Dünya Kupası arasına girerken...

Fenerbahçe Beşiktaş Galatasaray
Dünya Kupası arasına girerken...
Haftanın en ses getiren sonucu şüphesiz Galatasaray'ın Başakşehir'i sahadan silmesiydi. Fotoğraf: AA

Beşiktaş yaralarını sarmak için, Fenerbahçe metal yorgunluğunun etkisi ile, Galatasaray başka bir oyunla, Trabzonspor ise ligin tatil olmasına sevinerek Katar 2022 arasına giriyor.

Beşiktaş iple çektiği Dünya Kupası arasına terör saldırısı sebebiyle Antalyaspor maçını oynayamadan girdi. Bir maç eksik oynamak bu yoğun stresten takımın kurtulması anlamına gelebilir. Eğer kazanma periyodu yakalanırsa o özgüvenle Antalya maçını oynamak büyük avantaj olur. Ama Beşiktaş kaybetmeye başladığı bir dönemde oynamak zorunda kalırsa futbolcuların ayakları geri gitmeye başlar. Aynı şey; bir maç eksik oynamak aynı derecede güçlü bir avantaj ya da dezavantaj olabiliyor. Futbol tıpkı hayat gibi değil mi?

Şimdi tüm gözler teknik direktör Şenol Güneş’e çevrildi. O takıma önce özgüven ve takım ruhu aşılayacak. Sonra kazanmanın ne kadar güzel ve önemli olduğunu anlatacak. Sonra yaraları sarıp hataları ortadan kaldıracak…

Yani Şenol Hoca’nın az zamanı ve çok işi var.

Dünya Kupası arasına girerken... - Resim : 1
Beşiktaş Teknik Direktörü Şenol Güneş. Fotoğraf: AA

OKAN HOCA’NIN HAYALİ

“I Have A Dream”… Türkçesi: Benim Bir Hayalim Var. Martin Luther King 28 Ağustos 1963 tarihinde İş ve Özgürlük İçin Washington’da yapılan yürüyüş sırasında Lincoln Anıtı önünde bu cümleyi tarihe not düşmüştü.

Önce hayal edip sonra gerçekleştirilmez mi zaten?

Okan Buruk’un da bir hayali vardı belli ki… Önce Alanyaspor maçının ilk 30 dakikasında sonra da Başakşehir maçının her dakikasında o hayalin vücut bulmuş halini izledik. Topa hükmeden bir takım. Oyuna ve rakibe hükmeden. Fizik olarak hep bir adım önde ama gereksiz ve sürekli yüksek devirde değil. Zamanı gelince tam kapasite, zamanı gelince dinlene, dinlendire bir oyun.

Direkten dönenler ve çok net kaçanlar hariç 7-0… Not düşelim; 7 gol 12 lig maçında sadece 8 gol yiyen bir takıma atıldı. Fiorentinalı UEFA Konferans Ligi A Grubu'nu lider bitirirken 6 maçta sadece 3 gol yemiş bir takıma atıldı. Oyunun detaylarını ve tüm teknik özelliklerini sayfalarca anlatabiliriz ama tadında bırakmak lazım, güzel futbol seyretmenin tadını çıkarmak...

Önce içi geçmiş dünya yıldızları ile bir felakete gidildiği izlenimi oluşmuştu. Ama son üç maç fark ediyoruz ki, bir plan yavaş yavaş hayata geçiyor. Eğer böyle devam ederse bambaşka bir oyun vadediyor Okan Hoca’nın Galatasaray’ı…

Bu aralar Galatasaray taraftarını "Voorpret" kelimesi anlatıyor… Flamenkçe’de çok büyük bir sabırsızlıkla beklediğin bir şeyi beklerken duyduğun keyif anlamına geliyor. Beklemenin zevki… Hani fırında kekin pişmek üzereyken yaydığı kokunun, soğuk bir havada sıcak bir çayın demlenmesinin verdiği keyif… Şimdi Galatasaray taraftarları da takımın, fragmanını izlettiği oyunun demlenmesini keyifle bekliyor. Bakalım Dünya Kupası sonrası Galatasaray, “beklediğimize değdi” dedirtecek mi?

