Yeni silah: Beyin hackleme ve insanları manipüle etme

AA
Bilim Haberleri Teknoloji Haberleri
Yeni silah: Beyin hackleme ve insanları manipüle etme

Uzmanlar, beyin-bilgisayar arayüzünü (BCI) hackleyerek beynin ne ölçüde manipüle edilebileceğini, günlük yaşamda kullanılan cihazlardan bu amaçla yararlanıp yararlanılamayacağını, beyin hacklemenin askeri ve istihbari faaliyetlerdeki rolünü tartışıyor.

"Siber Saldırıyla Beyin Hackleme" konusunu ele aldığı 2 bölümlük dosya haberin ikinci bölümünde, uzmanların beyin-bilgisayar arayüzünün kapı aralayabileceği siber güvenlik tehditleri, bu teknolojinin istihbari faaliyetler için potansiyel kullanımı ve beyin hacklemenin hukuki boyutu hakkındaki değerlendirmelerine yer veriliyor.

ABD'deki Maryland Küresel Kampüsü Üniversitesi Siber Güvenlik ve Teknoloji Fakültesi Doçenti Jason Pittman, "istilacı" ve "istilacı olmayan" iki çeşit beyin-bilgisayar arayüzü bulunduğunu belirterek, ilkinin insan beyninin içine yerleştirildiğini, diğerinin ise kafatasının üstüne koyulduğunu ve bu türlerin temelde aynı prensipte çalıştığını söyledi.

BCI'ların, bilgisayar klavyesi ve fare gibi komut işleme sistemleri olduğunu anlatan Pittman, "Ellerinizi, kollarınızı, omuzlarınızı ve kas iskelet sisteminizi kullanmak yerine beyin dalgalarını kullanıyorsunuz." ifadesini kullandı.

Pittman, hackerların tuş vuruşlarını kaydeden klavyeleri hackleyerek hesap şifreleri gibi kişisel bilgileri elde edebildiğine işaret ederek, BCI'ların komutu ileten işlemciye sahip olduğunu ve bu gibi geleneksel siber güvenlik tehditlerinin beyin-bilgisayar arayüzü için de geçerli olduğunu dile getirdi.

İstilacı BCI'ların çift yönlü çalıştığını kaydeden Pittman, konuyu örneklendirerek, "Eğer yazı yazmak ister ve bir kelime düşünürsem, bu kelime bilgisayara yazılır ama ondan sonra bilgisayar aynı kanaldan bana geri bildirim verebilir. Bu da beyin-bilgisayar arayüzüne, yani beynime gider." dedi.

Pittman, beyne gönderilen bu elektrik sinyallerinin tehditler barındırabileceğine dikkati çekerek, "Düşünceyi tetikleyebileceğiniz, değiştirebileceğiniz bazı ilginç tehditler mümkün olabilir. Çünkü beyindeki elektrik sinyali seviyesindeki biyokimyayı, nörokimyayı değiştiriyorsunuz." ifadesini kullandı.

SİBER GÜVENLİK ZAFİYETLERİ

"Kulaklık ve telefon gibi günlük hayatımızda kullandığımız aygıtlar da beyin hackerları tarafından hacklenmeye açık mı?" sorusuna "Evet, kesinlikle." yanıtını veren Pittman, "Siber güvenlik tehditleri ve zafiyetleri hakkında bildiğimiz her şey geçerli. Çünkü bunlar en nihayetinde bilgisayar aygıtları, nitelikleri aynı." dedi.

Geleneksel olarak bilginin manipüle edilmesiyle insan davranışı ve düşüncesinin şekillendirilebildiğine işaret eden Pittman, "İster ses, ister metin olsun, girdiyle (Çünkü beynimiz bunu bir sinyal halinde algılıyor) davranışı değiştirebilirsiniz." diyerek, beynin bu şekilde manipüle edilme potansiyeli taşıdığını anlattı.

Beyin hackleme ve gelişen yapay zeka teknolojileri arasındaki bağlantıdan bahseden Pittman, bazı BCI'ların sinyal iletimini gerçekleştirmek için yapay zekayı kullandığını bildirdi.

Pittman, beyin-bilgisayar arayüzü üzerine yaptıkları bir araştırmada, dron kumandası yerine BCI kullandıklarını belirterek, bunu yapmak için yapay zekadan yararlandıklarını, kullandıkları sistemdeki sinyalin manipüle edilebileceğini ve savunmasız olduğunu kaydetti.

Kullandıkları arayüzde yukarı tuşuna basmayı düşündüğünüzde dronun yukarı gittiğini aktaran Pittman, "Eğer yapay zeka hacklenirse, yukarı tuşu konseptini değiştirebilirsiniz. Ya yukarı komutu aşağıya dönüşürse? Bu sefer dronu düşürürsünüz. Ama bunu operatör olarak hemen fark ederdiniz. Peki ya yukarı komutunu olması gerekenden daha hızlı hale getirecek şekilde hacklersem ve dron menzil dışına çıkarsa?" şeklinde konuştu.

Pittman, yapay zekanın, beyin-bilgisayar arayüzünü hackleyecek, yöntemleri bulmak ve bu sistemlere saldırmak için kullanılabileceğini vurguladı.

