya'nın karşısında bir pozisyon alırken gözler Putin'in müttefikleri olarak bilinen ülkelere de çevrildi. İran'ın da takınacağı tutum merak edilmekteydi. Ayetullah Hamaney çok sert konuştu ancak son yaşananlar dengeye işaret ediyor...
Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik saldırıları her geçen gün artan şiddetiyle devam ediyor. Dünyanın dört bir yanından tepkiler yağarken şu ana kadar görece sessiz kalan ülkelerden gelecek açıklamalar da merakla bekleniyor. O ülkelerden biri de hiç kuşkusuz İran. Rusya'nın karşı karşıya kaldığı SWIFT'ten çıkarılma tehdidini gerçeğe dönüşmüş bir şekilde yaşayan ve yıllardır ambargolarla mücadele eden İran'dan savaşa ilişkin çarpıcı yorumlar geldi.
İran'ın dini lideri Ayetullah Hamaney sessizliğini bozdu ve Rusya’nın Ukrayna'ya saldırısı için “Ukrayna, ABD'nin kriz yaratan politikalarının kurbanı oldu” ifadelerini kullandı.
'MAFYA REJİMİ'
Lakin bununla birlikte Tahran'ın savaşın sona erdirilmesini desteklediğini vurgulayan Hamaney çatışmanın kaynağının kim olduğunun ise net bir şekilde fark edilmesi gerektiğini belirtti. TV'de yayınlanan konuşmasında ABD için “mafya rejimi” ifadesini kullanan Hamaney şöyle devam etti:
“Bu mafya rejimi dünyanın kriz içinde olmasına ihtiyaç duyuyor. O yüzden dünyanın her yerinde kriz oluşturuyorlar. Ukrayna'daki kriz, ABD'ye güvenilemeyeceğini gösteriyor. Ukrayna, ABD'nin kriz yaratan politikalarının kurbanı oldu. Ukrayna'daki savaşın sona ermesinden yanayız ancak herhangi bir krizin tedavisi, krizin köklerini belirlemekten geçer. Ukrayna'daki krizin kökü de ABD'dir.”
'BU DESTEKLER BİR SERAP!'
Hamaney sert açıklamalarını şöyle noktaladı:
“ABD ve Avrupa'ya güvenen hükümetler, bu desteklerin bir serap olduğunu ve gerçek olmadığını bilmelidir. Dün Afganistan, bugün Ukrayna. Her iki ülkenin cumhurbaşkanları ABD ve Batı hükümetlerine güvendiklerini ancak yalnız kaldıklarını söyledi.”
28 Şubat'ta ise İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi hem Rusya'ya bir anlayış mesajı göndermiş ancak yine savaş karşıtı bir pozisyon seçmişti:
“İran İslam Cumhuriyeti, Rusya'nın onlarca yıllık NATO yayılmacılığına ilişkin güvenlik endişelerini anlarken, tüm dünya ülkelerinin toprak bütünlüğünü ve ulusal egemenliğinin önemine vurgu yapıyor.”
Aynı zamanda İran Moskova Büyükelçisi Kazım Celali, Cumhurbaşkanı Reisi'nin sözlerine destek veren bir biçimde “NATO'nun genişlemesi İran ve Rusya'nın çıkarlarının aleyhine bir durum” ifadelerini kullanmıştı.
Bu açıklamalar dikkat çekerken İran'ın nükleer enerji üzerine yaptığı çalışmaları ve ABD'nin bu çalışmalardaki rolünü de hatırlamakta fayda var. Eski ABD Başkanı Donald Trump, 2018'de tek taraflı olarak İran Nükleer Anlaşması'ndan çekilmişti. Joe Biden ise anlaşmanın bozulduğu süreçte uranyum zenginleştirme ve stoklama faaliyetlerini hızlandıran İran'la yeniden anlaşmak istiyor.
Bu sebeple Nisan 2021'den beri iki ülke Avusturya'nın başkenti Viyana'da görüşmeler yürütüyor.
2015 yılında imzalanan anlaşma, İran'ın uranyum zenginleştirmesini sınırlandırarak nükleer silah için malzeme geliştirmesini zorlaştırmayı amaçlarken bunun karşılığında İran'a uygulanan yaptırımların kaldırılmasını sağlamıştı.
Uluslararası Atom Ajansı arada geçen anlaşmasız süreçte, İran'ın nükleer silah çabalarına ulaşmaya çok yaklaştığını ifade ediyor. Bunun üzerine 17 Şubat 2022'de İran dini lideri Ayetullah Ali Hamaney bir açıklamada bulunmuş ve “Biz nükleer enerjinin barışçıl kullanımının peşindeyiz” demiş ve “Eğer arayışımızı sürdürmezsek bağımsızlığımız zedelenir” diye devam etmişti.
SORU İŞARETLERİ...
Söz konusu gelişmeler çerçevesinde anlaşma müzakerelerine de kısaca bakmakta fayda var. Görüşmelerde Rusya'yı temsil eden Rusya'nın BM Viyana Ofisi Nezdindeki Daimi Temsilcisi Mikhail Ulyanov, 28 Şubat'ta anlaşmada imza aşamasına yaklaşıldığını ifade etti. Ulyanov'un 15 Şubat'ta İsrail ile görüşmesi ise İran cephesinde soru işaretleri doğurmuştu.
Soru işaretlerini İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi'ne bağlı yayın organı Nournews aktarmış ve görüşmeyi müzakere sürecinde bir engel olarak nitelendirmişti.
İran'ın nükleer silah geliştirme çabalarını açık bir tehdit olarak gördüğü bilinen İsrail ve Rusya'nın küresel ölçekte önemli müttefiklerinden biri olarak görünen İran'ın saldırılar sürecinde dengeli bir tutum sergilemeleri ise dikkat çekiyor. İran'ın Rusya'ya getirilecek yaptırımların yaratacağı alanda Avrupa'ya doğalgaz ihracatı yapabileceğini ifade etmesi de dikkat çekici bir detay.
*Nournews, Euronews, Al Jazeera, Iran International
Kaynak: Web Özel