Esra Ezmeci: Bana Haydar Dümen misin dersen bu benim için bir onurdur

Esra Ezmeci Yaşam Haberleri Gündem haberleri Buket Aydın Müge Anlı
Esra Ezmeci: Bana Haydar Dümen misin dersen bu benim için bir onurdur

Haber Global ekranlarında yayınlanan Buket Aydın ile Yüz Yüze'nin konuğu, Uzman Klinik Psikolog Esra Ezmeci oldu. Çapalama tekniğinden, tuzlu su yöntemine, Haydar Dümen'den Müge Anlı'ya pek çok konuda açıklamalarda bulunan Ezmeci, geceye damgasını vurdu.

Buket Aydın ile Yüz Yüze'nin bu haftaki konuğu, Uzman Klinik Psikolog Esra Ezmeci oldu. Ezmeci, birbirinden çarpıcı açıklamalarıyla geceye damgasını vurdu. 

"KAPI GİBİ DİPLOMAM VAR"

2011 yılında klinik psikolog oldum. Uyuşturucu ve madde bağımlılığı üzerine çalıştım. Aslında üniversiteyi bitirmiştim ama psikolojiye ilgim vardı. Evlendikten sonra, oğlum olduğu sene sınava yeniden hazırlandım ve psikoloji bölümünü kazandım. 3 sene okudum, 1 sene dersimi saydılar. Birincilikle de mezun oldum. Çok fazla uğraşan var benimle ve çoğu da meslektaşım. Şikayet etmeye çalışıyorlar, psikolog değil diyorlar. Ben mesela sosyal medyamda kendi inandığım enerjisel şeyler de söylüyorum tuzlu su gibi. "Psikolog bunu yapmaz, şunu yapmaz" diye eleştiri yapıyorlar. Sosyal medyada da mı psikolog olayım? Etik ilkeler terapi odasındadır. Görsel olarak da hoş ve bakımlı bir kadın olunca "kesin bu psikolog değil" diyorlar. Kaç defa şikayet ettiler beni, kaç kere incelendi. Kapı gibi diplomam var, üstelik okul birincisiyim. Bu şikayet edenlerin biri gidip hastanede uyuşturucu bölümünde çalışmış mıdır bakalım? 

YENİ "HAYDAR DÜMEN" Mİ?

Ben Haydar Dümen'i çok seviyorum. Ben cinsellikle ilgili sorulara açıklıkla cevap veriyorum. Ben aslında cinsel terapi yapmıyorum, bizim en temel farkımız bu. O psikiyatrist, ben psikoloğum. Ama bana Haydar Dümen misin dersen bu benim için bir onurdur. Öyle sorular var ki sansürlüyorum. Öyle sapkınlıklar var ki tabii ki onları yayınlayamam. İnsanlar neden yalan diyor o sorulara? Farkındalığı ve belli bir eğitim seviyesi olan kişiler yalan diyor ama cinselliği hiç keşfedememiş çok fazla insan var, insanlar o kitleyi yok sayıyor ya da "nasıl böyle absürt bir fantezisi var" diyorlar. Sizin sapkınlık olarak gördüğünüz şey bazı insanların normal hayatı. Öpüştüğü için hamile kalacağını sanan ve düşürmeye çalışan insanlar var. Birçok insan cinselliği bırakın sormayı, araştırdığı için bile yargılanıyor. Bana ne soru gelirse gelsin tek bir şeye objektif bakamayacağımı söyleyebilirim, o da çocuk istismarı. Ben buna hastalık olarak bakmam, çok kötü tepki gösteririm, şikayetçi de olurum. Çocukla ilgili durumlarda ihbar ettiğim kişiler oldu. 

HİÇ BİRİNİ ÇAPALADI MI?

Bir kere yaptığım açıklamalarla feminist görünüyorum. Kadının daha çok değer kazanması yönünde bilgiler verdiğim doğru bu yüzden bu bir erkeği uzaklaştırabilir. Benim bir erkeğe güvenmem çok zor bu da çok fazla şey duymamdan ötürü bence. Henüz birini çapalamadım, çapalamayı düşündüğüm birileri olabilir. 

