Milli triatlet Esra Nur Gökcek'in inanılmaz yükselişi
Milli triatlet Esra Nur Gökcek, sezon başında 350 olan dünya sıralamasını 143'e indirdi. Bu baş döndüren yükselişin arka planında ise oldukça çarpıcı bir taktik var
Milli triatlet Esra Nur Gökcek, son dönemlerde katıldığı uluslararası organizasyonlarda elde ettiği başarı ve madalyalarla dikkati çekiyor.
Milli sporcu son olarak Kivu Gölü Sprint Afrika Kupası'nda elit kadınlar yarışını ilk sırada tamamlayarak altın madalyanın sahibi oldu. Böylece, Esra Nur topladığı 204 puanla dünya sıralamasında 28 basamak çıkarak 143'üncülüğe, Avrupa sıralamasında ise 14 basamak atlayarak 66'ncılığa yükseldi.
Daha önce de Gana'nın başkenti Akra'da düzenlenen Afrika Kupası'nda sprint mesafede birincilik elde eden Esra Nur, Mayıs ayında Kazakistan'da düzenlenen yarışta 5'inci, Fas ile Tunus'taki Afrika Kupası organizasyonlarını da 7'nci sırada tamamlamıştı.
Esra Nur, 2019 yarış sezonunu verimli bir şekilde geçirerek 2020 Tokyo Olimpiyatları'na kota almayı hedeflediğini söyledi.
Olimpiyat kotası alabilmek için uluslararası müsabakalardan puan toplaması gerektiğini aktaran Esra Nur, "2019 yarış sezonu kota alabilmek için çok önemli. Ancak federasyon yönetiminde yaşanan değişiklilerden sonra yurt dışındaki müsabakalara katılabildim. Öncesinde gidemediğim için gereken puanları toplama imkanım olmamıştı." dedi.
Esra Nur, katılmadığı yarışlardan dolayı diğer sporcularla arasında oluşan puan farkını azaltmak için farklı bir yol haritası çizdiklerini dile getirdi.
Milli triatlet, yarış seçimlerinde farklı bir strateji izlediklerini belirterek, "Dünya sıralamasındaki yerimi yükseltmek için olabildiğince yüksek puan alabileceğim müsabakaları seçiyoruz. En son katıldığım ve birincilik elde ettiğim yarışlar da bu strateji içerisindeydi. Bu yarışlardan aldığım puanlarla sezon başında 350 olan sıralamam 143'e düştü." ifadelerini kullandı.
HEDEF İLK 100
Esra Nur, sene sonuna kadar dünyada ilk 100 içerisinde olup bunu gerçekleştiren ilk Türk sporcu olarak hatırlanmak istiyor.
Afrika Kupası elit kadınlar kategorisinde şampiyon olarak dünya sıralamasında ilk 150'nin içinde yer alan Esra Nur, temmuz sonunda Kazan'da düzenlenecek Avrupa Şampiyonası'nda yarışacak.
Esra Nur, 2020 Mayıs ayına kadar katılacağı müsabakalardan en iyi puanları toplamayı hedeflediğini vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Her müsabakanın verdiği puan farklı. Birinci olandan sonuncu olan sporcuya doğru azalacak şekilde puan sistemi var. O yüzden olabildiğince yüksek puan alabileceğim müsabakaları tercih ediyorum. Daha sonra puanlara göre yapılan dünya sıralamasında her ülkenin en iyi 2 sporcusu alınıyor ve diğerleri listeden çıkarılıyor. Örneğin, ilk 50'de 5 tane aynı ülke sporcusu varsa 3'ü çıkmış oluyor ve böylelikle sıralaması daha yukarıda olan sporcuların sıralaması düşüyor ve olimpiyat kotası alma şansı artıyor. Bu sebepten dünya sıralamasında ilk 100'de olmak büyük bir önem taşıyor. Olimpiyat kotası alacak 50 kişi bu şekilde seçiliyor. 5 tane de kıta kotası var. İlk 50 içerisinde olmayan ancak buna çok yakın olan her kıtanın birinci sporcusuna olimpiyat kotası veriliyor. Ayrıca baraja yakın olan 2 sporcu da organizasyon tarafından seçilerek olimpiyatta yarışmaya davet ediliyor."
Uluslararası yarışlara katılamamasının yarış tecrübesi ve puan elde etmesini engellediğine dikkati çeken Esra Nur, bu sebepten dolayı rakiplerinin gerisinde kaldığını kaydetti.
"Her şeye rağmen yeni federasyon başkanımız ve deneyimli ekibiyle bu sene çok yol katettik." diyen milli sporcu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sporun içerisinden gelen bu yoldan geçen bir başkanımız olduğu için ben şu anda doğru yolda ilerlediğimizi görebiliyorum. Stratejimizi oturtabilmek için bir sezon geç kaldık. Bu yüzden biraz geriden geliyorum ancak her şeyin olumlu olacağına inancımız tam. Evet belki bir tık geride kaldım. Ancak biz umudumuzu yitirmiyoruz. İstedikten, inandıktan ve çalışmayı bırakmadıktan sonra her şey olur. Olimpiyat kotasını almak için ne kadar yaklaşırsam 2024 için kota almaya bir o kadar yaklaşırım. Henüz 22 yaşındayım ve triatlon bir dayanıklılık sporu. 2024 Olimpiyatları'na hatta 2028 Olimpiyatları'na dahi katılabilme şansım çok daha fazla. İşin aslında bu spor yıllanmışlık istiyor. Ben bir kaç yılda hem daha dayanıklı hem de daha tecrübeli bir sporcu olacağım. Henüz bebek adımları atıyorum."
Profesyonel bir yüzücüyken triatlona merak saldığına değinen milli sporcu, "Önce yüzmeyi bıraktım. Bir kaç ay sonra koşmaya başladım ve triatlona başlamaya karar verdim. Bu seviyelere geleceğimi ben de bilmiyordum. Sanırım hayatımın en doğru kararını vermişim. Triatlon dünyada çok popüler bir branş. Türkiye de ise gün geçtikçe tanınmaya başlandı. Ulusal müsabakalara katılım her seferinde daha fazla oluyor ve biz şaşkınlıkla izliyoruz. Özelikle altyapıdan gelen sporcu sayısı çok fazla. Bu demek oluyor ki en fazla 5 yıl içerisinde triatlon Türkiye'de de çok popüler bir spor haline gelecek." diyerek sözlerini tamamladı.