Canlandırdığı karakter nedeniyle hedef gösterilen Melisa Sözen: 7 yıl içinde...

HABER MERKEZİ
DEAŞ Kültür Sanat haberleri
Canlandırdığı karakter nedeniyle hedef gösterilen Melisa Sözen: 7 yıl içinde...

Fransız dizisinde DEAŞ'a karşı savaşan ajan rolü nedeniyle hedef gösterilen Melisa Sözen, "Dizide herhangi bir terör örgütünün övgüsü yok. Olsaydı geçen 7 yıl içinde zaten duymuş olurdunuz." dedi.

'Asmalı Konak', 'Çemberimde Gül Oya' ve 'Biz Kimden Kaçıyorduk Anne?' gibi yapımlarda rol alan oyuncu Melisa Sözen, 2017 yılında oynadığı Fransa'nın ünlü polisiye dizisi 'Le Bureau des Légendes' dizisindeki canlandırdığı karakter nedeniyle hedef gösterilmesi hakkında açıklama yaptı.

Sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada Sözen, "Söz konusu dizi gizli saklı bir iş değil. 2015 çıkışlı Fransa’nın en ünlü polisiye dizisi" dedi.

'DİZİDE HERHANGİ BİR TERÖR ÖRGÜTÜNÜN ÖVGÜSÜ YOK'

"Dizinin benim oynadığım sezonu 2017 yılında yayınlandı. DEAŞ’la  savaşan çift taraflı bir ajanı canlandırdım" diyen Sözen, "Dizide herhangi bir terör örgütünün övgüsü yok. Olsaydı, geçen 7 yıl içinde zaten çoktan duymuş olurdunuz" ifadelerini kullandı.

'HAKKIMDA ATILAN İFTİRALARI KABUL ETMİYORUM'
Sözen paylaşımında şu ifadeleri kullandı:

"En anlaşılır haliyle:

1-Söz konusu dizi gizli saklı bir iş değil. 2015 çıkışlı Fransa’nın en ünlü polisiye dizisi.

2-Dizinin benim oynadığım sezonu 2017 yılında yayınlandı. Deaş’la (Işıd) savaşan çift taraflı bir ajanı canlandırdım.

3-Dizide herhangi bir terör örgütünün övgüsü yok. Olsaydı, geçen 7 yıl içinde zaten çoktan duymuş olurdunuz.

Ben 25 yıldır oyunculuk yapıyorum. Kötü niyetli eleştiri, haksızlığa uğramak, hakaret, yalan haberler benim ne yazık ki büyürken alışık olmak zorunda kaldığım şeyler. Dolayısıyla bu internet zorbalığı ile derim kalınlaşmış bir dönemimde karşılaştım. Hakkımda atılan iftiraları elbette kabul etmiyorum.

Ama yaşı küçük ve hayat tecrübesi az yahut duygusal olarak hassas bir dönemde olan insanların bu zorbalıkla baş etmesi neredeyse imkansız. Yukarıdaki üç madde çok yeterli olduğu halde bu satırları da zaten bununla başa çıkması güç insanlar için ekliyorum. Ne yazık ki bilginin doğruluğunu ve nereden geldiğini dahi düşünmeden, kontrol etmeden inanmak çağımızın kara deliklerinden biri. Linç kültürü de öyle.

Bunun bir parçası olmayın, kendinizin ve etrafınızdaki insanların internet zorbalığı ile duygusal şiddet yaşamasına izin vermeyin. Ben vermeyeceğim.

Kendi aklımızı, kendi bilgilerimizi kullanmayı, araştırmayı, doğru kaynakları kullanmayı ve önce bir durup düşünerek hareket etmeyi öğrenmemiz gerek. Bu tuhaf olaydan hep birlikte çıkaracağımız ders varsa bu olsun."