2022'nin küresel ısınma karnesi | Guterres: 'İklim cehennemine giden bir yoldayız'
Her sene iklim değişikliği açısından küresel çapta atılan adımların yetersiz olduğu yönünde değerlendirmeler ve raporlar okuyoruz. 2022 de bu konuda diğer yıllardan farklı geçmedi. BM Genel Sekreteri Guterres kasımda, “Ayağımız gaz pedalında, iklim cehennemine giden bir yoldayız" uyarısı bile yaptı.
2022'de dünya Pakistan'da büyük can kaybına neden olan sel felaketiyle, büyük orman yangınlarıyla ve Avrupa'daki sıcak hava dalgasıyla sarsıldı. Bahse konu olaylar, geride bıraktığımız yılın en çarpıcı doğa felaketleri olarak ifade ediliyor. Ancak 2022'nin tek ekstrem doğa olayları bunlar değil...
Türkiye son yıllarda yazları Karadeniz'de sel baskınları, Ege ve Akdeniz'de de orman yangınlarıyla mücadele ediyor. Ayrıca Türkiye'nin birçok şehrine de kış henüz tam anlamıyla gelmedi. Sıcaklıklar mevsim normallerinin üzerinde seyrediyor.
2022'nin iklim olaylarına küresel çapta baktığımızda da tablo pek de iç açıcı değil.
The Guardian'ın çevre yazarı Damian Carrington, 2022'deki iki doğal felaketini iklim krizi açısından sembolik olarak nitelendiriyor ve hala çevre açısından bir umut olabileceğine işaret ediyor.
Bunlardan ilkini dünyanın en kalabalık beşinci ülkesi Pakistan'da yaşanan ve ülkenin 3'te birini vuran sel baskını olarak ifade ediyor. Söz konusu selden, 33 milyon kişi etkilendi. Bilim insanları bu sel baskınlarının iklim değişikliğinden ötürü neredeyse yüzde 50 oranında daha fazla etkili olduğunu kaydediyor.
Carrington, ikinci olayın ise Brezilya seçimleri olduğu yönünde bir değerlendirme yapıyor. Eski Başkan Bolsonaro döneminde Amazon'daki tahribatın arttığına vurgu yapan Carrington, seçimlerden sonra Lula da Silva'nın yönetime gelmesiyle yağmur ormanlarının kaderinin değişmesi yönünde bir ihtimalin doğduğunu kaydediyor.
Carrington ayrıca, “Yıl içinde BM tarafından yayımlanan raporlarda küresel ısınmada geri dönülemez seviyelere yaklaşıldığına işaret edildi” hatırlatmasını yapıyor.
2022'nin iklim olaylarını ele alırken Rusya-Ukrayna savaşına değinmemek imkansız. Savaştan dolayı Rusya'ya uygulanan doğal gaz yaptırımları da kömür ve petrole talebi arttırdı. Öte yandan, savaşla birlikte doğan enerji krizi pek çok ülkenin sıfır karbon ve karbon emisyonunu azaltma hedeflerinde de değişiklik yapmasına neden oldu. Uluslararası Enerji Ajansı'na göre, kömür tüketimi 2022'de tüm zamanların en yüksek seviyesine çıktı.
BM'nin raporlarından birinde, küresel çapta kabul edilmiş 1.5 santigratlık ısınmanın kabul edilebilir bir gidişat olmadığına vurgu yapılmış ve karbon emisyonlarının azaltılması konusundaki ilerlemenin ise “ne yazık ki yetersiz” olduğuna dikkat çekilmişti.
Eylül ayında NASA ve Washington Üniversitesi tarafından hazırlanan bir çalışmada ise, küresel ısınmada 1.1 derecelik kritik eşiğin geçildiği vurgulanmıştı. Bunda Grönland'deki buzul tabakasının çökmesi ve bundan dolayı deniz seviyesindeki büyük yükseliş ciddi önem taşıyor. Bu yükseliş, Kuzey Atlantik'teki akıntıları bozarak yağmur dengesini bozdu ve milyarlarca kişinin gıdaya ulaşımını etkiledi.
Karbon emisyonunun 2030'a kadar yarıya indirilmesiyle 1.1 derece limitine ulaşılması konusunda hala bir umut olduğuna işaret eden bilim insanları var ancak BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'in bu konudaki uyarısı da büyük önem taşıyor. Guterres, “Ayağımız gaz pedalında, iklim cehennemine giden bir yoldayız” demişti.
ABD'de Başkan Joe Biden, ülke tarihinin en büyük iklim yasasına imza attı. Yasayla, yenilenebilir enerji, elektrikli arabalar ve ısıtıcılar ile enerji verimliliği gibi alanları destekleyecek 369 milyar dolarlık bir destek öngörülüyor. Ancak burada ABD'nin dünyayı en çok kirleten ikinci ülke olduğu konusunda bir parantez açmak gerekiyor. Yasayla, 2030'da 2005'e göre yüzde 40'lık bir emisyon düşüşü planlanıyor. Bu oran pek çok bilim insanı tarafından düşük olarak değerlendiriliyor.
Ekonomistler ve çevreciler yıllardır politika yapıcılara en büyük çevre sorunlarından olan sera gazı konusunda adım atma çağrısı yapıyor. Sera gazı faaliyetleri fiyatının artırılması ve düşük karbonlu inovasyonları teşvik etme gibi adımlar atılması gerektiği ifade ediliyor.
Öte yandan, küresel iklim salgın hastalıklarla mücadeleyi de zorlaştırıyor. Dünya Sağlık Örgütü kısa süre önce koleranın öldürücülüğünün üç kat arttığı yönünde uyarıda bulunmuş ve bundan zorunlu göçlerin, yoksulluğun ve çatışmaların yanı sıra, küresel ısınmayı da sorumlu tutmuştu. Küresel ısınma nedeniyle artan sıcaklıklar da kolera virüsünün yayılmasında büyük rol oynuyor. 2022 itibarıyla az gelişmiş ve kötü hijyen sistemine sahip 47 ülkede kolera salgını görülüyor.
Kaynaklar: The Guardian, Earth.org, Haberglobal.com.tr
Kaynak: Web Özel