Terapistler terapi ihtiyacını nasıl karşılıyor? 'Danışan koltuğuna oturmadan...'
Özellikle pandemi ile birlikte terapistlerin iş yoğunluğu arttı. İşlerinin büyük bir bölümü insanları dinlemek olan psikologlar kendileri terapiye ihtiyaç duydukları zaman ne yapıyor?
İnsanların yaşadıkları olaylarla bazen tek başlarına mücadele etmesi kolay olmuyor. İçinden çıkılamayan her türlü ruhsal sorunda terapistlerle konuşmak sorunların üstesinden gelmeyi kolaylaştırıyor. Milyonlarca kişi travma, ilişki sorunları, depresyon, kaygı vb. durumlarda profesyonel destek için terapistlere başvuruyor. Peki bunca sorunu dinleyen ve bilimsel tavsiyeler veren terapistler nasıl hissediyor?
Amerikan Psikologlar Derneği'nin 2009 yılında yaptığı bir araştırmaya göre; psikoloji mezunlarının yüzde 87'si anksiyete, yüzde 68'i ise depresyon semptomları gösteriyor. Uzun yıllardır psikologların ruh sağlığı üzerine çalışan ABD'li psikolog Phil Kleespies, "Araştırmalar biz psikologların da ruh sağlığı problemlerine bağışıklığımızın olmadığını ortaya koyuyor. Psikolog olmanız kendi sorunlarınızla baş edebileceğiniz anlamına gelmiyor" diye konuştu.
Aile Terapileri ve Terapistleri Derneği Başkanı Uzm. Dr. Taner Canatar, pandemi döneminde belirsizlik ve çaresizliğin yarattığı panik atak, depresyon ve kaygı bozukluğuyla ilk kez tanışanlar olduğu gibi pek çok terapistin de geçmişte deneyimlediği sorunlarla yeniden yüzleşmek zorunda kaldığını söylüyor.
'İÇ DÜNYAMIZA BAKMA CESARETİ'
Canatar, bu örseleyici yaşam deneyiminde psikoterapistlerin de süreçten nasibini aldığını aktarırken, "Kaygılandık, üzüldük, korktuk. Hatta zaman zaman çaresizlik sarmalında karamsarlığa kapıldık. Yüz yüze seansların yerini çoğunlukla online seansların alması bir miktar da olsa soluklanmamıza vesile oldu" dedi.
"Elbette bir terapistten kendi sorunlarını fark edip etkin çözümler üretebilmesi beklenir" diyen Canatar, "İşimizi yalnız başımıza, sürekli terapist koltuğunda oturarak yapmak etik olmadığı gibi sağlıklı da değil. Danışan koltuğuna oturarak, başka bir terapistten ya da bir meslek büyüğümüzden alternatif bakış açısı ve geri bildirim almamız gerekiyor. Bu süreçte danışanlarımıza rehberlik edebilmek için kendi gerçekliğimize, kendi iç dünyamıza bakma cesaretini sürekli diri tutmamıza olanak vermesi açısından terapi almamız şarttır. Kendi ruh dünyaları üzerine çalışmayan uzmanlar, kendi 'mutluluk' ideallerini danışanlarına dayatarak onlara şifa veremezler" diyor.
Pandemi dönemindeki kaygı, çaresizlik, depresif ruh halinin yerini yeniden normalleşme çabalarına bıraktığını söyleyen Canatar, şöyle devam etti: "Pandemi sürecinde bireysel rahatsızlıklarla beraber çift çatışmaları çok artmıştı. Aynı evde anlaşamıyoruz, geçinemiyoruz diye gelen çiftler, artık bir arada kalamıyoruz diye geliyor."
'KIDEMLİ MESLEKTAŞLARLA DERTLEŞME'
İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Çocuk ve Ergen Psikoloğu ve Psikoterapist Uzman Dr. Hülya Bingöl Çağlayan ise, pandemi döneminin terapistler üzerinde de büyük bir değişiklik yarattığını söylüyor. Online terapinin avantajlarından yararlandıklarını belirten Çağlayan, "Bizim avantajımız konuşarak tanı ve tedavi edebilmemiz. Bu nedenle bir cerraha göre daha rahat bir şekilde muayene edebildik" diyor.
Her terapistin bir süpervizörü, bir danıştığı başka terapist olduğunu dile getiren Çağlayan, "Çünkü bu süreçler ağır ve zorlu süreçler. Biz de derdimizi danışıyoruz. Hiç kimseyi bulamazsak eş kıdemli meslektaşlarımızla tartışarak yükümüzü hafifletiyoruz. Bu terapistin çalışma başarısını da artırır. Terapistler olarak pandemide zorlandığımız noktalar oldu. Aile ve yakınlarımızdan kayıplar oldu. Bunu başka terapistlerle paylaşarak atlatabildik" ifadelerini kullandı.
Pandemi döneminde yaşanan korku ve kapanmaların sonuçlarını şu anki terapilerinde gördüklerine dikkat çeken Çağlayan, şöyle devam etti:
"Aile içi şiddet ve boşanmaların arttığını biliyoruz. Hastalıklar ihmal edildi. Ve bizim hasta grubumuzda olan ergenler yüz yüze eğitime başladı. Bununla birlikte derslere adaptasyon, zarar verme, alanında klinik anlamda artışlar gözlendi. Çok danışanda bu sürecin sonuçlarını hala görüyoruz."
Kaynak: Web Özel