300 yıl sonra sergilenen opera ve bir dedikodu

ÖZEL HABERLER
300 yıl sonra sergilenen opera ve bir dedikodu
Antonio Vivaldi, 63 yaşında doğduğu evden çok uzakta hayata gözlerini yumdu. Tablo: Anonim

Dünya tarihinin gördüğü en büyük bestekarlar arasında olan Antonio Vivaldi'nin bir operası 300 yıl sonra sahnelendi. Bir iftira sonucu yaşadığı kentten kovulan bu adam şimdi huzur içinde uyuyabilir...

Katolik kilisesi yıllar içerisinde Avrupa’da pek çok sansür faaliyetinin merkezi oldu. Özellikle Ortaçağ döneminde bilim ve tekniğin ilerlemesinin önündeki en büyük engellerden biri engizisyon mahkemeleriydi. Katolik kilisesi şimdi 300 yıl sonra yaptığı bir hatadan dönüyor. Antonio Vivaldi’nin 'Il Farnace' isimli barok operasının oynatılmasına izin verildi.

Vivaldi, Katolik kilisesi ile düştüğü anlaşmazlık sonucu ömrünün sonunu borç içinde ve sürgünde geçirmişti. Ferrara kentinde düzenlenen operanın açılış oyununa kentin Başpsikolopos’u Giancarlo Perego da katıldı. Ünlü İtalyan prodüktör Marcello Corvino, “Vivaldi’nin anısını burada yaşatmak istiyoruz” diyor. Il Farnace, Kral II. Pharnaces’in dramatik hiyakesini konu alıyor.

Tarihi kaynaklara göre kendisi de bir din adamı olan Antonio Vivaldi 1730’ların sonlarında bazı ibadetlerini aksattığı için hem de daha 15 yaşında tanıştığı şarkıcılarından biriyle ilişki yaşadığı dedikodusuyla sürgüne gönderilmişti. Bu olaydan sonra ünlü bestecinin yazdığı Il Farnace operasının gösterimi İtalya genelinde iptal edilmişti.

SOLUNUM SIKINTISI 

Tarihi kaynaklara göre; kilise, Vivaldi’yi ayinlere katılmamakla suçlarken, aslında ünlü bestekar solunum sorunları yaşadığı için ayinlere katılmıyordu. Kilisenin Vivaldi’ye uyguladığı sansürden sonra bestekarın maddi durumu da oldukça kötüleşti. Bestekar 1741 yılında evinden uzakta o dönem Avusturya-Macaristan İmparatorluğu sınırlarındaki Viyana’da hayatını kaybetti. Vivaldi hayata gözlerini yumduktan sonra, notları arasında ünlü eseri ‘Dört mevsimler’e rastlandı.

Teolog ve tarihçi Massimo Faggioli o dönemde Venedik gibi Papa’nın etkisinden daha uzak şehirlerde sanatın daha özgür bir şekilde icra edildiğini anlatıyor. Opera uzmanı Federico Sardelli, Vivaldi’nin Ferrara’dan sürüldüğü zamanda bile şehirde sergilenen bazı eserleri yönetmek için bir çabası olduğunu söylüyor.

Sardelli, opera başlamadan önce operanın yazıldığı kağıtların bir kopyasını Başpsikopos Perego’ya verdi. Kopyaları alan Perego, Vivaldi’nin bir dedikodu sonucu şehirden kovulduğunu kilise adına resmen kabul etti. Perego konuşmasında Papa Françis’in sık sık hatırlattığı bir söze atıfta bulundu: “Kalem kılıçtan daha keskindir”

GENÇ BİR DAHİ

Kızıl saçları olan Vivaldi, papazlığının ilk yıllarından itibaren ‘Kızıl rahip’ olarak anılmaya başlıyor. 4 Mart 1678 yılında doğan ünlü bestekar, daha 25 yaşında bir keman virtüözü olmuştu. Ospedale della Pietà’da (Venedik’te ünlü bir müzik okulu) dersler vermeye başlayan Vivaldi’nin orkestrasının çok iyi yönettiği de burada ortaya çıkmış. Yıllar içerisinde bu okulda keman virtüözü, enstrümantel müzik direktörü ve bestekar olarak çalıştı.

İlerleyen yaşlarda bronşit astımı olduğu düşünülen Vivaldi, bu dönemde ayinlere de katılmayı bırakır ve dedikodular başlar. Vivaldi, 1713 yılında sözün de işin içine girdiği müziğe merak salar. O dönem için bu operadan ibarettir. Bestekar bu tarihten sonra pek çok opera yazar. Kariyeri boyunca genellikle serbest çalışan bes mevktekar sadece bir kez yüksekilerin istediğini kıramayarak 1718-1720 yılları arasında valilik hizmetinde bestekarlık yapar.

1720’ler Vivaldi’nin kariyerinin zirvesi olur, Venedik’te yaşamasına rağmen sık sık seyahat eder. 1725-1729 yılları arasında beş konçerto daha yazdı. 1730’lara gelindiğinde Vivaldi eserlerini kitap haline getirip satmayı bırakıp, onları bireysel olarak alıcılar ile paylaşmaya başlamıştı.

500 KONÇERTO

Avrupa’nın farklı ilgi alanlarına kaymasının da etkisiyle klasik müzik 1730’larda eskisi kadar moda olmaz. Bu durum da Vivaldi’nin servetine yansıyacaktır. 28 Temmuz 1741 tarihindeki ölümüne ilişkin bilgileri cenaze notlarından biliyoruz. Cenazesinin sadeliği öldüğünde fakir olduğunu ortaya koyuyor.

Vivaldi öldükten sonra arkasında 27 ciltlik büyük bir müzik külliyatı bıraktı. Eserlerinin orijinalleri ilk önce Venedikli sarraf Jacopo Soranzo tarafından satın alındı. Eserler yıllar içerisinde el değiştirmiş, bugün ise Torino’daki ulusal kütüphanede sergileniyor. Vivaldi’nin bilinen 500 konçertosu var. Bu eserlerin 300’ü tek bir müzik aleti için yazılmış, 230 tanesi sadece keman için.

Kaynaklar: AP, Encyclopedia Britannica

Kaynak: Web Özel

özel haberler