İsmail Kartal: Sahaya atlayacak kadar cesaretin var, yüzünü neden saklıyorsun?

SERCAN HAMZAOĞLU / HABER GLOBAL
İsmail Kartal Fenerbahçe Sercan Hamzaoğlu Trabzonspor

Fenerbahçe Teknik Direktörü İsmail Kartal, Trabzonspor maçında yaşanan olayları Haber Global Spor Müdürü Sercan Hamzaoğlu'na anlattı.

Haber Global Spor Müdürü Sercan Hamzaoğlu'nun "Trabzon’da yaşanan olayları; Türk futbolunun en önemli isimlerinden biri olarak nasıl yorumlarsınız?" sorusuna Fenerbahçe  Teknik Direktörü İsmail Kartal şu yanıtı verdi: 

"Trabzonspor maçları her zaman gerilimi yüksek geçer. Nerede oynansa bu böyledir. Baskı altında oynanır. Trabzon’a gittiğimiz bizim için sezonun en önemli maçlarından biriydi. Rakibimiz aynı gün maçı kazanıp farklı 5’e çıkarmış bizim de mutlaka kazanmamız gerekiyordu. Rakip takım antrenörü Abdullah Avcı’nın planlarını biliyorduk, o da bizimkini tahmin ediyordu. Satranç savaşı olacaktı. Planı tutan biz olduk. 2-0 öne geçtik. Yaşanan olaylar oldu. Kafama maddeler geldi. Maçın sonuna kadar su şişeleri yedik. Sahanın içine atılan meşaleler, paralar var. Livakovic’in yüzüne para geldi. Hakemlere maçı durdurmalarını ve ertelemelerini söyledim. Dördüncü hakem Volkan Bayarslan bana “Maçı tehir edecek bir durum yok” dedi. Abdullah Avcı doğruları bilsin. Devre arası koridorda yanıma geldi, “İsmail hocam bazı oyuncuların ısınırken tribünlere bakmasını tahrik ediyorlar. Uyarırsan sevinirim, ortam gerilmesin’ dedi. Ben de ‘Peki hocam, teşekkür ederim’ dedim. Takımı topladım, sahadaki yedek oyuncuları da çağırdım. FB TV de çekti isterlerse görüntüleri de izletiriz. “Hiç kimse tribünlerle uğraşmasın, işimizi yapalım, 2-0 öndeyiz maçı kazanıp dönelim. Kimse hakemle tribünlerle uğraşmasın. Biz buraya kazanmaya, futbol oynamaya geldik” dedim. İkinci yarı ne hikmetse karşı taraftan tribün saldırısına uğradık. Su bombardımanı yağdı. Sol tarafta Ferdi, Tadic, Oosterwolde tarafı bu yüzden felç oldu, durdu. Hiçbir atağa çıkamadı. Kalecimizin önüne meşaleler atıldı. Konsantrasyonumuz bozuldu. Panik başladı sürekli uzun oynadık. Sonuçta golden önce atılan meşaleler varken, sahayı bile temizlettirmedi hakemler ve golü yedik. Golü yiyince Trabzonspor iştahlandı. Sahadaki oyunlarının yanı sıra tribündeki saldırı temposu da arttı. Sonuçta kendi hatamızdan penaltı oldu. Maç 2-2’ye gelince hamle yaptım. Cengiz’le Mert Hakan’ı sakat sakat kadroya almıştım. Belki oynatabilir diye. Soksam 3-5 hafta oynayamazlardı. İki değişiklik yaptık ve oyun dengeye geldi. İkinci hücumda golü bulduk ve kazandık.

Maç başından sonuna kadar vücuduma yabancı madde yedim ama hiç rol yapmadım, maçı provoke etmedim. Kafam yarıldı deyip ayılıp bayılabilirdim, böyle bir adam değilim. Maç oynansın diyerek sahanın içinde kalarak, bütün çabamı gösterdim. Yoksa biz farklı şekillere girsek maçı ertelettirebilirdik. Futbol kazansın diye iki camia arasında gerginlik olmasın diye oyun içinde kaldım. Sahanın içine girip su şişeleri topladım maç tamamlanması diye. Şampiyonluk kaybedebiliriz ama dostluk kazansın tarafındaydık. Maç bitti iki yabancı oyuncuyla tokalaştık. Eren Elmalı’yla güzel sohbet ettik. Kaleci Livakovic bana doğru koştu ve sarıldı. Hatalı gol yedi, kaybetsek yıkılacaktı çocuk. Çocuk bana sarılırken titriyordu. “Sana mahcubum ama kazandık” der gibi sarılıyordu. Ondan ayrıldım sahanın ortasına doğru gelirken, Trabzonspor’un menajeri var. Beyefendi birisi. “Hocam maçı kazandınız, tebrik ederimi, takımı içeri alır mısınız?” dedi. Bende tamam dedim. Arkamı döndüm bizimkiler sahanın ortasında sevinmeye başladı. O sırada maskeli biri atladı sahaya. Arbede yaşanırken takıma içeri girin dedim. O yaşanan arbede de bir tanesi bizim futbolcuya saldırıyor, elinde de büyük bir şiş çıkıyor. Oyuncum şişlense, futbol hayatı bitse kim hesap verecek. Bu şiş benim oyuncumdan mı düştü? Bir tanesinde korner direğinin sivri tarafıyla futbolcumu kovalıyor. Vursa sakat kalsa kim hesabını verecekti? Statta çok büyük bir güvenlik zaafiyeti vardı. Taraftarlar bu kadar kolay nasıl girdiler. Yüzü maskeli biri sahaya atlıyor. Trabzonlu mert insandır, Karadenizlilier delikanlı insanlardır. Ben de Karadenizliyim. Rizeliyim. Sen sahaya atlıyorsun, niye yüzün kapalı, sen kimsin? Seni biri mi oraya gönderdi? Sahaya atlayarak kadar cesaretin var, yüzünü niye saklıyorsun? Büyük bir güvenlik zaafiyeti vardı.

Maçında durdurulması gerekiyordu. Maç başından sonuna kadar çeşitli maddeler yedik, maçın tehir edilmesi gerekiyordu. Kaleci Yasin hocamız çok fena darbedildi. Yasin hocamız da Trabzonlu. Maçtan sonra dedesini görmeye gitti, Trabzon’da kaldı.

Oğlum Emre’yi 5-6 kişi araya aldı. 6 sayfalık darp raporu var oğlumun. Kaburgalarında ezilme var. Bir gün hastanede kaldı benim oğlum. En fazla darp edilen oğlumdu. Bir baba olarak düştüğümüz durumu düşünebiliyor musunuz? Yıllar önce şampiyonluğa gidiyorum, kurşunlanıyorum ve şampiyonluğumuz gidiyor elimizden. Bu sene aynı şekilde Trabzon’da yaşananlara hayret ediyorum. Daha birkaç hafta önce kendi sahanızda farklı yeniliyorsunuz tribünlerde tepki olmuyor. Neden iki camia karşı karşıya geliyor, neden bizim maçlarda bunlar oluyor?"