Hollywood Altın Çağı'nın son üyelerinden Olivia de Havilland, 104 yaşında hayata veda etti

Günümüz eğlence dünyasıyla geçmiş arasında köprü vazifesi görmüştü.

Hollywood'un Altın Çağı olarak kabul edilen 1930 ve 40'lı yıllarda, sinemanın bir anlamda temelinin atılıp ileri taşındığı o dönemde önemli film ve dizilerde boy gösterdi. 

Tüm zamanların en iyi filmleri listelerinin değişmez yapımlarından Rüzgâr Gibi Geçti ile (Gone With the Wind) şöhretine şöhret kattı. 

Efsaneler arasına girdi.

1939 tarihli filmde unutulmaz Melanie Wilkes karakterine hayat vermişti (üstte, ortada.)

Özellikle dönemin büyük erkek yıldızlarından Errol Flynn ile ayrılmaz bir çift oldular. 

Tam yedi kez başrolleri paylaştılar. 

En unutulmaz filmleri, Robin Hood'un Maceraları'ydı. 

Tiyatroda Shakespeare'in Bir Yaz Gecesi Rüyası (A Midsummer Night's Dream) uyarlamasıyla başladığı kariyerinde 60'ın üzerinde filmde oynadı. 

Captain Blood'dan The Snake Pit'e, The Heiress'dan To Each His Own'a hep zirvedeydi. 

Son iki film, kendisine Oscar Ödülü'nü getirmişti.

Captain Blood filminde değişmez partneri Errol Flynn ile...

60'lı yıllarda da hem sahnede hem de beyazperde de başrollerin aranılan oyuncusuydu. 

2003'e kadar aktif olarak yazdı, çizdi, oynadı...

Son yıllarını gözlerden uzak geçirdi. 

Rüzgâr Gibi Geçti'nin hayatta kalan son üyesi, Hollywood'un büyük efsanesi, çifte Oscar'lı oyuncu Olivia de Havilland, sessiz sedasız hayata veda etti.

Yaşlılığa bağlı çoklu organ yetmezliğinden ölen Britanyalı aktris, üç hafta önce 104 yaşına girmişti...