Her günü son günü gibi hisseden 4 burç! Duyguların sınırında yaşıyorlar
Astrolojide bazı burçlar vardır ki, hayatı derin bir tutkuyla, sanki her an bitecekmiş gibi yaşar. Onlar için duygular daha yoğun, anlar daha keskindir. Kimi geçmişin yüküyle, kimi geleceğin belirsizliğiyle yaşarken; her günü son günüymüş gibi hissederler. İşte, hayatı duygularıyla yaşayan o 4 burç…
Astroloji, burçların sadece karakteristik yönlerini değil, hayata karşı takındıkları tavırları da gözler önüne serer.
Bazı burçlar vardır ki, hayatı bir film sahnesi gibi yaşarlar; her anı sonmuş gibi hisseder, duygularını dorukta yaşarlar. İşte her günü son günüymüş gibi yaşayan 4 burç...
1- AKREP BURCU
Duyguların derinliği konusunda rakipsizdir. Sevgi, öfke, tutku... Ne hissediyorsa en uçlarda yaşar. "Ya hep ya hiç" der, sanki her an kıyamet kopacakmış gibi bir ruh hali vardır.
Gri alanlara tahammülü yoktur. Seviyorsa sonuna kadar sever, acı çekiyorsa dibine kadar hisseder. Onun için küçük şeyler bile büyür, çünkü her şeyi zihninde derinlemesine analiz eder. Akrep’in dünyasında hiçbir duygu yüzeysel değildir.
Aşkta: Birine bağlandığında adeta ruhunu verir. Kıskançlığı, sahiplenmesi, tutkusu... Hepsi "ya benimsin ya toprağın" kafasından gelir. Sevdiğini kaybetme düşüncesi bile onu tüketebilir.
Kayıpta: Bir veda, bir ayrılık ya da bir hayal kırıklığı... Onu karanlığın dibine çeker. Travmaları yıllarca içinde taşır, kolay kolay unutmaz.
Hayata Bakışı: Sürekli kontrol halindedir çünkü içten içe bir şeylerin ters gitmesinden korkar. Bu yüzden güvenmediği bir dünyada hep bir savunma mekanizması geliştirir. "Ne zaman güzel bir şey olsa hemen bozulur" hissiyle yaşar.
Kendine Dönüklüğü: İçine kapanık zamanlarında kendini sorgular, hayatın anlamını düşünür, hatta zaman zaman "ölüm" kavramını bile fazlaca içselleştirir. Çünkü onun için her şey geçici ve kırılgandır.
2- YENGEÇ BURCU
Sevdiğine fazlasıyla bağlanır, bir kayıp yaşarsa hayatı durur. Kalbiyle hareket eder, duyguları ne söylüyorsa onu yapar. Sevinçleri de hüzünleri de hayatının merkezidir.
Dışarıdan bakıldığında yumuşak, kırılgan, anaç ve sevecen görünse de, iç dünyasında fırtınalar kopar. Onun için hayat bir duygu maratonudur ve bu maratonun içinde her an bir acıya, bir kaygıya, bir özleme saplanabilir.