Devletlerin insanları güçlendirmek için BCI teknolojisini kullandığından şüphe duymadığını vurgulayan Pittman, "Yapay zeka ve robot biliminin ortaya çıkışı ve çok hızlı gelişmesiyle, birini BCI aracılığıyla makine ile nasıl bir araya getirebileceğinizin sonu yok. Bunların birleşimi, onların bir silah sistemi olarak potansiyelini katlanarak artırıyor." diye konuştu.

Pittman, potansiyel tehditlere rağmen beyin-bilgisayar arayüzü ve gelişen teknolojilerin insanlığın yararına olduğunu söyledi.

RADYO FREKANSIYLA BEYİN HACKLEME

ABD'deki Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MIT) Doktora Sonrası Araştırmacısı Alexander Armengol-Urpi de beyin hackleme üzerine meslektaşlarıyla yaptığı bir deneyden bahsederek, "Radyo frekansı dalgalarını kullanarak, beyin dalgalarını okuyan cihaza sahte sinyaller gönderebileceğimizi ve bunun gerçek bir beyin dalgası olarak görülebileceğini kanıtladık." dedi.

Yapılan bir araştırmada beyin hackerlarının, beyin dalgalarını analiz ederek birinin kişisel bilgilerini teoride elde edebildiğini belirten Armengol Urpi, birinin kendisine ve başkasına ait telefon numarasına baktığında beyin dalgalarının farklı reaksiyon verdiğini, bu yolla beyin hacklemenin mümkün olabileceğini bildirdi.

Armengol Urpi, Pittman'ın değerlendirmesine karşıt görüş bildirerek, beyin hackleme ile insanlarının hareketlerini fizyolojik olarak manipüle etmenin mümkün olmadığını kaydetti.

Birinin kafasına beyin-bilgisayar arayüzü sistemi yerleştirilmediği sürece beyin hackleme işleminin yapılamayacağını söyleyen Armengol Urpi, gelecekte beyni internete bağlı bir bilgisayara çevirecek bir implantın icat edilmesi durumunda, beyin hackleme konusunda endişe duyulabileceğini dile getirdi.

Armengol Urpi, bir şirketin, üzerinde deriye temas edecek ve beyin dalgalarını okuyacak elektrotlar taşıyan bir kulaklık icat etmek için çalışmalar yaptığı yönündeki duyumunu paylaşarak, "Günlük cihazlarımız aracılığıyla beyin dalgalarını okumaya başladığımızda, bu tür beyin hacklemelerine karşı daha dikkatli olmamız gerekeceğini düşünüyorum." ifadesini kullandı.

BEYİN HACKLEME HUKUK NEZDİNDE NASIL DEĞERLENDİRİLİYOR?

Fransa'daki Lyon Katolik Üniversitesi Hukuk Fakültesi Doçenti Thibault Moulin de beyin-bilgisayar arayüzlerinin kullanımıyla insan hareketlerinin yönlendirilebileceği, insanlara acı verilebileceği veya onların öldürülebileceği konusunda kaygılar bulunduğunu dile getirerek, "(BCI ile) Düşünceleri okumak şu an için henüz gelişmemiş olsa da gelecekte daha fazla bilgiye erişmek ve hatta zihin okumak mümkün olabilir." dedi.

Moulin, beyin hackleme teknolojisinin devletler tarafından kullanılıp kullanılamayacağına ilişkin, "Bu tekniklerin askeri ve istihbari operasyonlar için kullanılmaması için herhangi bir neden göremiyorum. Bilgiye erişebildiğiniz, hareketleri etkileyebildiğiniz, acıyı tetikleyebileceğiniz veya sinirsel arayüzle oynayarak, birini öldürebildiğiniz anda eğer bu onların yararınaysa neden bunu yapmaktan kaçınsınlar ki?" ifadelerini kullandı.

Ülkelerin iç hukukunda beyin hacklemeye özel bir yasaya rastlamadığını bildiren Moulin, beyin hacklemeyle birinin öldürülmesi durumunda suçlunun geleneksel ceza hukukuna göre yargılanacağına dikkati çekti.

"Uluslararası insan hakları hukukunun uygulanması sınır ötesi durumlarda çetrefillidir. Çünkü bunların uygulanması yurt dışında yargı yetkisine sahip bir devletin elindedir." ifadesini kullanan Moulin, uluslararası hukukun uygulandığı yerlerde beyin hacklemenin, yargı yetkisini elde etmek için yeterli olmayabileceğini anlattı.

Moulin, vicdan hürriyeti ve düşünce özgürlüğü ihlalinin yanı sıra işkencenin beyin hackleme ile bağdaştırılabileceğini belirterek, yargı yetkisi konusundaki sorunun durumu çıkmaza soktuğuna işaret etti.

Yabancı bir ajanın, silahlı bir çatışmada zihin okuma amacıyla beyin hacklerken yakalanmasının uluslararası hukukta silah kullanımı olarak görülmediğini vurgulayan Moulin, siber casusluğa mahsus bir yasak bulunmadığını kaydetti.

Moulin, siber saldırılarla birinin beynine zarar vermenin ise derecesine göre değerlendirilebileceğini sözlerine ekledi.