Ruh sağlığını bahane etmemek için... 'Kişiliğimin berbat olduğunu düşünüyordum...'
Psikoloji hakkında farkındalık sahibi olmamız iyi bir gelişme olarak yorumlanıyor. Fakat uzmanlar davranışlar ile ruh sağlığı arasındaki hassas dengeye de dikkat çekiyor. Peki insanlar mental rahatsızlıkları neden kötü davranışların gerekçesi olarak gösteriyor? İşte çarpıcı tespitler...
Psikoterapist Doç. Dr. Nicholas Balaisis, mental sağlık ve davranış arasındaki ilişkiye dair değerlendirmesine her bireyin ayrı ayrı ele alınmasının önemine vurgu yaparak başlıyor. Balaisis yaşadığımız dönemde, insanların ruh sağlığı konusundaki farkındalığının iyice arttığını vurgulayarak, özellikle Covid-19'la birlikte pek çok kişinin ruh sağlığı konusunda daha rahat konuşabildiğini aktarıyor. İnsanlığın belki de tarihte ilk defa anksiyete, depresyon veya panik atak gibi hastalıklar hakkında bu kadar çok bilgiye sahip olduğunun altını çiziyor ve “Bu aslında birçok açıdan çok iyi bir şey” diyor.
“Kapanmalarda insanlar bunun ruh sağlıklarında yarattığı hasar hakkında konuşmaya başladı” diyen Balaisis, içsel süreçlerin saptanmasının ve bunların davranışlarla ilişkilendirilmesinin çok önemli bir psikolojik yetenek olduğuna ve bunun teşvik edilmesi gerektiğine vurgu yapıyor. Ancak Balaisis, kendisini endişelendiren bir trendin yükselişte olduğunun da farkında:
“Akıl sağlığı farkındalığındaki bu artışla birlikte akıl sağlığının kötü davranışlarımız veya ruh hallerimiz için uygunsuz bir şekilde kötüye kullanıldığını fark ettim. Bir başka deyişle, bazen akıl sağlığı bireyler için eylemlerinin, davranışlarının ya da tavırlarının sorumluluğunu almamak adına bir bahane olarak kullanılabiliyor. Ya da daha iyi bir ruh sağlığı gerektiren 'işler' için gerekçe olarak ileri sürülebiliyor.”
ÖZELLİKLE İŞ HAYATINDA...
Balaisis, bu tutumun işle ilgili meselelerde genelde “Şu an bunu konuşamam çünkü ruh sağlığımı etkiliyor” gibi ifadelerle ortaya çıktığını söylüyor.
İş yerinde yaşanan olayların ya da tetiklenmelerin çoğunda kişisel geçmiş ya da önceden var olan psikolojik olguların etkili olduğunu aktaran Balaisis, bu durumun da iş yerine ya da yöneticilere yansıtılabildiğini belirtiyor. Balaisis, “Ruh sağlığını etkilediği için başkalarını suçlamak, psikolojik bir reddedişin işareti olabilir” demekte.
'PSİKOLOJİK RAHATSIZLIĞIM BİR AÇIKLAMA, BAHANE DEĞİL'
Borderline kişilik bozukluğu olduğunu ve 15 yaşından bu yana psikiyatrik ve psikolojik destek aldığını aktaran Fleur, “Mental hastalıklarım benim izahatim, gerekçem değil” değerlendirmesini yapıyor.
Psikolojik rahatsızlıklarını tanımlayabildiğinde, bu rahatsızlıkların davranışlarını ve tecrübelerini nasıl etkilediğini de fark ettiğini dile getiren Fleur, “Çünkü depresyon üzgün olmaktan, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu odaklanmaya çalışmaktan, anksiyete de gergin hissetmekten çok daha fazlası” diyor.
Borderline kişilik bozukluğu teşhisi koyulduğunda kendini bu konuda eğitmek için çabaladığını aktaran Fleur, “Yıllarca anksiyete, depresyon ve yeme bozukluğuyla mücadele ettim ve berbat bir kişiliğim olduğunu düşünüyordum” ifadelerine yer veriyor.
Fleur, kendisine borderline kişilik bozukluğu teşhisi koyulduğunda ruhsal rahatsızlıklarının belirtilerinin “kişisel özellikleriyle” ne kadar bağlantılı olduğunu idrak ettiğini dile getiriyor. “Nihayetinde o kadar da kötü bir insan olmadığımı anladım. Terkedilme korkusuyla mücade ediliyormuşum ve bu nedenle insanları hayatımda tutabilmek için çaresizce çabalıyormuşum” diyen Fleur, psikolojik rahatsızlıklarının neredeyse bütün ilişkilerine zarar verdiğini fark ettiğini söylüyor.
Fleur, burada kritik bir soru yöneltiyor: Peki rahatsızlıklarımı bu tür davranışlarıma gerekçe olarak sunuyormuşum gibi görünmeden insanlara durumumu nasıl izah edebilirim?
Fleur sorusuna ise şöyle cevap veriyor:
“Kötü davranışlarınızı akıl sağlığınızla ilişkilendirmeniz aslında çok hassas bir konu. Yaptığımız bir hareket birisini incittiyse öylece el sallayıp 'evet öyle yaptım çünkü hastayım' deyip gitmemeliyiz. Olan oldu ve birisi bizim yaptığımız bir şeyden dolayı üzüldü. Karşınızdakine neden öyle davrandığınızı izah etmeniz insanların sizi anlamasına yardımcı olabilir.”
Doç. Dr. Nicholas Balaisis, akıl sağlığımızı yönetmenin, zaman, içsel gözlem ve sürekli psikoterapi gerektiren ağır bir iş olduğuna vurgu yapıyor.
Balaisis sözlerini şöyle sonlandırıyor:
Ruhsal sağlığımızın sorumluluğunu üstlenmek başka kimsenin suçlu olmadığı ya da mevcut endişemizden etkilenmediği anlamına gelmez. Ancak çoğunlukla gerekçelerin ardına (ve altına) bakmamız gerektiğini gösterir.
Kaynak: Psychology Today, Healthline, Symptomsofliving.com
Kaynak: Web Özel