'Avrupa'nın en güçlü topçu ordusu...' | Finlandiya NATO'ya ne sunabilir?

Finlandiya artık resmen bir NATO üyesi. Gelişmiş bir orduya sahip Finlandiya'nın dünyanın en büyük askeri ittifakına dahil olması önemli bir gelişme. Şimdiye kadar NATO ve Rusya arasında tarafsızlığını korumaya çalışan Finlandiya, diğer yandan da Rusya'nın II. Dünya Savaşı'nda topraklarına saldırmasından ötürü komşusunu kendisine ciddi bir tehdit olarak görmüş olacak ki yıllar içinde ordusuna büyük yatırımlar yapmış.

Finlandiya NATO'ya üye oluncaya kadar pek de ordu kapasitesiyle gündeme gelen bir ülke değildi. Daha çok dünyanın en genç başbakanı, Kutup ışıkları ve eğitim sistemiyle bilinen Finlandiya, bundan sonra ordu kapasitesiyle de sıkça haber olacak gibi görünüyor.

ZORUNLU ASKERLİK HİZMETİ

Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinden sonra Finlandiya'da vatandaşlarının yüzde 80'i NATO'ya üye olunması gerektiğini düşünmeye başlamıştı. Fakat ülke halihazırda ordusunu bir savaş ihtimaline karşı geliştirmiş. Finlandiya, barış zamanında dahi zorunlu askerliği sürdüren az sayıdaki Avrupa ülkesinden biri. Finlandiya ordusunun tek amaç üzerine, yani olası bir Rus işgaline karşı geliştirildiği yorumları yapılmakta. Mevcut durumda savaş halinde orduya katılabilecek 280 bin ere sahip Finlandiya'da, erlerin yaklaşık 10 bini rotasyonel şekilde yeniden eğitime alınıyor. 17 ila 60 yaşları arasındaki 870 bin Fin, ihtiyaç halinde orduda hizmet verecek. Ülkede ayrıca, devlet bünyesinde sözleşmeli çalışan 12 bin kişinin 8 bini orduda hizmet ediyor. Kara Kuvvetleri envanterinde ise yaklaşık 200'e yakını Alman Leopard 2A6 ve 2A4 olmak üzere 650 civarında tank bulunuyor.

KARA KUVVETLERİ DİKKAT ÇEKİYOR

Finlandiya'nın, Avrupa'da en güçlü topçu ordusuna sahip ülke olduğu ifade ediliyor. Bunu ağır silahlarının sayılarına bakarak da anlamak mümkün. Kara kuvvetleri envanterinde yaklaşık 700 obüs ve top, 700 havan topu ile 100 ağır ve hafif roketatar mevcut. Ayrıca, İsrail yapımı bir düşman topçusuyla muharebe radar sistemi de bulunuyor. Bu da Finlandiya ordusuna, gelen roketleri, topçu mermilerini ve havan ateşlerini tespit etme yeteneği sağlıyor.

NATO'yla uyumlu Norveç-Amerikan yapımı NASAMS 2 isimli uçaksavar sistemi de Finlandiya'nın elindeki en önemli uçaksavar sistemi olarak ifade ediliyor. Aynı amaç için üretilmiş başka uçaksavar topları ve tankları da mevcut. Finlandiya'nın NATO'ya üyeliğiyle örgüt, Rusya'ya karşı savunma konusunda temel görevleri yerine getirebilecek modern bir orduya daha sahip oldu.

PEKİ DENİZ VE HAVA GÜCÜ?

The Global Firepower Index'inde dünyanın en güçlü 51. ordusu olarak belirtilen Finlandiya'nın donanmasında küçük çıkartma gemilerine ilaveten 4 amiral gemisi, 5 mayın gemisi, 8 füze gemisi ve 16 mayın temizleyici gemi yer alıyor. Öte yandan yüzey çatışmalarında kullanılmak üzere inşa edilen 3 adet çok fonksiyonlu korvetin 2029'a kadar hizmete girmesi bekleniyor.

Hava gücünde ise 61 McDonnell Douglas F/A-18 çift motorlu süpersonik taarruz uçağı yer alıyor. Bu jetlerin ise 2026 itibarıyla F-35'ler ile yenilenmesi planlanıyor. Bunlarla beraber Finlandiya Hava Kuvvetleri'nin çok sayıda eğitim uçağı ve 500 km'ye kadar gözetleme yeteneğine sahip radarları da bulunuyor.

NATO'NUN RUSYA'YLA SINIRI İKİ KATINA ÇIKTI

Rusya'nın kuzeybatıdaki komşusu Finlandiya'nın 31. üye olarak NATO'ya dahil olmasının ardından örgütle Rusya'nın kara sınırı iki katına çıktı. Rusya batıda en uzun sınırı Finlandiya ile paylaşıyor. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Ukrayna işgalinden önce bile NATO'nun bölgedeki genişleme adımlarından duyduğu rahatsızlığı sık sık dile getiriyordu. Hatta Rusya'nın Ukrayna'yı işgal etmesinin ardında yatan nedenlerden biri de ülkenin NATO'ya üye olmak istemesiydi. Savaşın ardından Ukrayna'nın yanı sıra Finlandiya ve İsveç de NATO'ya üyelik başvuru yapmış, Finlandiya'nın başvurusu kabul edilmiş ve ülke 4 Nisan'da örgüte üye olmuştu.

Finlandiya üyeliğe çok yakın... NATO onlar için neden bu kadar önemli?Dünya

Emekli Büyükelçi Uluç Özülker, 30 Mart'ta Haberglobal.com.tr'ye yaptığı açıklamada, Finlandiya'nın NATO'ya üyeliğinin ülke için neden önemli olduğuna dair değerlendirmede bulundu. Putin'in politikalarının Finlandiya'yı da rahatsız etmeye başladığını kaydeden Özülker, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu aynı zamanda ABD'nin müdahalesini gerektirebilecek bir noktaya gelmiştir diye düşünüldü. Ancak bunu ikili planda yapmak yerine NATO şemsiyesi altında yapmak, kolektif güvence sağlayacağından çok daha güvenli. O nedenle NATO'nun kolektif güvencesini tercih ettiler.”

Kaynaklar: Reuters, AP, BBC

Kaynak: Web Özel