Rock müzik burada doğdu, tarih hazineleri markete dönüştü
Rock müziğin doğduğu yerleşim yeri olan İngiltere'nin Birmingham kenti kültür ve müzik tarihine mal olan mekanlarıyla ünlü. Dünyaca ünlü Rock gruplarının kalbinden çıktığı ve ilk kez sahne aldığı kentin önemli müzik mekanları ise unutulmuşluk ve ihmaller sonucu yıkılma riskiyle karşı karşıyalar. Kentteki kültür inisiyatifleri ise içinden ağaçlar çıkan ve markete dönüşen binaları kurtarmak için yoğun bir mücadele veriyorlar.
Rock müziğin öfkeli kolu, Heavy Metal’in doğduğu kent, İngiltere’nin en büyük ikinci yerleşim yeri Birmingham’ın küresel mirası kurtarılmaya çalışılıyor. Türkiye’de faaliyet gösteren Rock müzik yayın organı Metal Oda günümüzde tüm dünyada milyonlarca insanın dinlediği, on binlercesini konser alanlarında toplayan ve endüstriyel müzik sektöründe artık ana akım olarak ön planda yer alan Heavy Metal müziğin doğduğu kentin kültür dokusu ve evrimini mercek altına aldı. Kentte ağır müziğin doğuşuna tanıklık eden, aracı olan ve ev sahipliği yapan mekanlar bugün metruk halde kaderlerine terk edilmiş durumdalar. Kentin müzikal kültürünü yaşatmaya ve canlandırmaya çalışan insanlar ise bu mekanların yıkılıp tarihe karışmaması için ilgili kurum ve kuruluşlarla birlikte kampanyalar düzenliyorlar. Kültür sanat oluşumu Birmingham Müzik Arşivi'nin kurucusu Jez Collins, içinden artık ağaçların ve bitkilerin çıktığı kültür hazinesi durumundaki binaları tarihi eser kategorisine aldırıyor. Kentin kültürü için mücadele veren insanlar popüler müzik endüstrisinde öfkeli ve eleştirel alanı temsil eden Heavy Metal’in kent ile bağını yaşatmak amacıyla bir müze projesini hayata geçirmeye de hazırlanıyorlar. Dünyaya yayılan Metal müziğin beşiği kabul edilen söz konusu mekanlar ise üç jenerasyonun dinlediği Black Sabbath, Judas Priest, Jethro Tull, Led Zeppelin, Elton John ve Pink Floyd gibi küresel üne sahip gruplar ve sanatçıların izlerini taşıyorlar. Dünyaya mal olan bir müzik hazinesine sahip Birmingham’ın hikayesi tam da belgesellere konu olacak türden.
KENTTEN DÜNYAYA YAYILDI
Metal Oda’nın Yayın Yönetmeni Güzin Paksoylu’ya göre İngiltere’de gerçekleşen Birinci Sanayi Devrimi’nin önemli kentlerinden birisi olan Birmingham tarihi boyunca işçi sınıfı, fabrikalar ve zorlu yaşam koşullarıyla anıldı. Toplum eleştirisi, siyasi ve ekonomik sisteme öfke, Dünyanın ve çevrenin kırılması gibi toplumsal ve bireysel tepkilerin yansıması olarak kendisini ortaya koyan Heavy Metal müzik de kentin fabrikalarından isyankar bir ses olarak doğdu ve yayıldı. Paksoylu, erken dönem icracılarının büyük çoğunluğu da fabrikalarda çalışan ya da işçi sınıfının isyankar çocukları olan müziğin doğduğu, evrildiği ve küresel popüler müzik ve sanat tarihinde büyük yer edinen mekanların dönüşümünü yerinde inceleyerek yazı dizisi haline getirdi. Dünyaya yayılan müziğe hayat veren mekanlar çok sayıda araştırmaya da konu olan yarattıkları önemli bellek ile birlikte tarihin tozlu sayfalarına karışmak üzereler. Kozmopolit dokuya sahip çok sesli kentin kalbinden çıkan Black Sabbath, Judas Priest ve Led Zeppelin (yarısı) gibi grupların kariyerlerine ilk adım attıkları sahnelerin bulunduğu binalar günümüzde süpermarkete dönüşmüş ya da kaderine terk edilmiş durumdalar. Söz konusu çalışmaya ise https://metaloda.com/ adresinden ulaşılabilmekte.
KÜLTÜR HAZİNESİNİ AĞAÇLAR KAPLADI
Yayın organına konuşan, bir yandan kentin müzik kültürünü dünyaya tanıtmaya çalışan diğer yandan ise söz konusu mekanları kurtarmak için faaliyet yürüten Birmingham Music Archive’in (Birmingham Müzik Arşivi - BMA) kurucusu Jez Collins’e göre kaderine terk edilen mekanların başında ‘The Crown’ gelmekte. Rock tarihinin en büyük yıldızları arasında bulunan Tony Iommi, Ozzy Osbourne, Robert Plant, John Bonham gibi isimlerin bir araya gelip sahne alan Blues gruplarını dinlediği mekan, Heavy Metal’in kazandığı sese de etkisini güçlü şekilde verdi. Kültür hazinesi değerindeki binadan çıkan ağaçlar ve bitkiler ise yıllara yayılan ihmali gözler önüne seriyor. Collins ise 15 yıldır metruk haldeki binayı korumak ve kapılarını yeniden müzikseverlere açmak için çalışıyor ve ilgili kurumlarla birlikte kampanyalar yürütüyor. Collins binanın kurtarılamaması durumunda ise bakımsızlıktan yıkılma riskiyle yüz yüze kalacağının da altını çiziyor.
TARİHİ BİNA MARKETE DÖNÜŞTÜ
Metal Oda’nın Yayın Yönetmeni Güzin Paksoylu ise mekanın Collins’in çabalarıyla ikinci derece tarihi eser kategorisine alındığını vurgulamakta. Paksoylu ayrıca kentte 1968-1971 yıllarında faaliyet gösteren müzik mekanı ‘Mothers Club’a da dikkat çekmekte. Bir dönem ABD merkezli Billboard Magazine tarafından “Dünyanın en iyi Rock kulübü” seçilen sahnede The Who, Jethro Tull, Elton John ve Joe Cocker gibi küresel üne sahip gruplar ve sanatçılar sahne aldılar. Kaderine terk edilmiş kültür hazinesi durumundaki Mothers Club’ın altında şimdilerde ise sebze, meyve satan bir market yer alıyor.
MÜZİK MÜZESİ ÜMİT VERİYOR
Jez Collins’e göre Heavy Metal müzik dünyaya yayılırken doğuşunu sağlayan kentin anıları ise belleklerden siliniyor. Yine de Collins’in de dahil olduğu girişimler sayesinde 2027 yılında hayata geçirilmesi beklenen Birmingham Müzik Müzesi turizm ve tanıtım açısından ümit veriyor. Müzenin ziyaretçilerine kentin müzik tarihini gözler önüne seren çok sayıda envanter ve eşyayı 360 derece dijital deneyimleme fırsatı sunması planlanıyor.
Kaynak: Web Özel