Buzullar eridikçe dünyanın sırrı çözülüyor... '42 bin yıllık cesette kan çıktı'🧊
Toprağında altında bir tarih yatıyor. Savaşlar, mutluluklar, eski ve yeni. Arkeoloji toprağın gizemini çözmeye çalışırken küresel ısınma sayesinde eriyen buzullar da bize farklı bir dünyanın kapısını açıyor...
Toprağın altındaki gizemleri keşfetmek insanlığın tutkusu. Modern arkeolojinin temellerinin atıldığı 19. yüzyıldan bu yana insanoğlu değerli olduğunu düşündüğü her noktanın altını kazıyor. Bir de hiç kazılamayan yerler var. Örneğin buzullar. Onların da altında tarihi bir miras var ama buzulu nasıl kazacaksınız? Gerçi bu durum son yıllarda değişmeye başladı.
Küresel ısınma ile birlikte eriyen buzullar yeni bir tarihin de kapılarını açıyor. Rick Knecht 12 yıldır Alaska’da kazılar yapıyor, Yup’ik halkının tarihini ortaya çıkarmaya çalışıyor. En son buzulların da erimesiyle eski bir evi ortaya çıkardı. Bölge tarihi için önemli olan, Yay ve Ok Savaşları’na ilişkin bulgulara rastladı. 12 yıllık çalışmanın sonucu 100 bin irili ufaklı tarihi esere ulaştı. Küresel ısınma olmasa bunları bulamazdı.
5.300 YAŞINDA ÖTZİ
1991 yılının yazında Alman tırmanışçılar, Alp dağlarının Avusturya sınırı olan İtalyan tarafında rengi çaya benzeyen bir ceset ile karşılaşınca ne yapacaklarını bilemediler. Cesedin 5.300 yıllık olduğu ortaya çıktı.
Ötzi ismi verilen cesedin üzerinde yapılan incelemelere göre, ayı derisinden bir bere takıyordu, keçi ve geyik derisinden kıyafetleri vardı, ayakkabılarının içini sıcak tutması için çimen doldurmuştu. Aynı zamanda tırmanışçılar tarafından bulunduğu bölgede ok, bakır bir balta ve basit ürünlerin olduğu ilk yardım çantasına da rastladı. Yapılan taramalar sonucu sağ omzuna bir ok saplandığı ve kan kaybından öldüğü düşünülüyor.
Buzul arkeolojisi çalışanlar yeni kar yağışlarından kaçınabilmek için Ağustos ortasından, Eylül ortasına kadar çalışabiliyor.
Geçmiş yıllarda buzulda arkeoloji çalışanlar 500 ila 1500 yıl öncesine kadar gidebiliyordu fakat yıllar geçip toprak üzerindeki buzul daha fazla eridikçe tarih öncesi döneme ait de izlere rastlanabiliyor. Oslo Üniversitesi’nin yürüttüğü Buz Arkeolojisi Programı’nın direktörü Lars Holger Pilo, “Bazı bölgelerde taş devrine, bazılarında ise 6 bin yıl öncesine kadar gittiğimiz oluyor” değerlendirmesinde bulundu.
Program bugüne kadar 3500 eserin gün yüzüne çıkmasını sağladı. Çıkan günlük kullanıma uygun ürünler arasında, nal, kayak takımları ve balmumu vardı.
HEP TARİH ÖNCESİ DÖNEM DEĞİL
Son yıllarda Alplerdeki karların kalkmasıyla sadece tarih öncesi değil, modern zamanlara ait de bulgulara rastlanıyor. İsviçre’de 1942’de kaybolan bir çift ve 1946 yılında hava muhalefetinden dolayı düşen bir ABD askeri uçağı Alplerde bulundu.
Rusya’nın tundra bitki örtüsünde bilim insanları 32 bin yıllık saklanmış besinlere ulaştı. ABD’de 10 bin 300 yıllık olduğu tahmin edilen bir mızrak buzların arasından çıkarıldı.
Alaska’da yapılan kazılar ise bakır işçiliğinin Avrupa kıtası dışındaki ilk örneklerini ortaya koydu. Buzulların altından çıkan doğal hayata dair izler de insanların beslenme alışkanlıklarından iklimdeki değişikliklere kadar pek çok farklı bilgi içeriyor.
Dünya topraklarının yüzde 10’unu buzullar oluşturuyor. Alaska’da 3 milyon yıllık böcek fosilleri bulunurken, kazılarda daha ne kadar geri gidilebileceği bilinmiyor.
DAMARLARDA HALA KAN VARDI
Sibirya’nın kuzey doğusunda yer alan Yakutistan bölgesinde mamutlar, tüylü gergedanlar ve mağara aslanları gibi artık soyları tükenen türlerin donmuş cesetlerine rastlanabiliyor. Buzul atı olarak bilinen (Lena) bir at türü 2018 yılında Sibirya’da bulunmuştu. 42 bin yıllık cesedin damarlarında hala sıvı şekilde kan olması dikkat çekmişti.
Kıyıların toprağı aşındırması da buzul arkeolojisi için büyük bir problem. Son 80 yıldır Alaska’da dalgaların toprağı aşındırması sonucu pek çok fosil kayboluyor.
*Yukarıdaki derlemede yer alan bilgilerin tamamı The New York Times'ta Franz Lidz imzasıyla yer alan 'As Earth Warms, Old Mayhem and Secrets Emerge From the Ice' isimli makaleden alınmıştır.
Kaynak: Web Özel