Yaban hayat uyarıyor: Benimle uğraşmak yeni salgınlara davetiye çıkarır!
Salgın döneminde azalan yaban hayvan avcılığı tüm hızı ile devam ediyor. Nesli tükenmeye yüz tutan türler yaklaşık bir sene boyunca rahat üreteme imkanı bulsa da işler yine eskiye döndü. Bilinçsiz avlanma yeni salgın hastalıklara da davetiye çıkarıyor.
Pandemiyle birlikte insanların doğaya olan etkisinin azalması, yaban hayatına kısa süreli de olsa olumlu etkileri oldu. Ancak normalleşmeyle birlikte insanların doğaya ve yaban hayatına verdiği zararlar zoonoz (hayvandan insana geçen) hastalıklara davetiye çıkarıyor.
Türkiye'de son yıllarda popülasyonu en çok azalan hayvan grubu arasında tatlı su balıkları, suya bağımlı yaşayan çift yaşamlılar, semenderler, su kaplumbağaları gibi canlılar yer alıyor.
Haberglobal.com.tr'ye konuşan Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF) Türkiye Yaban Hayatı Danışmanı Ahmet Emre Kütükçü, "Salgından ders alıp, önümüzdeki dönemlerde çıkabilecek salgınların önünü alabiliriz diye düşünürken tam tersi oldu. Yaban hayatına zarar veriyor olmamız yeni salgınlara davetiye çıkarıyor" dedi.
Salgının ilk zamanları insanların evlerinden çok çıkmamasını ve belli fabrikaların bir süre çevreyi kirletmemesinin doğaya kısa sürelide olsa olumlu bir etkisi olduğunu söyleyen Kütükçü, Türkiye'de ne vatandaşların ne de hükümetin yaban hayatına ve doğaya olan olumsuz etkilerin azaltılması konusunda tutumunu değiştirmediğini söylüyor.
Ahmet Emre Kütükçü
"İNSANLARIN OLUMSUZ ETKİSİ"
Covid-19'un da Çin'de bir yaban hayvan pazarından yayıldığını anımsatan Kütükçü, "Kökeninde de avcılık, yaban hayvanlarının ticareti var. O yüzden hastalığın çıkış noktası insanların yaban hayatına olan olumsuz müdahalesi" diyor.
Yırtıcıları, böcekcilçileri, yılanları bunların hepsinin korunması gerektiğine dikkat çeken Kütükçü, "Normalde tüketeceğimiz et veteriner hekim tarafından birçok kontrolden geçiyor. Yaban hayvanında böyle bir kontrol yok. Avcı hayvan hasta olup olmadığına bakmadan öldürüyor. Sonra onun kanıyla, salyasıyla, sıvısıyla temas ediyor. Eğer onda hastalık varsa bulaşıyor onu da alıp topluma getiriyor" şeklinde konuştu.
Üveyik
"AV YASAĞI GETİRİLMELİ"
Nesli tükenmekte olan hayvanların da avlanmasına izin verildiğini söyleyen Kütükçü, "Merkez Av Komisyonu'ndan çıkan kararlara baktığımız zaman av günü sayısında hiçbir değişiklik olmadı. Şu şartlarda en azından salgın tamamen ortadan kalkana kadar av yasağı olmalıydı" dedi.
Kütükçü nesli tükenmekte olan üveyik ve elma baş (patka) kuş türlerinin avlanmasına hala izin verildiğini söylüyor.
Elma Baş
"HASTALIKLARIN KONTROLÜDE ROL OYNUYORLAR"
Hayvanlardan insanlara geçen hastalıkların çoğunlukla sivri sinek ve kenelerden ulaştırıldığını aktaran Kütükçü yaban hayvanların bu böceklerle beselenerek çoğu hastalığın insanlara ulaşmasını engellediğini aktarıyor.
"NE BİR TİLKİ NE BİR ÇAKAL..."
Kütükçü, "10 yıl öncesine kadar çıktığınız bir yaban hayatı alanına şimdi çıkıldığında ne kuş sesi duyarsınız, ne önünüzden bir tavşan geçer, ne tilki, ne çakal görürsünüz ne de sesini duyarsınız. Artık ülkenin yaban hayatı git gide can çekişiyor" diyor.
Doğada hayvanların popülasyonunun oldukça düşmüş durumda olduğunu dile getiren Kütükçü, sadece nesli tehlike altında olanların değil tehlike altında olmayan hayvalarda da ciddi azalma olduğunu söylüyor.
Yaşam alanlarının parçalandığına dikkat çeken Kütükçü, ormanlara madencilik izni verilmesine de tepki göstererek, "Salgın hastalıkların bizim ülkemizde çıkmayacağı anlamına gelmiyor. Karadeniz Bölgesi'nde kırım kongo kanamalı hastalığıyla uğraşıyor insanlar. Onun bir tedavisi yok. Aşısı da yok. Bunun da çıkış nedeni oradaki doğal denge üzerine yaptığımız yanlışlar" ifadesini kullandı.
"OLUMLU KATKISI OLDU"
Pandemi sürecinde doğayı biraz olsun rahat ettirdiğinin söyleyen Doğa Fotoğrafçısı Alper Tüydeş, pandemi sürecinde gözle görülür bir şekilde hayvanlar kullanılmayan parklara inmeye başladığını belirtiyor.
Hafta sonu yasakları nedeniyle avcılığın biraz olsun azaldığını dile getiren Tüydeş, bunun doğaya olumlu katkısıduğunu belirterek şunları söyledi: "Karacabey Atatürk Kültür Parkı'na pelikan sürüsü indi. Akdeniz'de insanlar denize az girdiği için foklar gelmeye başladı. İstanbul'da kıyılarda yunus balıkları görülmeye başladı."
Kaynak: Web Özel