RENKLERİN ETKİSİ

Birçok ünlü markanın logosu turuncudur. Turuncu rengi gördüğümüz anda ya çok alışveriş yapma isteği uyanıyor ya da tekrar o siteye girme isteği uyanıyor ve iştah açıyor. Turuncu rengi bir kadında gördüğümüzde şunu hissettiriyor " ben bu kadını bir daha görmeliyim..." O rengi senin üzerinde gördüğünde yaşam enerjisi artmaya başlıyor. Eğer çocuğunuz çok hiperaktifse kırmızı değil mavi tonlar kullanmak lazım. Parayı çekecek renk eflatun ve mordur. Yatak odalarında cinsellik için kırmızı ve siyah kullanabilirsin. Kırmızıyı siyahla kullanmak hem asalet hem tutkuyu yaratır. 

TUZLU SUYUN DİŞİL ENERJİYE ETKİSİ

Ben enerjiyi çocukluktan beri araştıran biriyim ve tüm dünyayı yönettiğini düşünüyorum. Bizim beynimiz tamamen elektrikle çalışıyor. Tuzlu su aynı toprağa basmak gibi enerjimizi dengeleyen bir şey. Tuzlu su vücudun enerjisini normale döndürür, sağdan sola döktüğümüzde dişil enerjinin akış yönüdür. Haftada 1-2 defa banyoda bunu yapan kişilerin enerjilerinin dengelendiğini görüyoruz. Ben kendim de hep yapıyorum.

"GÜÇLÜ KADIN OLUN AMA ERKEK KADIN OLMAYIN"

Erkeklerin bir sevgi gösterme biçimi var, bizim toplumda bu altın almak. Altın bir kadına değer verdiğini gösterir. Kitabımdaki maddeleri yapanlarda bir şekilde erkek kadını daha değerli görmeye başlıyor. Kendi değerini fark eden kadına erkek de daha çok değer veriyor. Bazen fıstık alan da oluyor, herkes bütçesine göre. Ağırlıklı olarak altın görmemiz kültürümüzle alakalı. Kadın sever küpe de, yüzük de, altın da. Erkek yatırım yaptığı kadını sever. Sadece maddi değil, manevi yatırım aynı zamanda. Sana bir şeyler yaparsa seni unutamaz. Genelde erkeklerin unutamadığı kişiler, maddi ve manevi yatırım yaptığı kişiler. İsteyin erkeklerden, daha kıymetli oluyorsunuz, yapsın. Güçlü kadın olun ama erkek kadın olmayın. Erkeklerle eşitiz ama farklıyız. Haklarımız eşit olmalı ama farklarımız olduğunu kabul ederek davranmalıyız. Erkekler bir şey yapamadığı kadını sevmiyor. Sırf takdir edilmediği için takdir edildiği kadının yanına giden erkekler var. Numaradan bir şeyi yapamayın, mesela sensiz uyuyamıyorum deyin, kavanozu açamayın. 

AİLE DİZİMİ

Bilimsel olarak şunun imkanı yok, hafıza kodlanmıyor, genetik olarak aktarılmıyor. Örneğin deden savaşta öldü ama sen bunu hiç duymadın, bunu hatırlaman imkansız. Önceki nesillerde bilinç kodlanması diye bir şey yoktur. Çocuklukla çalışıyorsa aile dizimi bu çok mantıklı, ama dedenin dedesi vs... Bu mümkün değil, bilimsel olarak hafıza kodlanmıyor. Aile dizimi yapan çoğu kişi maalesef psikoloji eğitimi almamış. 5-6 aylık eğitimlerle ve kişisel gelişim gibi şeylerle yapıyorlar. Psikoloji kökeniniz yoksa zarar verirsiniz. 

KİTAPLARI NEDEN BU KADAR SATIYOR?

