'Kehanet merkezi' Klaros'a ait gerçek ortaya çıktı

İzmir

İzmir'in Menderes ilçesinde, 'dünyanın en eski kehanet merkezi' olarak adlandırılan Klaros'un kullanım süresinin, bilinenden çok daha uzun olduğu tespit edildi.

Menderes ilçesinde 1907 yılında keşfedilen ve antik çağın en eski kehanet merkezi olduğu belirtilen Klaros'ta, Türk Tarih Kurumu'nca desteklenen arkelojik kazı çalışmaları sürüyor. İnanç turizmine katkı sağlayan ve pek çok turist ağırlayan bölgede konservasyon, restorasyon ve lazer tarayıcılarla belgeleme işlemleri yapılıyor.

Tarihe ışık tutacak yeni bilgilerin her geçen gün elde edildiği bölgede, Klaros'un kullanım süresinin bilinenden çok daha uzun olduğu tespit edildi.

'ÇOK DAHA UZUN SÜRE OLDUĞUNU ORTAYA ÇIKARDIK'

Klaros Kazısı Bilimsel Danışmanı Dr. Onur Zunal, "Son 2-3 yılda elde ettiğimiz önemli buluntular var. Klaros çok tanrılı inanca ait bir pagan kutsal alanı. Hristiyanlığın başlangıcıyla önemini yitirdiği biliniyordu sonrasında da terk edildiği düşünülüyordu. Bizim yaptığımız çalışmalarla özellikle Klaros'un, Hz. İsa'dan sonra 7'nci, 8'inci yüzyıllara kadar kullanıldığı tespit edildi. Klaros'un kullanım süresinin bilinenden çok daha uzun olduğunu ortaya çıkarttık. Klaros'un kuruluşu İsa'dan önce 13'üncü yüzyıl fakat özellikle son yıllarda yaptığımız çalışmalar; Klaros'un terk ediliş süresinin Hristiyanlığın ortaya çıkmasına paralel olmadığını, çok daha uzun bir süre burasının kutsal alan işlevini sürdürdüğünü bize göstermiş durumda" dedi.

GİRİŞ YAPISI RESTORE EDİLECEK

Öte yandan bölgede Türk Tarih Kurumu'nca desteklenen yeni bir proje başlatıldı. Bu kapsamda 'propylon' adı verilen giriş yapısında belgeleme, 3 boyutlu modelleme ve restorasyon çalışmaları yapılacak. Proje tamamlandığında yapı, yeniden ayağa kaldırılmış olacak. Klaros'taki yeni projeye ilişkin de bilgi veren Dr. Onur Zunal, "Şu anda yürüttüğümüz proje kapsamında Helenistik döneme ait olan giriş yapısını, lazer tarama yöntemiyle gerçekleştiriyoruz. Bu aynı zamanda giriş yapısının ayrıntılı bir rölevesini çıkarttıktan sonra 3 boyutlu modellemesini bize verecek. Bu aynı zamanda bir restorasyon projesinin ilk aşamasını oluşturmakta. İlerleyen dönemde giriş yapısının restore edilmesi ve ayağa kaldırılmasıyla ilgili bir çalışmamız olacak" diye konuştu.

'BU ALET SANİYEDE 2 MİLYON NOKTA ATABİLİYOR'

'Propylon'ın, Helenistik dönemde de kutsal alanın giriş yapısı olduğunu anlatan Dr. Zunal, "İnsanlar, kutsal alana bu yapı içinden giriyorlardı. Bu proje ile hem alana görsellik kazandıracağız hem de ziyaretçilerin antik dönemdeki rotadan kutsal alana girmelerine olanak sağlayacağız. Benzer bir ambiyansı yaşayarak, kutsal havadan daha çok etkilenecekler. Klaros'un hala kutsallığına inanarak, buraya gelen kişilerin olduğunu bilmekteyiz. Bu tip bir proje, ziyaretçilerin antik çağ mimarisini daha kolay algılamasını sağlayacak. Belgeleme işleminde geomatik mühendisi kişiler, lazer tarayıcı ismi verilen bir aletten yararlanıyor. Bu alet, saniyede 2 milyon nokta atabiliyor. Bu nokta, buluntu yapının tüm detaylarının belgelenmesine olanak sağlıyor" dedi.

ÇALIŞMALARA 'ÇAĞ' SINIRI

Klaros'ta başka çalışmaların da devam ettiğini vurgulayan Dr. Zunal, "Giriş yapısının her iki tarafında yer alan konaklama bölümlerinde de çalışmalarımızı yürütüyoruz. Bir ekip burada 'capping' uygulaması gerçekleştiriyor. Burası, Roma dönemine ait bir konaklama bölümü. Özellikle kutsal alana dışarıdan gelen ziyaretçilerin konakladığını biliyoruz. Bunun dışında heykel konservasyonumuz devam ediyor. Klaros'ta yaklaşık 7 metre yüksekliğinde devasa boyutta heykel parçalarımız var. Aynı zamanda alanda arkeolojik kazılar da devam ediyor. Arkeolojik kazıları Roma İmparatorluğu dönemi ile geç antik çağ olarak sınırladık. Buradan elde ettiğimiz veriler, Klaros'un Hristiyanlığın resmi din ilan edilmesi süreci sonrasında da kullanıldığını bize kanıtlamış oldu" diye konuştu.

 

Kaynak: DHA

İzmir