Fransa nasıl 'yönetilemez' bir yere gidiyor? Macron iki ayda...
Cumhurbaşkanlığı seçiminden zaferle ayrılan Emmanuel Macron, Fransa'yı yeniden ayağa kaldırma vaadiyle ikinci dönemine başladı ancak parlamento seçimlerinde ortaya çıkan sonuç, Fransa için koalisyon zamanını işaret etmekte. Uzmanlar ülkenin "yönetilemez" bir yere gideceğini aktarıyor. Ama nasıl?
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron son günlerde muhtemelen siyasi kariyerinin en nahoş günlerini geçiriyor. Geçen hafta yapılan seçim sonucunda parlamentodaki çoğunluğunu yitiren Macron'un aldığı bu yenilgi, Fransa basınında “deprem” olarak nitelendirilirken ülkenin “yönetilemez” bir pozisyona geldiği öne sürülüyor.
Halbuki Macron bundan iki ay önce Fransa'yı avuçları arasına almış olmanın heyecanını yaşıyordu. Henüz 44 yaşında ve önünde beş sene daha vardı. Tarihin o anından bakınca her şey güzel görünüyordu lakin parlamento seçimlerinde tablonun değişebileceğini söyleyenler de haklı çıktı. İktidar bloğu 101 sandalye yitirdi.
HAZIR MERKEL GİTMİŞKEN...
Hazır Angela Merkel gitmiş ve yerine gelen yeni Almanya Şansölyesi Olaf Scholz, özellikle Rusya'nın Ukrayna'yı işgali meselesinde, hem ülkesinde hem de Avrupa genelinde, sallantılı bir politik performans sergilediği noktasında eleştirilirken Macron kendisini Avrupa'nın lideri ilan edebilirdi.
AB'de reformlar yapmak gibi projelere sahip bir lider olarak öne çıkmak isteyen Macron, “Fransa'nın yeniden inşasını” vadediyordu. 14. Louis ve Charles de Gaulle esintileri taşıyan vaatlerini göz önünde bulunduran Fransa basını son sonuçları ise “Macron'un kibri çabuk cezalandırıldı” şeklinde yorumladı.
Bu “ceza” Fransa'da son yirmi yılın ilk azınlık hükümetini kurmak olarak Macron'un karşısına çıktı.
Ülkede sol ve sağ iki kanat da kaplayıcı bir şekilde merkezde yer almaya çalışan Macron'u çoğunluğundan yoksun bıraktıktan sonra Fransa, ciddi anlamda istikrarsız bir noktaya ilerleyecek gibi gözüküyor. Hatta istikrarsızlıklar başladı bile...
Macron'un yeni başbakanı Elisabeth Borne geçen hafta, görevde henüz ilk ayı bile dolmamışken, istifasını verdi. Macron bu istifayı henüz kabul etmedi fakat Macron'un, başbakan olarak böyle bir ortamda güçlü bir isim getirmek zorunda kalacağı da ifade ediliyor. Öte yandan beklenen üzere bu ismin, ülkede ciddi bir güce ulaşan aşırı sağcıları da memnun edecek bir isim olacağı konuşuluyor.
De Gaulle'cülerin partisi olarak da bilinen Cumhuriyetçiler, Macron'un ittifak yapabileceği neredeyse tek parti olarak dikkat çekiyor. Mecliste 61 sandalyesi bulunan Cumhuriyetçiler'in desteği olmadan Macron'un herhangi bir yasayı meclisten geçirmesi mümkün değil. Fakat koalisyon görüşmeleri de çok sıcak geçmiyor. Cumhuriyetçiler ile Macron cephe arasında yapılan ilk görüşmede anlaşma çıkmadı.
'DERİN AYRIŞMALAR'
Geçen çarşamba sadece sekiz dakika süren kısa bir konuşma ile canlı yayında ülkesine seslenen Macron, Fransız toplumundaki “derin ayrışmaları” kabul etti ve yurttaşlarından, “uzlaşmaya ve koalisyon hükümetlerine alışmış” Almanlara daha çok benzemelerini istedi.
Bunların yanında Macron için neyin kötü gittiğine bakacak olursak karşımızda ekonomiyi görüyoruz. Macron seçim sonuçlarının nihai olarak ekmek meseleleriyle belirlendiğini unutuverdi. Ağır geçen ve öncesinde de farklı sebeplerle eylemlerin sürdüğü pandemi sürecinde verdiği söz köklü bir ekonomi reformuydu ancak sıkıntılardan sert etkilenen aileler bu yönde bir adım görmediklerini öne sürüyor. Paris'te yaşayan ekonomist Armin Steinbach, “Reform gündemi öngörülenden çok daha az iddialı olacak” ifadelerini kullanıyor ve bu noktada yenilenebilir enerji ve enflasyonun olumsuz etkileriyle başa çıkma planlarının çok daha büyük destek bulacağını aktarıyor.
Bir başka sıkıntı ise emeklilik yaşı tartışmaları... Macron emeklilik yaşının 62'den 65'e çıkarılmasını istiyor lakin sol cenaha liderlik eden Jean-Luc Melenchon ise 60 yaşı vadediyor. Öte yandan Charles de Gaulle'ün miras bıraktığı Beşinci Cumhuriyet'in önemli bir kusuru da ortaya çıkmakta: Yalnızca güçlü, geniş tabanlı bir Cumhurbaşkanı ile işler düzgün ilerleyebiliyor.
GEÇMİŞTE DE YÜRÜMEDİ...
De Gaulle, öğrencilerin ve işçilerin Mayıs 1968'deki protestolarından bir yıl sonra, ikinci döneminin yarısında istifa etti. İkinci dönemlerinde parlamento çoğunluğunu elde edemeyen diğer iki cumhurbaşkanı, Mitterrand ve Chirac ise sonunda hareket edemez oldu.
Seçmenleri görmezden gelmek, muhalifleri uzaklaştırmak ve müttefiklere tepeden bakmak. Bunlar Macron hakkında temel uyarılar olarak öne çıkıyor. 2018-19'daki Sarı Yelekliler protestolarında, yüz binlerce kişinin yolları kapatıp Paris'e yürümesiyle Fransa'nın hızla kaosa düşebileceği de gözlemlendi. Bakalım tüm bu şartlar altında pragmatizmi ile de ünlü olan Macron koltuğunu beş yıl daha koruyabilecek mi?
*Bu haberdeki bilgilerin büyük bir kısmı The Telegraph'ta "How Macron's failures created an ungovernable France" başlığıyla yayınlanan makaleden derlenmiştir. Ek kaynaklar: Le Monde, Euronews, The New York Times
Kaynak: Web Özel