METAL YORGUNLUĞU

Metal yorgunluğu, sürekli olarak çalışan veya belirli bir yükün sürekli uygulanması sonucu metal malzemelerin istenilen dayanma özelliğini kaybetmesi olarak açıklanır. 

Fenerbahçe çok yüksek devirde ve çok fazla maç oynadı ve metal yorgunluğu başladı.

Hazırlık karşılaşmaları hariç tam 25 müsabaka. Haftada iki maç fiziksel ve mental yorgunluk getirdi. Son dönemde Jesus’un ve oyuncuların açıklamaları da bu yönde. Son oynanan Giresunspor maçında da her ne kadar 10 kişi kalmanın etkisi olsa da futbolcular sezon başından bu yana çıktıkları limitlere yaklaşamadılar.

Ama zaten böyle bir trafik için eşi benzeri görülmemiş bir kadro kurulmadı mı? Kimin oynadığı fark etmeden her girenin sıra dışı katkılar sağlayabildiği kalitede ve derinlikte bir kadro. Peki bu durum öngörülmemiş miydi?

Dünya Kupası arasına girerken... - Resim : 2
Fenerbahçe 10 kişi tamamladığı Giresunspor karşısında 2-1 sahadan mağlup ayrıldı. Fotoğraf: AA

Soru şu: 25 maçta Fenerbahçe fiziksel olarak bu yükten böyle etkileniyorsa sezonun ikinci yarısı uzun maratonda bu sorun nasıl çözülecek? Sadece ligde 23 maç var. Avrupa ve Türkiye Kupası karşılaşmaları bu takvime eklenecek. Valencia ve Batshuayi de Dünya Kupası’ndan yorgun dönecek. Uzun vadede Jesus’un nasıl bir çözüm bulacağını göreceğiz.

Fenerbahçe yıpratıcı bir oyun oynadı ve sakatlıklar da çok uzun sürdü. Dünya Kupası arası Fenerbahçe için tam zamanında geldi.

Eğer Jesus’un sihirli bir dilek tutma şansı bulunsaydı, eminim şu anda 45 günlük bir araya gitmeyi dilerdi. Belki de diledi kim bilir…

ESKİ DOSTLAR

“Gelen gideni aratır” sözünü söylerken galiba atalarımız şu anda var olan Trabzonspor kadrosunu öngörerek söylemiş. Nwakaeme, Sorloth, Cornelius, Dorukhan ve Visca ne çok aranıyor...

Geçen sezon ilk 13 haftada 33 puan toplayan bordo mavililer bu sezon 23 puanda kaldı. 10 puan kayıp… Geçen sezon 13 maçta 27 gol atan Trabzonspor bu sezon sadece 19 gol bulabilmiş. Geçen sezon 13 haftada kalesinde 11 gol görürken bu sezon bu sayı 16 olmuş. Yani Trabzonspor ne hücumda ne de savunmada bekleneni verebiliyor. Ve Abdullah Hoca’nın tüm çabalarına rağmen yavaş ve yavan bir oyun var…

Dünya Kupası arasına girerken... - Resim : 3
Trabzonspor Teknik Direktörü Abdullah Avcı, bir TFF organizasyonunda ilk kez milli takıma çağrılan Fenerbahçeli futbolcu Arda Güler ile sohbet etti. Fotoğraf: AA

Dünya Kupası arasına en çok sevinen takımlardan biri Trabzonspor. Bu arada tedavi olan oyuncular için iyi bir fırsat oluşmuş oldu. Bu kadroyu Abdullah Hoca’nın önce ikna etmesi sonra da mümkün olduğu kadar çok tekrar yapması geliyor. Son şampiyonun ikna edilmesinin bu kadar zor olması da ayrı bir tartışma konusu ama zaten tartışmak için çok zamanımız olacak.

TERÖR LANETİ

Kolay değil ne de olsa bir tarafı Orta Doğu’ya yaslanmış bir ülkeyiz. Silahların, bombaların, kanın, vahşetin hiç durmadığı topraklar. Ne yapsak kaçamadığımız kaderimiz bu. Bu kez İstiklal Caddesi’nde canımız yandı. Yine çaresizce kayıplarımıza ağladık. Yine terörü ve tüm sebep olanları lanetledik. Umarız bu son olur.

Kaynak: Web Özel

fenerbahçe Galatasaray Beşiktaş