İstilacı türler neden bir türlü bitmiyor? 'Ekolojik bir felakete yol açıyorlar'

Akdeniz Web Özel
İstilacı türler neden bir türlü bitmiyor? 'Ekolojik bir felakete yol açıyorlar'
Uzmanlar, denizlerimizdeki doğal türleri ve ekolojik sistemi yok eden istilacı türlere dikkat çekiyor. Fotoğraf: Shutterstock

Kıyılarımızda bulunan doğal türleri ve denizlerimizin ekolojik sistemini yok eden istilacı türler, hızla çoğalmaya devam ediyor. Bu türlerin bazıları taşıdıkları zehir nedeniyle insan sağlığına da zararlı. Peki nasıl çoğalıyorlar? Neden yok olmuyorlar?

Rapana, balon balığı, aslan balığı, su sümbülü... Son yıllarda çok duyduğumuz bu türler aslında denizlerimize yabancı. Kıyılarımızı istila eden bu türler denizlerimizde yaşayan doğal türleri yok ediyorlar ya da onları başka bölgelere göç etmeye zorluyorlar. Ekolojik bir felakete yol açan bu türler kıyılarımıza gelmeye devam ediyor. Peki nereden ve nasıl geliyorlar? Kaç istilacı tür var? En tehlikelileri hangileri?

Marmara Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü'nden Prof. Dr. Figen Esin Kayhan, Akdeniz'de bu türlerin uzun süredir var olduğunu ama Türkiye kıyılarında 15 yıldır görülmeye başlandığını söylüyor. 

Kayhan, "Küresel iklim değişikliği ile birlikte kıyılarımızda da görülmeye başladılar. Bunlar doğudan gelip batıya göç etme eğilimindeler. Yavaş yavaş Ege'ye, Marmara'ya ve Karadeniz'e kadar çıktılar. Balıklardan önce çeşitli midye ve deniz anası türleri gibi omurgasız canlıları fark etmeye başladık" diyor. Bilim insanı, bu istilacı türleri avlayacak bir üst avcı grup bulunmadığı için rahatlıkla çoğalabildiklerini ve ekolojik bir felakete yol açtıklarını da belirtiyor.

İstilacı türler neden bir türlü bitmiyor? 'Ekolojik bir felakete yol açıyorlar' - Resim : 1
Zehirli aslan balığı, kıyılarımızda görülen istilacı türlerden biri. Fotoğraf: Shutterstock

Süleyman Demirel Üniversitesi, Eğirdir Su Ürünleri Fakültesi emekli öğretim üyesi ve Su Enstitüsü kurucusu hidrobiyolog ve limnolog Dr. Erol Kesici ise, Türkiye denizlerinde 540 adet yabancı tür olduğunu dile getiriyor. Kesici "Bunların 110 tanesi ise istilacı türler" diye belirtiyor. Kesici sözlerine şöyle devam ediyor:

"Akdeniz, Süveyş Kanalı'nın açılmasından beri istilacı türlerin tehdidi altında. Ancak bu türler daha önce sıcaklık ve iklim farkından dolayı bizim kıyılarımıza kolay kolay gelemiyorlardı. Bir de kendi doğal türlerimiz fazlaydı onlarla mücadele edebiliyorlardı. Ancak denizlerimizde doğal bulunan türler azaldı, gelen istilacı türler ise doğal türleri kovmaya başladılar. Bizim türler de Batı Akdeniz gibi yerlere göç etmeye başladılar"

HANGİ TÜRLER TEHLİKELİ?

Dr. Erol kesici Rapana ismindeki deniz salyangozunun çok tehlikeli olduğunu ve kıyılarımızda bulunan türlerin besin zincirindeki midyeleri yok ettiğini ifade ediyor. Kesici, midyeler yok olunca midyelerden beslenen diğer türlerin de yok olduğunun altını çiziyor ve "Aslında ekonomik bir tür ve Karadeniz'de iyi bir gelir sağlıyor ama bizim ekosistemimizi çürütüyor" diyor.

İstilacı türler neden bir türlü bitmiyor? 'Ekolojik bir felakete yol açıyorlar' - Resim : 2
Rapana olarak bilinen deniz salyangozu. Fotoğraf: Shutterstock

Bilim insanı, katil su yosunları (Caulerpa Taxifolia) olarak nitelenen Akdeniz'deki su yosunlarının, kıyılarımıza özgü posidonia denen deniz çayırlarını yok ettiğini söylüyor. Kesici "Bu posidonialar denizlerimizin bir nevi ormanları. Birçok organizmaya yuva olurken oksijen üretiyorlar. Katil su yosunlarının 20-30 senedir bizim sularımızda olduğu tahmin ediliyor" diyor. Katil su yosunlarının aynı Covid-19 virüsü gibi yayıldığını da dile getiren Kesici, kıyılarımızda görülen istilacı türlerden bazılarını saymaya şöyle devam ediyor:

İstilacı türler neden bir türlü bitmiyor? 'Ekolojik bir felakete yol açıyorlar' - Resim : 3
Katil su yosunu olarak bilinen tür, doğal deniz çayırlarını yok ediyor. Fotoğraf: Shutterstock

"Karadeniz'de bulunan taraklı deniz anası çok tehlikeli türlerden bir tanesi. Su sümbülü türü var o da çok tehlikeli. Sokar balık dediğimiz, tehlikeli balıklardan bir tanesi. Yararlı bitkileri yok ediyor. Balon balığı, aslan balığı suların ısınmasıyla sayıları hızla artan tehlikeli balıklardan. Gemilerin balast suları ile gelen çeşitli mikro organizmalar da istilacı türler arasında."

Prof. Dr. Figen Esin Kayhan önlem olarak, "Halihazırda balıkçılara yakaladıkları istilacı balık başına para veriliyor. Balıkçılardan yakaladıklarında denize geri atmamaları isteniyor. Halk bu türleri yememeleri konusunda uyarılıyor" şeklinde uygulamaların yapıldığını belirtiyor. Ancak bu balıkların sürüler halinde dolaşmadığından yakalanmasının da zor olduğunu belirtiyor.

İstilacı türler neden bir türlü bitmiyor? 'Ekolojik bir felakete yol açıyorlar' - Resim : 4
Zehirli istilacı türlerden biri de sokar balık. Fotoğraf: Shutterstock

Kayhan bu balıkların insan sağlığına da zararlı olduğunu söyleyerek "Balon ve aslan balıkları zehirli ve bunların zehir keseleri patladığında pişirilme ile de kaybolmuyor. Yiyen insanları öldürebiliyor" diye ifade ediyor.

Prof. Dr. Kayhan "Kıyıda yaşayan halkın ve amatör balıkçıların bu türlere karşı daha çok bilgilendirilmesi gerekiyor" diyor.

Gemilerin balast sularının (denge tanklarını dolduran sular) özel havuzlara bırakılması gerektiğini ve bunların denizlerimize boşaltılmaması gerektiğini vurgulayan Kayhan, bazı türlerin, yumurtaların ya da mikroorganizmaların gemilerin balast suları ile geldiğini söylüyor.

Kaynak: Web Özel

akdeniz Web Özel