Şöhreti yönetmek: Bağımlılık, tükenmişlik ve duygusal açlık...
Bir zamanlar arkalarında medya ordusu ile dolaşan ve attıkları her adım gündem olan ünlülerin bir kısmını artık sadece "Son hali şoke etti" haberleriyle görüyoruz. Bir de ara ara sosyal medyada skandallar ile anılan "eski ünlüler" var. Peki bu büyük isimlere ne oldu, şöhretlerini yönetemediler mi?
Gündemde kalmak şöhreti sürdürebilmenin temel anahtarlarından biri ancak ünlüler bazen gündemde kalabilmek uğruna yanlış adımlar atıp, gözden düşebiliyor. Ya da dönem değişiyor ve bir zamanlar fırtınalar estiren isimler o dönemi yakalayamıyor.
Şöhretin iki ucu keskin bir bıçak olduğu malum. Bunu bir dönemin en ünlü isimlerinin şöhretlerinin altın çağlarında neler yaşadıklarına dair röportajlarından da öğreniyoruz.
Bazı isimler şöhretin kendilerine uygun olmadığına karar verip, farklı kariyerlere yöneldiler. Bazılarının ise parlak kariyerlerinden sadece skandallarla dolu anılar kaldı. Kimi çocukken çok ünlüydü, kimi bir anda parladı ve söndü. Peki, şöhreti yönetebilmek neden bu kadar zor?
Yaşam Koçu Özlem Maden, 'kariyerlerini baltalayan ünlülerin' çocukluklarından gelen bir duygusal açlık yaşıyor olma ihtimaline dikkat çekiyor. Kişi doyuma ulaşamadığı için sonradan gelen beğenilmenin de ihtiyaçlarını karşılayamadığını belirten Maden, “Bence en önemlisi, kazandığını kaybetme korkusu ve bu da bilinçsiz hareket etmeye sebep olabiliyor” diyor.
'KİŞİ ASLA TATMİN OLAMIYOR'
Klinik Psikolog Yeşim Akıncı ise, insanların şöhretinin bir gecede sönebileceğine ya da parlayabileceğine işaret ediyor. Akıncı, "Bazı ünlüler reklamın iyisi kötüsü olmaz anlayışındalar. Kimi takipçi satın alarak bunu yapıyor, kimi de yerli yersiz açıklamalarıyla. Bunların gerçek olmadığının onlar da farkında ancak şöhret bağımlılığı kendini umutsuzca bu noktada ortaya çıkartıyor; kişi asla tatmin olamıyor" diyor ve ekliyor:
"Herkes şöhreti yönetemiyor. Sürekli güzel/yakışıklı olma veya gündemde yer alma çabası, hep iyi ve doğru olanı yapmak zorunda olmak bir insan için çok ciddi bir baskı.”
'TÜKENMİŞLİK SENDROMU YAŞAYABİLİRLER'
Tükenmişlik sendromuna düşen ünlülerin sayısının da hiç az olmadığını vurgulayan Akıncı, "Bu sendrom, depresyona benzer şekilde ortaya çıkıyor. İsteksizlikle başlıyor, uykusuzluk, çok uyuma, iştahsızlık ya da çok yeme onu takip ediyor. Son noktada kişi, asla çalışmak istemiyor ve üretkenlikten vazgeçiyor” ifadelerine yer veriyor.
Ünlü isimlerin gündemde kalabilmek için sürekli malzeme üretmek zorunda kaldığını dile getiren Akıncı, "Şöhret için negatif duygular daha çok akılda kalır. Bazıları da gündem yaratabilmek için akıllarına gelen her şeyi söyleyebiliyor. Bunun ardında ise unutulmama isteği yatıyor olabilir" diyor.
Akıncı, çocukken ünlü olup şimdilerde unuttuğumuz isimlerin psikolojisini de şu sözlerle izah ediyor:
"Çocukken ünlü olmak onların tercihi değildi. Ebeveynleri tarafından kullanıldıklarını düşünüyorlarsa ileride 'neden çocukluğumu yaşayamadım' diyerek dava bile açabilirler."
'ARTIK HERKES ÜNLÜ AMA ŞÖHRETLERİ KISA SÜRÜYOR'
25 senedir spiker ve oyuncu yetiştiren Medya Koçu Hakan Öztürk ise, bu şöhret kayıplarını sosyal medyanın gelişimiyle insanların odaklarının değişmiş olmasına bağlıyor. Pandemi etkisini de hatırlatan Öztürk, “Pandemi sırasında ünlülerin gittiği pek çok mekan kapanınca magazin gazetecileri de istedikleri içeriklere ulaşamadılar. Pek çok ses ve film sanatçısı veya ekran yüzü bu süreçten psikolojik olarak da etkilendi. Çoğu da bir daha ekranlarda kendini gösteremedi” diyor.
'KİMSE ONLARI HAFIZASINDA TUTAMIYOR...'
Öztürk, “Bu durum, klasik magazin programlarının içeriğini ve seyredildiği platformların şeklini değiştirdi. Eskiden ünlü sayısı daha azdı. Ancak, son birkaç senedir her ay yeni oyuncular, ses sanatçıları ve ekran yüzleri piyasaya çıkıyor diyerek, sözlerine devam ediyor:
“O kadar fazlalar ki dizi bittikten sonra oyuncuların büyük çoğunluğu unutuluyor. Artık herkes ünlü ama şöhretleri çok kısa sürüyor. O kadar çoklar ki kimse hafızasında tutamıyor onları...”
Kaynak: Web Özel