İstanbul'un sessiz kulübeleri... 'Eskiden kuyruk olurdu, şimdi dönüp bakan yok'
Bir dönem önünde uzun kuyruklar oluşan ve sıra beklenen ankesörlü telefonlar zamana yenik düştü. Her yıl ankesörlü telefon sayısında azalma gözlenirken, var olanları da tek tük insan kullanıyor.
Türkiye, ankesörlü telefonlarla 1982 yılında tanıştı. Ankesörlü telefonlar kurulduğu ilk günlerde büyük, orta ve küçük tip jetonlarla kullanıldı, daha sonra kartlı sisteme geçildi.
Çoğu şehirde işlek caddelere ve hatta köylere kadar kurulan ankesörlü telefonların önünde uzun kuyruklar oluşurdu. Bir dönem gelişmişliğin sembolü olarak görülen ankesörlü telefonlar, 1994 yılında ülkemizin GSM teknolojisiyle tanışmasıyla pek de tercih edilmemeye başlandı.
Acil durumlar için herkesin cebinde bulunan jeton ve telefon kartlarının yerini gelişen teknolojiyle artık cep telefonları aldı. Pek çok şehirde hala meydanlarda bulunan ankesörlü telefonlar, şimdi sadece bulunduğu yerlerde nostaljik bir figüre dönüştü. Ankesörlü telefon sayısındaki düşüş de bunun göstergesi.
Türkiye genelinde 2016 yılında ankesörlü telefon sayısı 75 bin 714 iken, bu sayı 2017'de 66 bin 894'e, 2018'de 63 bin 693'e, 2019'da 55 bin 56'ya, 2020'de 49 bin 861'e ve 2021 yılında da 45 bine kadar düştü.
Peki İstanbul'daki ankesörlü telefonların durumu ne, kullanan oluyor mu? Ankesörlü telefon kullanımı için kart satan işletmeler ne diyor?
"ESKİ KUYRUKLAR ÇÖPLÜĞE DÖNDÜ"
Taksim'de Galatasaray Lisesi'nin hemen yanında 5 tane ankesörlü telefon bulunuyor. Yanından gelip geçenlerin bakmadığı ankesörlü telefon kabinlerinin üzerine boyalı kalemlerle çeşitli yazılar yazılmış. 1 saat boyunca beklememize rağmen kimsenin kullanmadığı ankesörlü telefonlar hala aktif olarak çalışıyor.
Ankesörlü telefonların kontör kartları 10 TL. İçinde 100 kontör bulunan kartlar, telefon kulübelerinin hemen yanındaki büfeden satılıyor. Büfe işletmecisi Emre Öztürk, "100 kontörle 10-15 dakika anca konuşabiliyorsunuz. Eskiden günde 50 kart satarken, şimdi ayda 50 kart anca satabiliyoruz. Elimde kaç ay önce aldığım kartlar vardı, bitti; soran da yok zaten. Ankesörlü telefon kullanımına ihtiyaç kalmadı. 2000'li yılların başında bu ankesörlerin önünde kuyruk olurdu. Şimdi önleri çöp, motorların park alanı" diyor.
Galatasaray Meydanı'nda bir kafede oturan Emel T. (63) ankesörlü telefonların mazide kaldığını belirterek, "Jetonlu dönemde az kullanmıyorduk. Önünde sıra beklerdik, aradığımız telefon düşmezdi, arkadakilerden müsaade isterdik. Şimdi zaten herkesin cebinde bir ankesör var" dedi.
"BUNLAR DAHA MANTIKLI, İZİ SÜRÜLEMİYOR"
Bir sonraki durağımız Fatih'te Fındıkzade Tramvay Durağı'nın hemen karşısında bulunan 4 ankesörlü telefon kulübesi. Fındıkzade'deki telefon kulübeleri neredeyse parçalanmış durumda. Ahizeleri kırık olan ankesörlü telefonların kullanıcıları ise hala mevcut.
Telefon kulübelerinin hemen yanındaki büfenin sahibi, "Bazen gün içinde 4-5 kişi kart alıyor, bazı günler kartları soran bile yok. 'Bir su, bir kart' cümlesini eskiden çok duyardım. Ama o günler geride kaldı. Tek tük kulübeleri kullanan var. Zaten kulübelerin hali de ortada. Ahizeleri kırıyorlar, çalıyorlar. Sadece nostaljik amaçlı duruyor" ifadelerini kullandı.
Haber için orada bulunduğumuz sırada ankesörlü telefonla 2-3 kişi görüşme gerçekleştirdi. Telefonda arkadaşıyla konuşan vatandaşa 'Cep telefonunuz yok mu? Neden ankesörlü telefon kullanıyorsunuz?' sorusunu yönelttiğimizde, "Bunlar daha mantıklı. İzi sürülemiyor. Sonuçta cep telefonlarıyla her şeyimiz kayıt altına alınıyor" yanıtını aldık.
Çapa Tıp Fakültesi içerisinde bulunan telefon kulübesinin de durumu diğerleri ile aynı. Hastanede bekleyen Mehmet Doğancı, "3 gündür kulübeyi kullanan kimseyi görmedim. Artık cep telefonları, ev telefonları var, dönemleri geçti" dedi. Levent'te iki ankesörlü telefonun bulunduğu kulübenin üzerinde de her türlü ilan var. Kulübelerin üzerine çeşitli sloganlar da yazılmış.
Ankesörlü telefonların dışında bir de göçmenlerin yurt dışındaki aileleri ile konuşabilmek için kullandıkları 'Call-shop'lar (içerideki telefonun kullanıldığı dakika başına ödeme alan dükkanlar) var. Aksaray-Laleli gibi göçmenlerin yoğun yaşadığı bölgelerdeki çoğu internet kafede bu 'Call shop'lar mevcut. Dakika başı ücret alınan 'Call shop'lar da teknolojiye yenik düşmüş.
Aksaray'da telefon dükkanında 'Call shop' olmasına rağmen bu hizmeti vermediğini öne süren bir işletme sahibi, "Eskiden göçmenler aileleri ile buradan konuşurdu. Ama teknoloji ilerledi, sosyal medya araçları bunun yerini aldı. Artık Whatsapp üzerinden konuşuyorlar" ifadelerini kullandı.
Kaynak: Web Özel