Ben hep bir iletişim sağladım kendi takipçilerimle. Çok fayda gören ve hemen sonuç alan var. Bir sürü insanın evliliği gerçekten düzeldi. Ben çok halk dilinden anlatıyorum. Bence insanlar benim samimiyetime de inanıyor. Ben hiçbir zaman edebiyatçı olduğumu savunmadım, bu benim mesleğim değil. Ben herkesin anlayacağı şekilde anlatıyorum. Benim idealist olduğum nokta faydalı olmak, ben faydalı olmak için yazıyorum. Ben kendimi biliyorum. Bir edebiyatçı, romancı olamam, imkansız.

GÜLSEREN BUDAYICIOĞLU HAKKINDA NE DÜŞÜNÜYOR?

Aslında mesela derslerde vakaları bize anlatırlar, isim verilmediği sürece vakaların anlatılabileceğini söylerler. Ben kendisini sevdiğim için ya müsaade almıştır ya da kimliklerini iyi gizlemiştir diye düşünüyorum. Kimse özel olarak anlattığı şeylerin hikayeleştirilmesini deşifre olmasını istemez ama iyi gizlendiyse sorun görmüyorum. Çok insancıl biri çünkü kendisi, empati ve sevgi yeteneği yüksek, birini rencide etmekten çekinir. Muhakkak gerekeni yapmıştır diye düşünüyorum. Bizim toplumumuz başarılı insanı çok sevmiyor, haset duygusu bizde çok var, "bende yoksa onda da olmasın" psikolojisi bu. "Ben yapamadım ama o yapabildi..." Kadınlarda bence bu daha çok var. Sosyal medyada kimliklerin gizli olması, kimliksizleşme de kötücül duyguların ortaya çıkmasında bir etken oldu. 

ÇAPALAMAK BÜYÜCÜLÜK MÜ?

İlişkilerdeki çapalamayı ilk anlatan benim Türkiye'de. Bu büyü sayılır mı diyorlar. Hayır aslında psikolojik bir yöntem bu. Ben her zaman bunu kötü şeyler için kullanmayın diyorum. Büyücülük değil bu, psikolojik yöntem. Bazı kelimeler, bazı renkler sihirlidir. Mesela turuncudan bahsettim, o zaman o da büyü? Çapa diye bir şey yıllardır var. Ben zaten var olan yöntemleri kombinliyorum. Yıllarca tüm NLP'ciler çapaları kullandı. 

"MÜGE ANLI İNSANLARI AZARLIYOR AMA BENCE YAPMASI GEREKENİ YAPIYOR"

Ben aslında hata yapmış birini dahi anlamaya çalışırım ama programda bazen bir yanlışı göstermek için bazen sesinizin yükselmesi gerekiyor. Halk da bunu istiyor. İnsanların yanlışını kızarak gösterdiğinizde herkes sizi alkışlıyor. Klinikte asla kimseyi azarlamam. Bir psikoloğun asla yapmaması gereken bir şey zaten. Bence insanlar başkalarını azarlanmasından hoşlanıyor maalesef. Müge Anlı'yı çok akıllı biri olarak görüyorum, o da insanları azarlıyor ama bence yapması gerekeni yapıyor. Onun kızması onun doğasında güzel duruyor. Yargılamak mesela hiç bana göre değil. 

Çok fazla özgür olmak çok iyi bir şey değil, başka insanların haklarını da istismar etmeye başlıyorsunuz. Sokakta gelip söyleyemediğin şeyleri sosyal medyada söylediğinde normalleşmeye başlıyor. Mesela oyunlar var şiddet uyguluyorsun, insanları tarıyorsun, normalleşiyor senin için şiddet uygulamak. Sosyal medya, internet ortamında da normal hayattaki gibi cezalar olmalı.

9 yaşında bile yasaklı madde kullananlar var. Madde şöyle bir şey, bir kere kullandığınızda hayat boyu izi kalıyor. Beynin o hazzı kodluyor. Özellikle gençlere şu uyarıyı yapmak istiyorum, bir kereden bir şey olmaz diye bir şey yok. Uyuşturucu madde çok büyük bir çapadır. Çok küçük yaşlara düştü çünkü çok ucuz ve çok kolay ulaşılabiliyor. 

 

 

Kaynak: Haber Global TV

Esra Ezmeci buket aydın yüz yüze Haber Global buket aydın ile yüz yüze Müge Anlı