Fransa'da zafer yeniden Emmanuel Macron'un! Sonuç Türkiye'yi nasıl etkiler?
Emmanuel Macron, 2017'nin ardından bu seçimde de Marine Le Pen'i geride bıraktı ve sandıktan zaferle ayrıldı. Fransa'da 20 yıl sonra Chirac'ın ardından ilk kez bir cumhurbaşkanı ikinci dönemine giriyor ancak dikkatler aşırı sağın yükselen oylarında. Peki sonuç Türkiye'yi nasıl etkiler?
CİHAT ASLAN - METİN AKTAŞOĞLU / Fransa, 24 Nisan sabahına seçim heyecanıyla uyandı. Cumhurbaşkanlığı seçiminde ilk turda ilk iki sırayı 2017'de de olduğu gibi elde eden Emmanuel Macron ve Marine Le Pen yeniden kozlarını paylaşırken kazanan değişmedi. Mevcut Cumhurbaşkanı Macron, gayriresmi ilk sonuçlara göre yüzde 58.2 ile sandıktan zaferle çıktı. Le Pen ise Ulusal Cephe'yi tarihinin en yüksek oy oranına taşıyarak yüzde 41.8'i gördü ve partisi adına önemli bir başarı elde etmiş oldu.
Peki şimdi ne olacak? Sadece Fransa değil başta Avrupa Birliği ve NATO olmak üzere tüm dünya gözlerini Fransa seçimine çevirmişti. Sonuçlar Türkiye için de büyük önem arz etmekte. İslamofobik ve Türkiye karşıtı söylemlerden çekinmeyen Le Pen kazanamamış olabilir ancak aşırı sağın yükselişinden Macron'un siyasetinin nasıl etkileneceği de merak konusu.
'MACRON'UN YAPACAĞI İLK İŞ...'
Avrupa Birliği ve Küresel Araştırmalar Derneği (ABKAD) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Dr. Mithat Can Baydarol, "Macron'un yapacağı ilk iş ekonomik olarak güçlük çeken kesimleri biraz daha rahatlatmak olacaktır" diyor.
Aşırı sağın güç kazanmasının merkeze yakın sol ya da sağ ideolojiler için çok anlamlı olmadığını ifade eden Gümüşhane Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölüm Başkanı Doç. Dr. Ömer Uğur ise şu yorumda bulunuyor:
“Fransa'daki sistemde genelde ikinci dönemi kazanan başkanlar daha rahat hareket ediyorlar. Ve buna göre aşırı sağın önüne geçebilmek adına politikalarını daha merkeze yakın, daha kapsayıcı ve daha bütünleştirici biçimde gerçekleştirecektir.”
'KOLAY KOLAY TOPARLANMAZ'
Macron'un elde ettiği zaferin Fransa-Türkiye ilişkilerine etkisini değerlendiren İstanbul Bilgi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğr. Üyesi Prof. Dr. Emre Gönen ise “Türkiye, dış politikasını bir hayli değiştirdi. Ancak çok zemin kaybettiğimiz ve neredeyse düşmanlık noktasına geldiğimiz Fransa'yla ilişkileri toparlamamız kolay olmaz” diyor ve ekliyor:
“Ukrayna'dan sonra Türkiye ile Fransa'nın önüne bambaşka pespembe ufuklar açıldı demek, fazla iyimser olacaktır.”
Bununla birlikte Dr. Baydarol ise “Macron'un ikinci döneminde Türkiye-Fransa ilişkilerinin yoluna gireceği düşüncesindeyim. Bu Türkiye-AB ilişkilerine de yansır” diyor ve şöyle devam ediyor:
“Macron'un ilk döneminde Türkiye ile ilişkiler çok kötüydü. Ama ardından geçtiğimiz ay içerisinde NATO zirvesinde bütün buzlar eridi. Çünkü AB'nin enerji çeşitlendirmesi zorunluluğu ortaya çıktı. Rus doğalgazının çok sallantıya girmesiyle bir anda Türkiye ile İsrail arasında başlayan TANAP projesinin canlandırılması gereği ortaya çıktı.”
'TUTUM DEĞİŞMEZ AMA SÖYLEMLER YUMUŞAR'
Doç. Dr. Uğur da benzer bir görüşte. “Macron, konjonktürel olarak Türkiye ile ilişkilerini normalleştirmek isteyecektir” ifadelerini kullanan Doç. Dr. Uğur bir “ama” ekliyor ve Fransa'nın, Türkiye'nin AB'ye alınmasına dair görüşlerinin ve Türkiye'nin AB üyeliğine karşı tutumunun değişmeyeceğini ifade ediyor. Lakin bununla birlikte Macron'un Türkiye'ye karşı söylemlerinin yumuşayacağını öne sürüyor. Son gelişmelere de vurgu yapan Doç. Dr. Uğur şöyle aktarıyor:
“Gerek Suriye'deki tutumu, gerekse Ukrayna'daki tutumundan dolayı bir aktör olarak Türkiye'nin pozisyonu ve eli güçlenmiş durumda. Bu da Fransa tarafından dikkate alınacak ve ilişkileri dengelemek ile iyileştirmek isteyecektir.”
Marmara Üniversitesi Avrupa Araştırmaları Enstitüsü Müdür Yardımcısı Doç. Dr. Emirhan Göral ise seçim sonuçlarının Fransa-Türkiye ilişkilerine etkisi üzerine “İlişkiler aslında çok köklü... Osmanlı'ya dayanan bir kurumsal iletişim var" ifadelerini kullanırken azalan farka dikkat çekiyor:
“Farkın sıkışmış olması Macron sonrasında gelecek liderin aşırı sağa göz kırpmasına neden olabilir. Le Pen ne kadar zorlarsa bir sonraki lider o kadar popülistleşir ve Türkiye-Fransa ilişkileri de o kadar kötüleşir.”
'BU ÜLKE SARKOZY'Yİ GÖRDÜ!'
Doç. Dr. Göral bununla birlikte "Bu ülke Nicolas Sarkozy'yi gördü!" diyerek ilişkilerin muhtemelen o kadar kötü olmayacağını aktarıyor ve Macron'un kazanmasının AB'nin bütünlüğü için önemli olduğuna dikkat çekiyor:
"Macron'un kazanması AB için istikrar demek. Bu bizim için de avantaj... Ancak genel olarak bu seçimle birlikte çok büyük bir değişiklik beklememek gerekiyor. Çok olumlu olacağını düşünmek iyimserlik olur."
Kaynak: Web Özel