Takıntılı gibi bir konuyu düşünmekten nasıl kurtuluruz?

Web Özel
Takıntılı gibi bir konuyu düşünmekten nasıl kurtuluruz?
Başınıza gelen bir olayı tekrar tekrar düşünmek ruh sağlığınızda başka bir soruna işaret ediyor olabilir. Kolaj: Haberglobal.com.tr

Bazen kafamıza taktığımız bir konuyu tekrar tekrar düşünürüz. Uzmanlara göre insanoğlu yüksek konsantrasyona sahip doğmadı, bu özelliği sonradan edindi. Ama yüksek konsantrasyon bazen bize zarar verebiliyor.

Takıntılı biri misiniz? Bir olayı kafanızda tekrar tekrar kurar, yaşananları sürekli zihninizden geçirir misiniz? Öyle ise yalnız değilsiniz, yaşadığınız durumu pek çok insan deneyimliyor. Peki bunu değiştirmek için ne yapabiliriz? Psikologlar ve nörologlar ruminasyona (tekrar tekrar aynı şeyi derin düşünme) yıllardır çözüm arıyor. Öncelikle beynimizin basit bir durumu nasıl kendi kendine karmaşık hale getirdiğini anlamamız gerekiyor.

Viyana’daki Mental Başarı Merkezi’nin direktörü nörobiyolog Marcus Tauber’e göre; derin düşünmek evrimsel gelişimin bir parçası. Tauber, “Yüksek konsantrasyona sahip olmak insan doğasında yoktu. Biz tehlikeye refleks göstermek üzerine doğduk, böylece yırtıcılara karşı kendimizi savunabilecektik” diyor.

Tauber’e göre düşünme biçimimiz tehditlere karşı hep ayık olmayı gerektiriyor, böylece insanoğlu yıllarca hayatta kalabildi. İnsan beyni hiçbir şey yapmazken bile beynin bazı noktaları aktif olarak çalışmaya devam ediyor. Deneyimlerimizi düşünüyor, bildiklerimiz ile bunları bağlıyor ve yeni fikirler buluyoruz. Sir Isaac Newton derin derin düşüncelere daldığı bir sırada değil, bir elma ağacının altında otururken yer çekimini bulmuştu.

'BEYNİN GÜÇLÜ EGOSU VARDIR'

Tauber’e göre uzun süre düşünmemek de psikolojik olarak insanı mutsuz eder. Nörobiyolog, “Beynimizin güçlü bir egosu vardır. Pek çok olayı kendimiz ile bağlarız ve yetersiz hissederiz” demekte. Eğer kendimiz ile baş başa kaldığımızda kendimize karşı yargılayıcı da olursak, negatif bir düşünce döngüsü içine giriyoruz: İş arkadaşım bana neden selam vermedi? Neden her şey yanlış gidiyor?

Psikolog Tobias Teismann’a göre kadınlar erkeklerden daha çok derin düşüncelere dalmaya meyilli. Almanya Bochum’daki Psikoterapi Merkezi’nde bilişsel terapi alanında öğrenci yetiştiren Teismann, “Sosyalleşme süreçlerinde kız çocukları daha içlerine dönüktürler ve duygularına daha fazla dikkat ederken. Bu sebepten kadınlar aynı şeyleri derin derin düşünmeye daha yatkın olurlar” ifadelerini kullandı.

'DÜŞÜNCELERİ TARAFINDAN KAÇIRILMIŞ'

Teismann’a göre; bazı insanlar aynı şeyleri tekrar tekrar düşünmekten ‘düşünceleri tarafından kaçırılmış’ durumdalar. Bu insanlar sorunlara çözüm odaklı yaklaşmakta da problem yaşıyorlar.

Bir insanın takıntılı şekilde bir konuyu düşünmemesi için önce sorunun farkında olması gerekiyor. Teismann, “Bir şeyi çok düşündüğünüzü anladığınız anda kendinizi dürtmelisiniz” diyor. Psikoterapist, “Böylece daha aktif biri olacaksınız, dikkatinizi dağıtmak için bir şey yapacaksınız, sorunlarınızdan ve kendinizden uzaklaşacaksınız” ifadelerini kullandı.

Örneğin camın önündeki ağaca uzun uzun bakmak fark etmediğiniz bir detayı görmenize, aynı zamanda da kötü düşünce döngüsünden sıyrılmanıza yardımcı olabilir. Bazı uzmanlara göre etrafınızda o an duyduğunuz beş farklı nesnenin ismini tekrar etmek sizi düşünce döngüsünden kurtarabilir.

'BAZEN DERİN DÜŞÜNÜN'

Teismann’a danışan insanlara, bilim insanı özellikle yatak odasında derin düşüncelere dalmamaları tavsiyesinde bulunuyor. Bu durum uykuları kaçırabilir ve düzenli olarak kötü uyku alışkanlığı yaratabilir. Derin düşüncelere dalmak için belirli bir saat de belirlenebilir. Teismann, “Böylece hiçbir duyguyu da bastırmamış olursunuz ve sorunlarınızı çözmek için belirli bir an yaratırsınız” demekte.

Nörolog Tauber odaklanmanın ilaç olduğunu söylüyor. Bilim insanı, araştırmalara göre; sekiz hafta üst üste, günde yarım saat meditasyonun sinirlere çok iyi geldiğini anlatıyor.

Takıntılı şekilde bir olayı düşünmek bağımlılık da yapabilir. Sık sık derin düşüncelere dalan insanlar depresyona daha yatkın gözükür. Bu insanlarda yeme bozuklukları da görülebilir. Ruminasyon semptomları olan insanların gün içerisinde kendilerini oyalamak için küçük molalara ihtiyacı olduğuna kesin gözle bakılıyor. Bu küçük molalar, kahve içme arası, veya e-ticaret sitesinde bir gömlek bakmak, düşünce döngüsünü durdurabilir.

Kaynaklar: Die Welt, Psychology Today

Kaynak: Web Özel