Gezegendeki EN SİYAH siyah materyal keşfedildi. Hem de yanlışlıkla!
MIT araştırmacıları alüminyum gibi materyallerin elektriksel ve termal özelliklerini artırmak için deney yaparken yanlışlıkla dünya üzerinde var olan en siyah materyalden 10 kat daha siyah bir materyal elde etti
Aslında konunun başlığını baştan verelim: Siyahın da siyahı varmış. MIT'de Uzay Yolculukları ve Havacılık Profesörü olan Brian Wardle ve beraberindeki bir grup bilim insanı, alüminyum üzerinde bazı çalışmalar yaparken yanlışlık eseri ışığı yüzde 99.995 oranında emen bir materyal keşfetti.
Alüminyum gibi eletriksel olarak iletken materyallerin elektriksel ve termal özelliklerini artırmak için deneysel çalışmalar yapan bilim insanları, deneylerin bir noktasında materyalın dönüştüğü rengi görünce şaşkına döndü. Bir boşluğu andıran renge dönüşen materyali incelemeye başlayan bilim insanları materyalin renginin, bugüne kadar dünyada raporlanan en siyah materyaldan 10 kat daha siyah bir materyal keşfettiklerinin farkına vardı.
Buna göre materyal gelen ışığı yüzde 99.995 oranında emiyor ya da belki daha anlaşılabilir bir ifadeyle ışığın sadece yüzde 0.005'ini yansıtıyor.
Yani bulunan siyah tam olarak yeni bir zifiri karanlık renginde.
2014 yılında Surrey NanoSystem dünyanın en siyah materyalini duyurmuştu. Vantablack adlı bu materyal, ışığı neredeyse hiç yansıtmıyordu. Fakat 2016 yılında bu materyalden daha siyah başka bir materyal keşfedildi. Vantablack 2 adı verilen bu materyal yüzde 99.96 oranında ışık emme oranına sahipti.
Şimdi ise en siyahın tanımı bir kez daha değişmiş durumda.
Fakat ilginç bir diğer nokta da bilim insanları materyalin böyle bir siyaha dönüşmesine tam olarak neyin sebep olduğu konusunda bir fikre sahip. Bunun yanında siyah kavramının daha siyahı bulunana kadar geçerli olacağı ortada.
Yanlışlıkla keşfedilmiş olmasından kaynaklı espri tarafını bir kenara koyarsak bu keşfin özellikle uzay araştırmaları ve enerji üretimi konusunda devrimsel bir özelliği olabileceği belirtiliyor. Uzak gezegenler araştırmalarında kullanılan uzay teleskoplarında keşfedilen materyalin önemli gelişmeler sağlayabileceğine dikkat çekiliyor.